Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

05 Aralık '12

 
Kategori
Tarih
 

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme hakkı verilmesi

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme hakkı verilmesi
 

Genç Cumhuriyet henüz yeni kurulmuş, Mustafa Kemal Paşa Cumhuriyetle birlikte Türk milletini daha çağdaş, daha laik ve daha ileriye götürmek için Cumhuriyeti kuran ve yön veren iradeyle birlikte var güçleriyle çalışmaktadır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1926-1934 yılları arasında Atatürk’ün gerçekleştirdiği Devrimlerin bir kısmı kadınlarımıza ayrılmıştır.

Kadınlarımızın sosyal ve kültürel alanda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olması hedeflenmiştir.

Atatürk Türk kadınına büyük önem veriyor, ülkenin çağdaşlaşma ve kalkınma hamlelerinde kadınların mutlaka yer almasını istiyor, kadınların dışlandığı, kadınların katılmadığı hiçbir yatırım ve atılımın başarıya ulaşamayacağını ise çok iyi  görüyordu.5 Aralık 1934 tarihinde düzenlenen bir yasayla kadınlarımıza “seçme ve seçilme” hakkı da işte bu çabaların ürünüydü.

Atatürk kadınlara bu seçme ve seçilme hakkını verebilmek için önce kadınlarımıza verdiği önemi ve değeri göstermiş, gittiği her ortamda, çıktığı her kürsüde kadınlarımıza büyük önem vermiştir

Atatürk bir konuşmasında;

“Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.” Sözleriyle Türk kadınına verdiği önemi açıkca belirtmiştir.

Kadınına seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce veren Atatürk kadınlara olan güvenini de şu cümlelerle açıklamaktadır;

“Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır.”

Atatürk’ün Türk kadınları ile ilgili önemsediği ve söylediği o kadar çok söz vardır ki, bu sözlerinin tamamını bu sayfalara sığdırmak mümkün değildir. Ancak O’nun kadınlar hakkında söylediği en vurgulayıcı cümlesi;

“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” diyerek, yaptıklarının gerekçesini az, öz ve muhteşem bir ifade ile belirtmiştir,

Kadın haklarının birçok Avrupa ülkesinde Türkiye’den sonra verilmesi, Genç Cumhuriyetin Türk kadınına ve kadınlarımızın demokrasiye katılmalarına ne kadar büyük önem verdiğinin bir göstergesi olmuştur

Avrupa ülkelerinden Fransa 1944, İtalya 1946 ve İsviçre 1971 yıllarında bu hakları kadınlarına vermesi dikkate alındığında, Genç Cumhuriyetimizin henüz 11. yılındaki demokratik miladın farkı daha iyi anlaşılacaktır.

Türk kadına seçme secimle hakkı verilmesine, kadınlarımızla ilgili bir çok yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen bugün kadınlarımızla ilgili bir çok “sorun” hala çözülememiş, “cinsiyet ayrımcılığı” ortadan kaldırılamamıştır.

Geçmişte yeri gelince cephelere mermi taşımış,yeri gelince erkeğiyle birlikte cephede düşmanla çarpışmış, yeri gelince de evinde anne olmuş,üretim sürecine aktif olarak katılmış kadınlarımız bugün hala;

Şiddete ve cinsel tacize uğramakta;

Töre cinayetlerine kurban edilmekte,

Kara çarşafa ve türbana sarılmakta,

Siyasi haklarını 1934 de almasına rağmen siyasi partilerimizin birçoğunda maalesef “vitrin” olarak kullanılmakta.

Siyasi partilerimiz kadın kontenjanlarını arttırmamakta,

Kamuda üst bürokrasi makamlarında kadınlarımıza çeşitli gerekçelerle yeteri kadar yer verilmemektedir,

21. yüzyıla girdiğimiz bu çağda halâ “çocuk yaşta gelinlerimiz” varsa ve;

Halâ kadınlarımız çalıştığı, içinde bulunduğu ortamlarda birer “cinsel obje” olarak görülüyorsa ve bu sorunlar bir türlü çözülemiyorsa, kadınlarımızı;

Anneler gününde,

Dünya kadınlar gününde ve,

Kadınlara seçme ve secimle günlerinde;

Bu toplum ve bizi yönetenler hatırlıyorsa bu yolda daha çok "yol alınması" gerekeceği de acı bir gerçektir.

Kadınlarımızın hak ettikleri değerlere ulaşabilmesi, kadına insan olduğu ve toplumların “eşit vatandaşları” olduğu değerlerinin verilmesi ve kazanılması dileklerimle Türk kadınına seçme seçilme gününün verildiği 78. yıl dönümünü kutlarken, kadınlarımızın da Atatürk’ün Onlara verdiği değere layık olmalarını, haklarını sonuna kadar almak için var güçleriyle bu mücadeleye devam etmelerini diliyorum.

 Sonsuzluk ( Osman Özeker)   05.12.2012  

 

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..