TRT mi AKP mi?

TRT çalışanlarına "ya emekli ol, ya da haritadan kendine yer beğen" baskısının yapıldığı, teşvik primi ile emekli olmayanların ise tehdit edildiği haberleri tekrar gündemde.

Aslında, siyasi kadrolaşma basının gündeminde geçici düşüş yaşasa dahi, AKP'nin gündeminden hiç düşmedi, hep bir numara oldu.

Anayasa Maddeleri'ni hatırlatarak yazmak bu sıralar moda olduğu için ben de yazayım dedim.

TRT'nin tarafsız ve özerk ve bir kurum olduğunu bakın Anayasa'nın 133. maddesi nasıl açıklıyor; "Devletçe kamu tüzel kişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzel kişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır."

Yani özetle tekrar edecek olusak; baştan aşağı, 'tarafsızlık' deniyor.

"TRT çalışanlarını emekliğe zorlayıp, yerlerine kendi kadrolarını doldurmak istiyorlar. İdare takdir yetkisini keyfi olarak kullanamaz. Tarikatçı kadrolaşmaya olanak sağlamamak için çalışma hakkı sonuna kadar kullanılacak."

Haber-Sen de böyle diyor.

Haber-Sen bunları durup dururken mi söylüyor, bir şeyler yaşanmış, olmuş, karşılaşılmış, intikal etmiş olamaz mı?

Elbette evet.

Hem de yaşanan 'bir şey' değil, 'on binlerce şey'...

Mesela, TRT, AKP'nin tellalı, çığırtkanı oldu mu, kadrolaşma burada da tam gaz devam ediyor mu, ilgili ilgisiz kim varsa, kim istiyor, isteniyorsa TRT'de mi,
başka söze ne hacet...

İlgili maddenin açılımından anlaması gerekenler işte bunları anlamış durumda.
"İmam (133. madde) ne derse desin, cemaat (AKP) bildiğini okur" uygulanmakta.