Tiz işten çıkarılalar

Kriz var ya,
hani üç misli karlar iki misline düşmüştür ya
"Tiz bin kişi çıkarıla" diye ferman salınır tezgahlara, bilimum emek terinin döküldüğü ortamlara.
Kara haberi duyan bedenler durur, susar; ev, aş, çocuklar, eş döner durur film şeridi gibi gözlerinin önünden.
Kocaman bir göbek kıkırdayıp duran sahibine eşlik eder inip çıkarken, sorunu çözmenin rahatlığında.
Hani kriz var ya,
"Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısı akla gelmez, emek bilinmez, iki oda bir salon küçük evlere nasıl bir ölüm sessizliği oturur, nasıl bitmez o gün, nasıl sabah olunca işe gitmeye hazırlanan ayaklar engellenir bilinmez.
Kriz vardır ya
iyi kaptan fırtınalı havalarda belli olur misali bir çok genel müdür, müdür maharetini gösterir; "Tiz işten çıkarıla" diyerek ve belki ödüllendirilirler bu parlak fikirleri gereği. Ötesi onların sorumluluğunda değildir, kol kesilmiş vücut kurtulmuştur. Bir iş toplantısının konusu olur belki; "Kuzum sen kaç kişiyi çıkardın" diye sorarlar birbirlerine, belki yarışırlar çıkardıklarının sayısı üzerine. Belki birinin eşi, işi biraz daha illeri götürüp;" .......kadar olamıyorsun, adam 5000 kişi atmış sen hala 1000 li sayılardasın, bu durumda bemim masraflarımdan kısarsan oyarım gözünü" gibi hoş sohbetler dahi olur çekirdek ailelerin içinde. Saygılarımla...

Not: Lafımız, bu sıkıntılı dönemi çalışanlarıyla birlikte atlatmaya çalışan işverenler ve yöneticilere değildir.

Diğer Blog yazılarım için