Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Türkler ev yapmasını bilmez!

Türkler ev yapmasını bilmez!
 

Biz Türkler, adına "çadır medeniyeti" denilen bir uygarlığa mensubuzdur. Anadolu'ya gelmeden önce at biner, av avlar; çadırlarda yaşardık.

Anadolu'ya gelip yerleşik hayata geçince, ev yapma ihtiyacı hissetttik.. Ama ev nasıl yapılır, bilmiyorduk...

Anadolu'da yaşamakta olan Ermeni ve Rum gibi kavimler, çoktan yerleşik hayata geçmiş ve şehirler kurmuşlardı. Biz Türkler, başka bir çok şey gibi ev yapmayı da onlara bakarak öğrenmeye çalıştık.

Öğrenmeye çalıştık, çalışmaya da gereği gibi öğrenemedik... Çünkü, biz Türkler yaşadığımız mekanlar için fazla incelik düşünmeyen, sanatçı yönü fazla gelişmemiş bir geleneğe sahiptik.

Fethettiğimiz Anadolu topraklarında Demircilik gibi, Mimari gibi sanat işçiliği gerektiren işleri ya Ermeni ustalar ya da Rumlar yapıyordu. Uzun yıllar boyunca da böyle sürdü..

Ermenileri sürüp Rumları kovduktan sonra, iş başa düşmüştü ama baş, bu işi kıvıracak kıvamda değildi...

Anadolu'nun dört bucağını gezin!... Hiçbir yerde topraktan yapılmış Ermeni ya da Rum köyü göremezsiniz.. Hepsi kesme taşlardan yapılmış evlerdir ve çoğu hala ayaktadır.

Ya bizim Türk köylüsünün yaptığı nedir? Tarlasını ektiği topraktan "kerpiç" yapıp onunla ev yapmak ve hayvanının gübresinden tezek yapıp ocak yakmak!...

Gerçek budur; bizim Türk köylüsü hala "Yontma taş devrini" yaşamamıştır. Bunca deprem tecrübesine rağmen, bugün hala taşlar, doğadaki şekilleriyle getirilip evin temeline konur. Üzerine de kerpiç yükseltilir. Dört-beş ince ağaçla örtülen damın üzerine de yığın yığın toprak atılır...

Böylece, en küçük bir depremde diri diri gömülmek için "mezar" hazır hale getirilmiş olur...

Elazığ depreminde can kaybının "utanç verici" ölçülerde olmasını sadece "maddi fukaralığa" bağlamak gerçekçi değildir. İşin özünde "görgü ve birikim fukaralığı" da vardır. Acıdır ama gerçek budur...

Allah her insana farklı özellikler verdiği gibi, her kavme de farklı yetenekler vermiştir şüphesiz... Biz, mimaride, teknolojide, zenaatte yetenekli kavimleri içimizden kovduğumuz için, böyle avara kaldık...

Farlılıkların zenginlik olması sadece sosyal kültürle ilgili değil, demek ki... Maddi kültür ve fiziki hayatta da bir çok paylaşım söz konusu... Keşke o Ermeni ustalar kovulmamış olsaydı da, Anadolu insanına doğru dürüst evler yapmaya devam etselerdi...

Sadece evler değil üstelik; minareler ve camiler yapsalardı...

Tıpkı eskiden olduğu gibi!...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..