Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '16

 
Kategori
Deneme
 

Tolstoy İslamiyeti seçti mi?

Tolstoy İslamiyeti seçti mi?
 

Zengin bir ailenin çocuğu olarak, Rusya’nın Tula şehrinde 9 Eylül 1828 tarihinde doğan dünyaca ünlü edebiyatçı Tolstoy’un 82 yıllık ömrü trajik biçimde bir tren istasyonunda 20 Kasım 1910’da son buldu. Günümüzde de hâlâ ayakta durmaya devam eden Yasnaya Polyana isimli bir konakta doğan, ailesinden habersiz düştüğü bunalım sonrası ve nereye gideceğini tam olarak bilemeden çıktığı tren yolculuğu esnasında yaşamını yitirenLev Nikolayeviç Tolstoy geride destansı eserlerinin yanı sıra, dini inancı yönünde soru işaretleri de bıraktı. 

Hayatı boyunca gelir eşitliğini, insanoğlunun yaşam standardını sorgulayan Tolstoy, doğuştan doğal olarak mensubu olduğu Hristiyan dinine karşı eleştirileri ile de bilinmekte. Fakir köylülerin yaşantısına çok üzülen Tolstoy tüm servetini bu insanlara bağışlarken, Hristiyanlığın adaletli bir din olmadığını savunmuş hatta bu yüzden kilise tarafından aforoz edilmiştir. 2016 yılında Rusya’da yapılan en sevilen yazar anketinde Dostoyevski ile beraber birinciliği de paylaşan, İslam dinine sıcak ve gayet olumlu bakan Tolstoy’un;

“Muhammed her zaman Evangelizmin (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah’tan başka ilahı yoktur ve Muhammed O’nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur”, şeklindeki yorumu  da hayli önem arz etmektedir. Bu söyleminden İslamiyeti tercih edip etmediğini; 1909 yılında yayımladığı risaleden, Allah’a olan inancından, Hristiyan dinine karşı aldığı tavırdan ve Rus aydınlarının kaleme aldıkları kendisi hakkındaki yorumlardan tahmin etmek mümkün. Önemli bir kesim Tolstoy’un İslamiyeti seçtiği yönünde hemfikir. Hatta, evini terk edip çıktığı yolculukta tren istasyonunda zatürreden yaşamını yitiren Tolstoy’un İslam dinine uygun şekilde defin edildiği de rivayet edilmekte.

Rusça“Hz. Muhammed’in Kuran’a girmemiş hadisleri”, Türkçesi ise yakın tarihlerde  “Hz.Muhammed” adıyla yayınlanan kitabını, 1908 yılında Hindistanlı Alim Abdullah El Sühreverdi’nin “Hz. Muhammed’in Hadisleri” adlı risalesini okumasından sonra yazmaya karar veren Tolstoy’un bu eseri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), günümüzde ise Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova’da ölümünden yıllar sonra tekrar basılmak istense de, sansür kurulunun engeline takılıyor. Bir süre sonra, kitabın kendisi de yok oluyor.

1990’larda Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ardından tekrar gündeme gelen bu kitap; önce Azerice, sonra Türkçe olarak yayınlandı. Lev Nikolayeviç Tolstoy, günümüzde olduğu gibi o yıllarda da hayli ünlü ve ilgi gören bir yazardı, aydındı. İlk olarak 1909 yılında Çarlık Rusya’sında yayınlanan bu kitap fazla gündeme getirilmedi. O yıllar, sosyalist düşüncenin ülkede tohumlarını attığı yıllardı. Kiliseden umudu kesen halk yeni bir arayışta idi, sosyalist düşünce ile tanıştırıldı. Şayet Tolstoy, bu eserini biraz daha erken kaleme almış olsaydı ülkede İslam adına önemli gelişmeler yaşanacaktı ve büyük bir nüfusun İslamiyeti seçmesi olasılıktı.

Kaos ortamında yazıldığından ilk önce fazla dikkat çekmedi.Sovyetler Birliği’nde halk en çok ülkenin liderlerinden Stalin’den çok çekmiştir. Stalin’in döneminde halk dinden soğutulmak istenmiştir. Yine bu dönemde Tolstoy’un risalesi tekrar gündeme gelsede, başarılı olunamıyor. Ölümünün 116.yıl dönümüne denk gelen bugünlerde hâlâ Tolstoy’un Müslüman olup olmadığı tartışılırken, ünlü edebiyatçının şu yorumunu da sizlerle paylaşıyorum;

“Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan mukayese edilmeyecek kadar üstündür. Eğer insan seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Hıristiyan ve her bir insan şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği, tek Allah’ı ve O’nun peygamberini kabul ederdi.”

Sebîlürreşad, Kasım 2016 

 
Toplam blog
: 11
: 272
Kayıt tarihi
: 13.03.15
 
 

Gazeteci - Yazar, Ankara ..