Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '06

 
Kategori
Futbol
 

Turkcell süper bir lig

Turkcell süper bir lig
 

Turkcell Süper Ligin 7 haftasını geride bıraktık. Takımlar az çok belirginleşmeye başladılar. Özellikle bahisseverlerin ellerinde artık daha net veriler olşumaya başladı. Süper Lig bu sene, geçen seneye oranla daha mücadeleci ve renkli geçeceğinin sinyallerini vermeye başladı bile.

Türkiyede hala alışkanlıklarından vazgeçemeyen bazı sporseverler ve yorumcular bu mücadeleyi yadırgamaya başladı bile. Neydi bu alışkanlık. 3 büyükler diye takbir edilen takımlar sahaya çıktığında rakibini ezer ve sonuca gider. Artık bu mentalite yok futbolda. İki hafta önce Sivas karşısında beraberlik alan Fenerbahçe gerek kendi taraftarları tarafından gerekse futbol yorumcuları tarafından yeren yere vuruldu. Ben burada bile ısrarla Sivassporun disiplinli ve iyi mücadele ettiğini vurgulamaya çalışssamda hep o alışılagelmiş cümle öne sürüldü. Bir taraftar koca Fenerbahçe diğer tarafta Sivasspor.

Bu hafta oynanan Bursaspor - Sivasspor maçı umarım ne demek istediğimi az çok anlatmıştır. Fenerbahçe'yi Sivasspor karşısında yerden yere vurmaktansa, Fenerbahçe'nin istediği oyunu oynamasına izin vermeyen çok iyi mücadele eden Sivas'ı görmeye çalışmak zorundaydık. Gerçi ben gayet net gördüm ve bahislerde de bunun karşılığını aldım. Sivasspor bu ligde değişik skorlar almaya gebe keyifli bir takım olma yolunda.

Gelelim Konyaspor'a. Konyaspor sıralamadaki yeri ile de bu ligde kalıcı bir takım olacağını zaten ilk 6 haftada ispat etmiş bir takım. Fenerbahçe 30-35 dakika süren olağanüstü bir baskı altında bile bu takıma sadece bir gol atabildi. Oyunun kalan bölümlerinde de Konyaspor tehlikeli ve iyi bir takım olduğunu herkese gösterdi.

Trabzonspor karşısında kötü bir futbol sergileyen Galatasaray'ın, hele hele hafta içi oynayacağı ve son ikibuçuk senede oynayacağı zorluk derecesi en yüksek maç olan Liverpool maçından sonra çıkacağı Konya maçı pek öyle kolay bir maç olmayacak gibi gözüküyor.

Evet Galatasaray Trabzon karşısında oyunun genelinde sönük bir futbol oynadı. Ancak unutulmaması gereken bir şey var ki, küllerin arasındaki ateşe biraz rüzgar geldiğinde birden alevlenebiliyor. Trabzonun en büyük şansı ikinci yarının başında alevlenmek üzere olan ateşin üstüne düşen kum etkisindeki 3. golü bulmasıydı. Galatasaray'ın bu maçta gözüken en önemli sorunu futbol dışı problemleriydi bence. Futbol yönetimindeki hiyerarşik düzensizlikten tutun da, saha içindeki arkadaşlığın önüne geçen hiyerarşik düzene ya da başka bir deyişle saha içindeki DEVRECİLİĞE kadar herşey. Ve bunlar ciddi problemler. Maalesef de Liverpool maçı öncesi basın bu problemlerin üstüne körükle gitmeye devam edeceğe benziyor. Çok zor ama kimbilir belki olumlu yönde motive eder bu durum Galatasaray'ı Liverpool karşısında.

Galatasaray'ı Liverpool karşısında en çok zorlayacak mentalite ise "GALATASARAY AVRUPA'DA FARKLI OYNAR" felsefesine kanmak olur. Çünkü Avrupa'da farklı oynayan Galatasaray Lucescu ile beraber maalesef gitti. Bunu kimsenin gözardı etmemesi gerekli ve bu felsefenin rehavetinde olmaması gerekir. Hele hele olası bir farklı yenilgiden sonra kalkıp da kelle avcılığına gidilir ve takımın dengesi bozulursa Galatasaray çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalır. Gerets'in geçen hafta içinde dediği gibi 1 PUAN gerek Galatasaray için gerekse Türkiye için bence müthiş bir sonuç.

Trabzonspor'a gelince çok ilginç bir takım oldukları kesin. Şu bir gerçek ki, İspanya'dan Türkiye'ye bir zaferle dönerlerse hiç şaşırmam. Fakat Trabzon'u bir maçta bekleyen en büyük tehlike oyuncuların olmadıkları kadar tecrübesiz hareket etmeleri. Aynı hataları Beşiktaş maçında da yapmışlardı. Öne geçince ve de üstün oynamaya başlayınca takım bir anda rehavete bürünüyor ve tamam biz bu maçı aldık diyor. Sırf bu yüzden Ossasuna maçında maçın son bölümlerinde üstün oynayıp gol bulmaları için dua edeceğim.

Beşiktaş seyircisi acaip bir topluluk. Sanıyorum aralarında sürekli şairler barındırıyorlar.Ankaragücü'nün 8-0 lık yenilgisini hatırlatan sözleri hayranlıkla dinledim. (Her ne kadar son kıtasında biraz terbiye sınırları dışına çıkmış olsalar dahi.) Ve maç içerisinde de sürekli yeni şeyler üretiyorlar. Bu stadta oynayan bir futbolcu olsam dikkatimi tribünlerden gelen sözlere vermekten oyuna tam anlamıyla konsantre olamazdım herhalde. Açıkçası bu durum BJK futbolcuları üzerinde yok da değil. Bir konsantrasyon eksikleri varmış gibi görünüyorlar hep sahada. Oysa geçen hafta mağlup oldukları Galatasaray maçının ilk 20 dakikasını düşündüğümde o Beşiktaş'ın bırakın Türkiyeyi Avrupayı bile sallayabileceğini hissediyordum. Ama bir anda rüzgar tersine dönebiliyor Beşiktaşta. Bu da çok tehlikeli. Özellikle Avrupa Kupası maçları öncesinde. CSKA Sofya deplasmanı tam bir cehennem. Eminim televizyonu başındaki BJK taraftarları hele hele fanatikler Sofyalıların yaptıklarını görünce çılgına dönüp intikam için bir daha bu takımın karşılarına çıkmalarına dua edecekler.

Tıpkı Bursa'lılar gibi. Evet maalesef Süper Ligi bekleyen büyük bir tehlike var. 25 Kasım haftası İstanbul'da oynanacak Beşiktaş - Bursa maçı öncesi şimdiden endişelenmeye başladım. Çünkü gerilim çok şiddetli bir biçimde tırmanıyor. Bunda en büyük suçlu da Federasyondur. Bursa'nın şikayetine ve talebine cevap vermeyenler bu vebalin altında ezileceklerdir. Sene başında yazmıştım. Bir takım iddialara karşı kayıtsız kaldığınız bir lige start verirseniz o ligdeki takımların taraftarları güvensizlik ortamında şiddete yönelirler. Çünkü kayıtsız kalmak otorite boşluğunun göstergesidir. Tanrı Beşiktaşlı ve Bursasporlu genç sporseverlerin yardımcısı olsun.

Ve Vestel Manisaspor ve Ersun Yanal gerçeği. Fazla söz söyleyip nazar değmesinden bile çekiniyorum. En iyisi Vestel'e terfi edenleri keyifle izlemek. Bu lige çok ama çok fazla renk getirdiler. Buradan yayıncı kuruluşa da seslenmek istiyorum. Bu takımın maçlarını lütfen artık canlı yayınlayın. Bırakın Türkiye'yi Avrupanın Vestel Manisasporu seyretme hakkını elinden almayın.

İlk 7 haftanın en komik ve en acınacak tarafı ise Klüpler Birliği Başkanının küfürü serbest bırakma girişimleriydi. Neymiş efendim taraftarlar tehdit ediyorlarmış. Tehdit edenleri emniyete bildirirsiniz hem siz kurtulursunuz hem de Türk Futbolu bu kadar basit. Türkiye'de otorite bu kadar aciz mi yani.

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..