Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '09

 
Kategori
İnançlar
 

Türbanlı Kadınların Öğrenilmiş-Öğretilmiş Çaresizliği

Türbanlı Kadınların Öğrenilmiş-Öğretilmiş Çaresizliği
 

Bülent Arınç ve Kadir Topbaş’ın oğullarının evlenmek için başı açık kızları tercih etmesi ile başlayan ve Ahmet Hakan’ın “İyi ama türbanlı kızlarla kim evlenecek” sorusuyla körüklediği bir gündem var medyada. Ahmet Hakan doğru bir tespitle, türbanın bayraktarlığını yapan siyasal görüşün iktidara geldiğini ama alt-orta sınıf türbanlı kadınlar için pek bir şeyin değişmediğini, hatta orta-üst sınıftaki erkeklerin çeşitli nedenlerle başı açık kızları tercih ettiğini yazıyor. Açıksa yazmıyor ama “oy deposu olarak kullanıldın – kullanılıyorsun ey türbanlı kadınlar” diyor

Bu gündem hınzır Ayşe Arman’ın tesettüre girerek izlenimlerini yazmasıyla devam ediyor.

Ayşe Arman yazı dizisinde tesettürde olmanın fiziki zorluklarından, Reina hariç her yere rahatlıkla girebildiğini yazıyor. Nihal Bengisu Karaca ise böyle empati olmaz sıkıysa kamuya gir diye cevap veriyor.

Gerek Ahmet Hakan’ın yazılarında gerek Ayşe Arman’ın konuştuğu türbanlı kadınların ifadelerin de gerekse Nihal Bengisu Karaca’nın ise hep “türbanlı kadınlara ayrımcılık yapıldığı” yönünde motifler var.

Hep türban yüzünden işte yükselememekten, evdeki eş olmaktan öteye gidememekten ve tabiî ki kamusal alana girememekten dem vuruluyor. Sorduğunuzda hep bize hayatın her alanında ayrımcılık yapılıyor deyip, kendilerine güvensizliklerini dile getiriyorlar. Peki ne yapılıyor, kim yapıyor ?

Cevaplar hem aynı üniversiteye giremiyoruz ( ki bence de kaldırılmalı), kamuda çalışamıyoruz. İyide ya hayatın geri kalanı ?

Türkiye’de kadınların %60 başı kapalı değil mi?

İktidardaki partinin ileri gelenlerinin eşleri, kilit yerlerdeki tepe bürokratların eşleri türbanlı değil mi ? Hatta bürokraside yükselmenin yeni kriteri eşinin kapalı olması olmadı mı? Hadi diğer şirketler işe vermedi son yıllarda iyice artarak büyüyen Muhafazakâr- İslami kesimin koca koca şirketlerin, okulları, hastaneleri yok mu?

Hükümetin çeşitli avantajlar ile desteklediği özel finans kurumlarında da mı ayrımcılık var ?

Hadi kamuda çalışılamıyor çoğu AKP’nin kontrolünde olan belediyenin dev bütçeli BITlerinde kimler çalışıyor ?

Öyle yada böyle yurtiçinde, yurtdışında iyi üniversiteleri bitiren türbanlı kızlara, model gelecek olarak iyi bir eş ve mücahit yetiştiren anne ( hem de üç çocuğa) rolünü kim çiziyor?

EE onlarda başı örtülü olanlara iş vermiyor veya yükseltmiyorsa bu maalesef muhafazakar kesimin ayrımcılığıdır…

Açıkça söyleyeceğim bu öğrenilmiş- öğretilmiş bir çaresizlikten öte bir şey değildir. Bunu öğretimi de, türbanı bir zamk gibi görüp, mevcut düzenin bozulmamasını isteyen muhafazakâr kesimin ileri gelenleri- erkekleri yapıyor. Yıllardır bu ezberletilmiş, öğretilmiş çaresizliği pompalayarak rantını yiyor kendilerine oy veren kadınları oyalıyorlar.

Size acı ama somut bir örnek vereyim; Konya’da İmam Hatip’te okuyan ve ÖSS de ilk 100’e giren kız öğrenci İmam hatipli olması nedeniyle kat sayıdan dem vuruyor ve bu nedenle tıp okuyamadığını ilahiyatı tercih ettiğini söylüyor. Hayalim İslam’a uygun bir Türkiye’de yaşamak diyor. İyide katsayı engeli tüm meslek liselerine var. Üstelik akıllı olduğu belli olan bu kızımız imam hatiplerin kendi alanı dışındaki fen bilimleri alanlarını tercih ederse puan kaybı yaşayacağı en baştan bilmiyor mu. Düz liseye gitmeyi akıl edemiyor mu ?

Başarılı erkelerini düz liselerde okutup , kendilerine ait özel kız okulları olan cemaat bu başarılı kıza niye burs vermiyor.

Amaç belli öğretilmiş çaresizliğe somut bir örnek yaratmak ve bu gencecik başarılı kız buna kurban ediliyor. Kızım sen ne kadar akıllı olursan , başarılı olursan ol, bir şey olmazsın demeye getiriyorlar. Ama kimse peygamberimiz ilim Çin’de de olsa alın demiş madem idealin tıp okumak şöyle ara çözümler bulabiliriz, en azından başının açmanın vebali açtıranlardadır gibi esnek düşünceler sergilemiyor.

Çünkü bu kesimin en büyük korkusu bir gün bu kızların-kadınların uyanması. Yıllarca benim türbanımı sanki dinin en büyük gereğiymiş gibi bahane edip kandırdınız. Sizin esas sonunuz beni sizinle eşit görmek istememeniz. Ben başı açık ya da kapılı sizinle eşit olmak istiyorum demesi.

Bu uyanışın yaşanması için bu öğrenilmiş çaresizlikle yıllarca yoğrulmuş kadınların, başlarını değil ayrıma uğrayacakları, erkeklerle eşit olmadıkları düşüncesini kafalarından çıkarmaları lazım.

 
Toplam blog
: 46
: 780
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Günlük hayatta karşımıza çıkan bir çok olayın bende bıraktığı etkileri sadece söylenerek deği,l yaza..