Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye Pişmanlık Duyacağı Bir Politika İzliyor

Türkiye Pişmanlık Duyacağı Bir Politika İzliyor
 

  • Ülke coğrafyasının bir bölgesinde, bir süreden beri ciddi çatışmaların yaşandığını ve her gün insanların öldüğüne ilişkin haberleri dinliyoruz. Her ne kadar doğu ve güneydoğuda yaşanan gelişmelerin sansürüne ilişkin büyük medya organlarına siyasal iktidar tarafından ayar verilmiş olsa da, günümüz haberleşme ağı sayesinde yaşanan gelişmeler bir şekilde kamuoyu bilgisine servis ediliyor.
  •  
  • Daha geçtiğimiz hafta BDP lideri Selahattin Demirtaş, PKK’nın, 400 km’lik bir hattı kontrolü altında tuttuğunu söylemişti.
  •  
  • Ben bu iddiayı çok ciddiye almıyorum. Karşınızda tam donanımlı bir ordu varken, sayısı ve teçhizatı belli bir örgütün bu denli geniş bir coğrafyada etkin olması bana pek de mantıklı gelmiyor. Ama bir noktayı da gözden kaçıramıyoruz tabii ki… Gerçek o ki, sayısı belli bir güçle PKK’nın saldırı halinde olduğu…
  •  
  • Sanırım hiçbir dönemde silahlı çatışmalar bu düzeye yükselmemişti. Tabii bu durumu Ortadoğu coğrafyasının diğer noktalarındaki gelişmelerin dışında tutarak düşünmek mümkün olmuyor.
  •  
  • ABD’nin bir önceki Dışişleri Bakanı Condolezza Rıze’in, Ortadoğu’da birçok ülkenin sınırlarının değişeceğini söylemiş olması ve bu doğrultuda Arap Baharı diye nitelendirilen gelişmeler tamda birbiriyle örtüşür cinsten.
  •  
  • Peki Türkiye ne yaptı?
  •  
  • Bana göre hiçbir şey yapmadı. ABD güdümlü politikaların arkasına takılıp, hiç de beklemediği bir tezgâhın içerisinde kendisini buldu Türkiye…
  •  
  • Bu süreçte PKK’nın doğu ve güneydoğu coğrafyasında saldırılarını yoğunlaştırması, Türkiye’nin, kendi iç meselesi halindeki Kürt Sorununu çözmekten kaçınıp, yeniden güvenlik eksenli politikaları benimsemesi, gelişmekte olan süreçte Türkiye’nin elini bir hayli zayıflatmış görünüyor. İsterse Suriye’deki Esad rejimi devrilsin… Hatta Esad rejimin devrilmesi Türkiye’nin yararına değil, aksine zararına gibi görünüyor. Zira Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın daha güçlü olduğu ve dağılmış bir Suriye’de daha etkin konuma geleceği kaçınılmazdı. Şimdiki gelişmeler tam da bu noktada ve bu durum Türkiye’nin hiç istemediği ama arkasına takıldığı emperyal politikalar neticesinde istemediği bu durumun girdabına soktu kendisini.
  •  
  • Türkiye bu süreci en az zaiyatla atlatabilirdi. Ama olmadı… Zira PKK bu süreçten yararlanarak, “Ne kopartırsam kârdır” anlayışını güdüyor ve Türkiye’de var olan rejimi zayıflatmak adına var gücüyle ve elindeki imkânlarla saldırılarını arttırıyor.
  •  
  • Güvenlik eksenli politikaların Türkiye’ye her hangi bir yarar getirmediği geçmiş dönemlerdeki uygulamalarla fazlasıyla test edildi ve Türkiye bu politika sayesinde hiç rahat yüzü görmedi. Ne zaman ki kendi coğrafyası içerisinde var olan sorunu çözme girişimine yanaştı, işte o noktada Türkiye rahatlama sürecine girdi.
  •  
  • Türkiye gerçekten rahatlamak mı istiyor, yoksa Ortadoğu’da yaşanan kaostan nemalanmak gibi bir niyeti mi var?
  •  
  • 1990’lı yılları hatırlayın… Irak Kuveyt’i işgal ettiğinde, Yumurtalık petrol boru hattını kapatan Turgut Özal bir koyup üç almayı hesap etmişti. Sonuç malumunuz üzere, Türkiye ortada kalmıştı.
  •  
  • Benzer bir durum şu anda da yaşanmakta…
  •  
  • Ortadoğu’da önemli bir aktör olma çabasındaki Türkiye, yok yere ortada kalacak gibi… Suriye’de rejim muhaliflerine yardım etmek gibi bir takım girişimleri olan Türkiye, Suriye’de mevcut rejim çöktüğünde, hiç istemediği bir gelişme olan Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın etkinliği, başına istemediği dertleri açacak. Zaten son günlerdeki PKK saldırılarının temelinde bu gelişmelerin etkin olduğunu söylemek fazlaca abartı olmaz.
  •  
  • Benim baştan beri naçizane önerim odur ki, Türkiye kendi Kürtleriyle sorunlarını çözme girişimine yönelmeli. BDP’yi hedef haline getirmekle sorunu çözmekten ziyade, sorunu daha da açmaza sokar. Var sayalım ki BDP’li vekillerin, vekillikleri düşürüldü! Böyle bir girişim daha ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olmaz mı? 1993’de DEP’li vekillerin, vekilliği düşürüldü de, var olan sorunun çözümüne ilişkin bir katkı mı ortaya çıktı?
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..