Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

TÜRKİYE'DE DÜŞÜNCE DEVRİMİNE DOĞRU

TÜRKİYE'DE DÜŞÜNCE DEVRİMİNE DOĞRU
 

TÜRKİYE'DE DÜŞÜNCE DEVRİMİNE DOĞRU

Ülkemizde insanlar beyinlerini kullanmamaktadırlar. Gerek de yoktur zaten. Doğdukları andan itibaren"üfürücüler" onların kulaklarının dibine itekleyerek "Sana ben böyle yap demedim mi?" derler. Kimdir bu üfürücüler? Ohoooo! Elini sallasan onlara değer. Her şeyi de bilirler. Ellerinden gelmedik şey yoktur. Şaşılacak şey, bu kadar verimli topraklarda bu kadar bilgi ve beceriye rağmen hemen hepsi de fakir ve açtırlar. Madem ona buna dağıtacak kadar aklınız vardı, elinizden uçan kuş kurtulmuyordu o halde neden değil başkasını, kendinizi bile kurtaramadınız?
Peki, kim bu üfürücüler?

Öncelikle bir kısım anne babalarımız, büyüklerimiz, yakınlarımız, öğretmenlerimiz, amirlerimiz, dost ve akrabalarımız, devlet büyüklerimiz, din adamlarımız...

Kulaktan dolma, bir bilgiye, bir araştırmaya dayanmayan onların da babalarından dedelerinden duydukları abuk sabuk söz ve davranış biçimlerini size aktarırlar; onları dinlemezseniz, dediklerini yapmazsanız hem çok kızarlar ayrıca büyüklerinizin sözünü dinlememiş olduğunuz için de size saygısız derler. Peki, nedir söyledikleri?

-Ağır olacaksın. Buna efendilik diyorlar. Sen ağır olacaksın. Kütük gibi oturacaksın oturduğun yerde, birileri malı götürecek.

-Onun bunun işine karışmayacaksın. İleri geri konuşmayacaksın. El üç söylerse sen bir söyleyeceksin.

Burada özellikle anne babalarımızın sadece yanlış olan zihniyetlerinin eleştirildiğini, kendilerine sevgi ve saygımızın olduğunu belirtmemiz gerekir. Babamız annemiz bizim her şeyimizdir fakat düşünceleri yanlıştır. Bu anlatılanların böyle algılanması gerekir.

Sonra burada anlatılan, eleştirilen anne babalar ülkemizdeki tüm anne babaları da kapsamaz. Biz sadece bu yanlış davranışlar içinde bulunan anne babaları kastediyoruz.

Ona öyle öğretilmiş. Birileri bu ülkede köle toplumunu oluştururken insanları bu "mavallar" la kandırabilmek için onların değer verdiği özellikle inanç kökenli insanları kullanmışlar."Yunus Emre böyle diyor"Yunus Emre’nin böyle dediği belli değil bir kere. Adamın yaşadığı bile kanıtlanamıyor ki söylediği kanıtlansın.10 tane Yunus Emre var. Hem öyle demiş olsa bile o zat 700 yıl önce yaşamış. Demekki sen 700 yıl önce yaşayan bir dervişin aklına muhtaç olacak kadar akılsızsın. Böyle bir şey olabilir mi ya?

Büyüklerimizin bize öğretmeye çalıştığı şeylere lütfen çok dikkat ediniz. Hemen hepsi bizi köleleştirmeye yönelik söz ve davranışlar...

Ağır ol, efendi ol, saygılı ol, büyüklerin sözünü dinle, başkalarının işine karışma, büyüklerin ne derse yap, aza kanaat et, Allahına şükret, kaderine razı ol, evini yurdunu terk etme, kocana sadık ol, babanın sözünden çıkma, toplumdan ayrılma

Yanındaki kör ise sen de bir gözünü kör edeceksin.

Bu söze çok dikkat edin lütfen. Anlamı bulunduğun ortama uyacaksın demek. Söz bağıra bağıra "sen koyun, içine karıştığın insanlar, toplum da sürü olacak" diyor. Ve bu sözü ülkenin her yanını gez ve insanlara sor. İnsanların %90'ı "Doğru, güzel, anlamlı bir söz" diyecekler. Kölelik bu ülkenin insanlarının iliklerine kadar işlemiş maalesef. Bu yanlış zihniyetleri yıkmak çok ama çok zor olacak.

Bizim ülkemizin insanlarının düşünmeye ihtiyacı yok.

Niye kafa yoracaklar ki...

İnançları 1400 sene önce kurulmuş zaten. Hocaları, hoca efendileri, dervişleri, evliyaları var. Adama bu konuda ne düşünüyorsun diye soruyorum. Bana "az dur Muhammed Kutub’un kitabını açıp bakayım da cevabını öyle vereyim" diyor. O böyle diyor ya işin bir de gerçek yönü var. Geçmişteki bazı İslam âlimlerinin bilgileri kaç gram necasetin abdesti bozacağını açıklamaktan ileri gitmemekte.
Bu ülke böyle nasıl kalkınır Allah aşkına? Bu anlayışla ülke de geri kalır din de geri kalır. Türkiye uzaya Mevlana'nın nefesleriyle mi çıkacak?

Bu ülkenin insanı düşünmek zorunda değil.

Peygamberimiz demiş ya "İlim Çin'de bile olsa gidip alın"

Adam kendi düşünmüyor, araştırmıyor, bulmuyor, icadetmiyor Çin'e gidiyor. Peygamber nerden bilsin bu milletin tembel olduğunu, hazırcı olduğunu, "Armut piş ağzıma düş" dediğini...

Bu ülkenin insanı düşünmek zorunda değil.

Onların yerine Mevlanalar, Yunus Emreler, Hacı Bektaşlar, Nasrettin Hocalar, Pir Sultanlar düşünmüş. Kim bunlar? Elbette devirlerinde halka önderlik etmişler, halkı aydınlatmışlar. Değerlerini verelim, saygı duyalım tamam kabul ama insaf lütfen. En yakını 500 sene önce yaşamış. Ve sonra bunlar elektriği mi, uçağı mı, yoksa treni mi icat ettiler?

Kime ait olduğu, gerçek mi yalan mı olduğu belli olmayan orda bir yerde ki bilmem hangi babanın, dedenin türbesini yatırını senede bilmem kaç kere ziyaret eden yurdum insanı ben eminim ki Orta doğu Teknik Üniversitesinin hangi şehirde olduğunu bile bilmiyordur. Ayrıca yurdum insanı bilmem kaç bin yıl önce yaşamış bir dervişi Boğaziçi Üniversitesi rektöründen daha iyi tanıyordur. Hatta emin olun adı geçen rektörü hiç bilmiyordur. Bu kafayla bu ülkenin kalkınması mümkün değildir.

Böyle bir şey olamaz ya. Türkiye'nin bugün inançla ilgili düşünce ve yaşamının neredeyse tamamı bu ve benzeri bazı kişilere ait anlayışlara dayalı. 74 tane üniversitenin halk için hiç bir anlamı da yok faydası da yok. Çocukları okuyor o kadar. Ben iddia ediyorum bazı eski kafalı dindarlar ve töreci insanlar için Hacı Fiş fiş Efendi'nin türbesi bir üniversiteden daha değerlidir.

Büyük Devlet Adamımız Mustafa Kemal'in "Bu ülke şeyhler müritler memleketi olamaz." sözü hala geçerliliğini korumaktadır.

Kendilerini Laik olarak tanımlayan kesim de konuya böyle yaklaşıyor. Haklılar da. Ama konuya yaklaşımları bu kesimi sanki dışlar biçimde, asalım, keselim, İran’a gönderelim, Arabistan’a gitsinler diyorlar sanki.

Atalarımız böyle yapmış, dedelerimizden ne gördükse. Bu ne demek ya?

Atalarımıza saygımız büyük elbette.

Ama onlar gibi düşünmek zorunda değiliz.

*********************

Kimse darılmasın, gücenmesin biz bir şeyler bildiğini sanan cahil ve kültürsüz insanlarız.

Bu utanılacak bir durum değildir çünkü bizim suçumuz değildir. Bilesiniz ki bu ülkede insanlar bilerek, kasden cahil bırakılmaktadır. Çünkü cahil bir toplumu köle yapmak kolaydır. İşin acı yanı insanlar bu gerçeği kabul etmiyorlar. Ben diyorum ki bu ülkede 50 milyon kişi köledir. Yerleri, yurtları, bir vatanları yoktur.

Bunu bir mahalle kahvesinde insanlara anlatmaya çalışın.

"Ne diyor bu adam?"diyeceklerdir.

Peki Arkadaş!

Kiracı mısın? Evet.

Evin var mı? Yok.

İşçi misin? Evet.

İşin var mı? Yok.

İşin yoksa maaşın da yok.

Maaşın yoksa aşın yok. Yani her an açlık kapında.

Tarlan yok ki çiftçi olasın.

Ormanlar senin değil ki gezip eğlenesin.

Bakma şu anda dolaşıp gezdiğine. Gün olacak oralara da giremeyeceksin.

Eeeee. Sen bu ülkenin vatandaşı mısın? Evet öyleyim. Nerden belli? Vergi veriyorum askerlik yapıyorum ya. Ayrıcana da cebimde kapı gibi kafa kâğıdım var. Yani bunlarla vatandaş oluyorsun. Evet.

İşte ülkemizde yaşayan milyonlarca insan bu tarif ettiğimiz şekilde vatandaştır.

Ya hemşerim Eeeee dedik. Bana deli demek kolay. Kafayı sıyırmış bu adam, dersin. De gitsin!

Birisine "Haklısınız" dediğinizde her şeyin bittiğini sanırsınız. Onaylamak, hak vermek "hoş geldin, nasılsın iyi misin" demek değildir. Haklısınız dediğinizde aslında her şey yeni başlar. Onaylamak bir sorumluluk bir ciddiyettir.

Bizde ise insanlar size hak verirler ama yine bildiğini yaparlar.

Yani bizim ülkemizde hak vermek, haklısın demek, onaylamak hatta kabul etmek bir şeyi başlatan değil bitiren bir davranış biçimidir.

Sen konuşursun. Doğru şeyler söylersin o yararlansın diye. Ama adam nezaketen dinler. Sonra haklısın arkadaş deyip çeker gider yoluna. Bizde konuşma muhabbettir. Konuşma deyince sohbet anlaşılır.

Erkekler konuşmalarında kadından kızdan maçtan, kadınlarda örgüden elişinden bahsettiklerinin onda biri kadar bu ülkenin sorunlarından konuşsalardı belki de ülkemiz şu anda çok daha ileri bir yerdeydi.

Ama bir şey daha var. Tamam, insanlar siyasetten konuşmuyorlar ama asıl gerçek konuşmaktan korkuyorlar. Çünkü konuşurlarsa başlarına bir şey gelirmiş. Bu düzenin efendileri onları böyle eğitmiş. Senin neyine siyaset otur parka enseni kaşıyıp çekirdeğini dişle."Siyaset senin neyine" ülkemizde en yaygın atasözüdür. Şimdi bir de özellikle bayanlar arasında "Siyasetle ilgilenmiyorum" modası var.
Madem bu ülkenin sorunları seni ilgilendirmiyor o zaman şikâyet de etmeyeceksin.

Türkiye insanı Sömürü Düzeninin sahiplerine bilerek bilmeyerek o kadar yardım ediyor ki. Sana ezberletmiş. Fakirsen çalışmadığın, aklını kullanmadığın için değil kaderin böyle olduğu için fakirsin. Sömürü düzeni din tüccarlarını sahte ve cahil hocaları din adamlarını kandırarak seni böyle eğitmiş. Kendisi niye fakir değil? Allahın kaderi onun için geçerli değil mi?

Allah kimseyi fakir ya da zengin yaratmaz. Dünyaya geldiğinde çırılçıplaksın. Allah bazılarınızın koltuk altına bir altın kesesi mi sıkıştırıyor?

Yapmayın Allah aşkına! "Ben fakirsem kaderim böyle olduğu içindir" sözü hiç kimse kusura bakmasın akıllıca bir söz değil.

Bu ülkenin insanlarını yeni düzene hazırlamak için medreseler mi açalım yoksa?
Bu ülke insanlarıyla konuşmam devam edecek. Son nefesime kadar.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..