Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye'nin Suriye ve Ortadoğu politikası ve BOP projesi

Türkiye'nin Suriye ve Ortadoğu politikası ve BOP projesi
 

Suriyede  neler oluyor?  İran Esad’ı desteklemek için binlerce silahlı mücahit göndermiş. Yine Esad’ı desteklemek için binlerce Hizbullah askeri Suriye’ye gitmiş. Türkiyeden çekilen PKK güçleri de Esad’a karşı savaşacaklarmış. Şam düşerse Esat dar bir bölgede küçük bir Nüsayri devleti kuracakmış. Bütün bunlar ABD artı Israil’in BOP projesinin safha  , etap etap uygulanmasıymış. Ve şimdi bombayı patlatıyorum. RTE de bilerek veya bilmeyerek bu oyuna alet oluyormuş ve ABD nin maşası oluyormuş. Ve şimdi ikinci bombayı patlatıyorum. Bütün bunların maksadı Ortadoğu’nun siyasi haritasını tamamen değiştirmek ve Amerikanın kontrolüne girecek ve tabii Israil’e de karşı olmayacak yeni ve küçük küçük devletler oluşturmakmış. Veee şimdi üçüncü bombayı patlatıyorum.. Bunların sonunda Kuzey Irak’taki Kürt Devletiyle Türkiye’den koparılacak Diyarbakır ve havalisi birleşerek büyük bir Kürt Devleti kurulacakmış.

Şimdi objektif bir değerlendirme yapmaya çalışalım.

Gerçek 1 : Bölgede ki hakim güçler kimlerdir. ABD, İsrail, İran, belki biraz da Rusya. Çin’i saymıyorum. Diğerleri yani Suriye, Suudi Arabistan, Irak,  körfez ülkeleri vs hakim güçlerin güdümünde. Türkiye kimine göre bölgedeki hakim güçlerden, kimine göre ABD nin piyonu.

Gerçek 2 : BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi diye birşey var mı? El- Hak var. ABD Bölgeyi kontrolu altına almak istiyor mu? Evet, bundan daha doğal ne olabilir ki. ABD bu projede Türkiye’yi kendi tarafında görmek ve hatta kullanmak ister mi? Gerçekçi olalım, evet.

Gerçek 3 : Uluslararsı siyasette geçerli olan ülkelerin menfaatleridir. Hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi, vs de vardır ve sahnede konuşulanlar hep bunlardır ama ülkelerin menfaatleri söz konusu olduğunda bu kavramlar hem ikinci plana gerilerler hem de bazen büyük insan kitlelerini ve dünya kamu oyunu kandırmakta kullanılırlar.

Gerçek 4 : Son dört beş bin yıllık dünya tarihine baktığımızda, her devirde, o devirde dünyanın en büyük ve güçlü devleti, dünyaya nizamat vermeye çalışmış, hadi daha açık konuşalım, dünyaya hakim olmak istemişlerdir. Örnek verelim, Hititler, Mısır, Hunlar, Cengiz Han, Roma, İskender, Napolyon,  Osmanlı, Birleşik Krallık, Hitler, ABD, Sovyetler Birliği ve bugün de ABD. Bu da doğal veya kaçınılmaz diyelim.

Gerçek 5 : Küçük devletler genellikle ve uzun dönemlerde hemen daima en büyük ve en güçlü devletlerin güdümünde olmak mecburiyetinde kalmışlardır. Mesela günümüzde, İngiltere, Almanya, Fransa ve daha bunun gibi pek çok devlet ABD nin dümen suyunda gitmektedirler. Eğer ABD nin diğer alternatiflere göre daha iyi bir alternatif olduğunu düşünüyorsanız bu seçimi ülkenizin menfaatine görebilirsiniz. Bu seçim illa vatana ihanet olmadığı gibi tam tersine vatanınızın menfaatleri doğrultusunda hareket etmek olarak da tavsif edilebilir. Eğer bu seçim vatana ihanetse o zaman bugün İngiltere de ki, Almanya da ki, Fransa da ki, Hollanda da ki, Belçika da ki vb pek çok ülkedeki iktidarlar hepsi vatan haini mi ?

Gelelim ve dönelim Türkiye’nin Suriye politikasına. Ben şahsen ABD’nin Türkiyede Diyarbakır ve havalisini koparıp yeni kurulacak büyük Kürdistan devletine vermek isteyeceğine ihtimal vermiyorum. Tabii bu ihtimal sıfırdır demek istemiyorum. Tam tersi bu ihtimali de göz önüne alıp dış politika stretejileri ona göre oluşturulmalı. Ama ABD, kamuoyunun bu kadar hassas  olduğu  bir konuda neden Türk kamuoyunu karşına alsın ki, bunu Türkiye’ye ve Türk kamuoyuna kabul ettirmek o kadar kolay mı?. Hem buna zaruret olduğunu da sanmıyorum. Şimdi eğer bir an için bu kötü ihtimali gözardı edersek, ve Esat da eninde sonunda, bir şekilde kaybetmeye mahkum görünüyorsa, reel politik açısından Türkiye’nin Suriye politikasının neresi yanlış? Başka türlü sorayım. Türkiyenin ortadoğu politikasında ABD’nin yanında yer almasının neresi yanlış. ABD’nin yanında yer almayalım da İran’ın veya Esat’ın yanında mı yer alalım. Tarafsız olmak veya tarafsız kalmak mümkün mü veya tarafsız kalmanın da riskleri yok mu?

Baba filminden hiç unutmadığım bir sahne vardır. Baba kuzenine nasihat ediyor, diyor ki, “düşmanından nefret etme, bu senin doğru düşünmene mani olur”. Biz de Türkiyenin Suriye politikasını ve hatta Ortadoğu politkasını değerlendirirken eğer bu değerlendirmeyi RTE’den veya AKP’den nefret etme üzerine bina edersek, doğru sonuçlara varamayabiliriz.

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..