Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

26 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Tütüm, emziğim ve ben!

Tütüm, emziğim ve ben!
 

Tütüm, emziğim ve ben !

Çocukluğumda en büyük tutkum emziğimdi. İlkokula başladığımda hala benimle beraberdi.

Sağ elimde, sol elimde, boynumda, uyurkende bunlardan biri düşerse diye yastığımın altında.

Okula başladığımda sadece teneffüslerde ve beslenme saatinde izin vardı öğretmenim tarafından.

Çabucak yerdim beslenmemi ki, emziğime kavuşabileyim. Gerçi ufaktım okula gittiğimde. Arkadaşlarım benden iki üç yaş büyük oldukları için kesin içlerinden dalga geçiyorlardı ama ben anlamamazlıktan geliyordum.

İkinci sınıfa başlarken söz verdim bizimkilere bırakacağım diye! Arabaya bindik gidiyoruz. Gittiğimiz yer bale kursu. Tek şartım o olmuştu. "Beni bale kursuna yazdırırsanız bırakacağım" diye. İkna olmuşlardı. Tabi ne de olsa çok kötü bir alışkanlıktan kurtulacağım ya.!

Gittik, bale öğretmeni ile görüştük. Uygun buldu beni ve kursa yazıldım. Ondan sonra alışveriş telaşı. İşte tütü, pisi pisi falan aldık. Ben şansımı zorluyorum. Rengarenk tütü istedim bu kezde.

Onlarda alındı. Üç tane pisi pisi . Klasik müzik kasetleri. Beni görende hemen o hafta sonu AKM 'de resitalim var sanır. Öyle bir telaş yani. Neyse tüm bunları aldık eve döndük. Bizimkiler benden bir hareket bekliyorlar biliyorum. Ama hiç oralı olmadım. Bale kıyafetlerimi giydim. Açtım sununa kadar teybi. Klasik müzik dinliyorum. Adını bilmiyorum ama hoşuma gidiyor. Kendi kendime figürler icat ettim. Kursa başladığımda bunu öğretmenime göstermek üzere.

Kursun ilk günü ben, tütüm, pisilerim hazır şekilde çıktık sahneye. Boynumdada içine saklamaya çalıştığım emziğim tabii. Öğretmen tek tek hepimizle ilgileniyordu. Bana yaklaştığında korkmaya başaldım. Ya emziğimi fark eder de alırsa elimden diye .

Neyse korktuğum olmadı, farketti ama sesini çıkarmadı. Akşam eve geldiğimde yorgundum hem de çok. Öğrendiklerimi birazda abartarak bizimkilere gösterdim. Aradan üç kurs dersi geçtikten sonra, bale öğretmenim beni yanına çağırdı. "Sen bu işi severek yapıyorsun, yeteneklisinde.. Ama sanki hareketlerinde seni engelleyen bir şeyler var" dedi. Bende "Nedir?" dedim. "Sakın o boynunda derslerde saklamaya çalıştığın nesne olmasın" dedi. Emziğimden bahsettiğini anlamıştım.

Utandım. Evet ilk kez utandım. Okulda her fırsatta gizli gizli çıkarıp emdiğim emziğimden utandım. Güzel bir yaklaşımdı öğretmenimin yaptığı. Ondan sonra ki derslerde takmadım boynuma. Ama evde devam tabii gizli gizli emme seanslarıma.

Aradan iki yıl geçti yavaş yavaş büyüdüm sanırım. Ve tamamen kurtuldum bağımlılığımdan.

Yaşım ilerledikçe tütüm ve pisi pisim oldu sadece hayatımda. Çok seviyordum. İki kez büyük sahnede gösteri yaptık. Üçüncüsü ve en önemlisinde partnerim tarafından havaya kaldırılırken düşürüldüm. Ve ayak lifim koptu. O an anlayamadım bunun ne demek olduğunu ve devam ettik gösteriye. Ama ondan sonra baleye uzun süre ara vermek zorunda kaldım..

Hala içim sızlar bale konusu geçtiğinde. Ve ekranda dans edenleri gördüğümde.

Beni emziğimden uzaklaştırdı.. Ve en önemlisi hayata disiplinle bakmayı öğreten bu sanat dalını anmak istedim bugün nedense. Belkide bu sabah izlediğim bir gösteri ile alakalı olabilir. Çocuklar vardı ekranda pırıl pırıl. Tütüleri üstlerinde, pisileri ayaklarında. Gururla dans ediyorlardı .

Acaba onların da boynunda emzikleri saklı mı diye düşündüm gülümseyerek .. 26/05/2007

 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..