Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

"Darbeder" ömrüm

"Darbeder" ömrüm
 

Sen bilirsin günlük; “ne bileyim?” sözünü sık kullanırım. En iyi bildiğim şey, hiçbir şeyi en iyi ben bilirim dememem gerektiğidir.

Fakat, “darbe” iyi bir şey değildir, bilirim! Ve hattâ, en iyi değil ama ben de iyi bilirim. Özellikle “baş”a gelen darbelerin etkisi daha da kötü olur, iş bey/in sarsıntısına, hattâ ötesine kadar gidebilir.

Canım babamın emekli olduğuna, artık evden çıkmadığına bakma. 43 yıllık “devlet memurluğu” döneminde sürülmediği, dolayısıyla bizi de sürüklemediği yurt köşesi kalmamış çok şükür. Ben 1957'de bu kervana dahil olmuşum ve daha 40 günlükken kamyon yine kapıya dayanmış. Rahmetli anam artık bu işlerde iyice deneyim kazanmış olmalı ki, tavana çakılı iki kancaya asılmış beşikte ağzıma tıkıştırılmış bir lastik emzikle oyalanmamı tembih ve temin edip eşya taşıma işine katılmış. Nihayet yükleme tamamlanıp evden son çıkarılacak eşya olarak sıra bana geldiğinde, beşikten alınmamla tavanın çökmesi, bir parça molozun tepeme inmesi aynı ana denk düşmüş. Kafamın bıngıldak bölgesindeki hafif çöküntü anacığımın doğumda zorlanmasından değil, aldığım bu darbedendir kanımca.

Alın tarafımdaki çukurlaşma, basket topuna kafa atılmaması gerektiğini öğrendiğim günden, kafatasımın beynimin sol lobunu korumayla görevli bölümüne rastlayan kısımdaki çarpıklık, platonik aşk yaşadığım kendimden birkaç yaş büyük bir kızın evinin önünde gece karanlığında arkadaşın Mobilet’iyle turlarken, sabah mahalle maçı yapan çocukların bıraktıkları “kale taşı”nın üzerinden uçarak kaldırımın keskin kenarına zorunlu ve acil iniş yaptığım sırada aldığım darbedendir.

Anamı da başına aldığı bir darbe almıştı benden. Gizli yüksek tansiyonu varmış, ne bilelim? Mutfakta yemek pişirirken tansiyonu çıkmış, başı mı dönmüş ne, düşmüş. Balkona çıkan tek basamağa kafayı çarp, beyin kanamasından git. Görüyor musun tek bir “darbe”nin bile nelere yol açabildiğini? Anacığının gittiğine mi yanarsın, 11 yaşında öksüz kaldığına mı?

***

Kafa bir kez darbe almış ya, ilkokul dönemimde herkes bayram geldi diye sevinip zıp zıp zıplarken, ben ne olduğunu anlamayıp şaşkoloz şaşkoloz bakınırdım. 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı diye bir bayram kutlanır, “resmi geçit” yaptırılır, bir kısım öğrenciye siyah önlükler o günlük giydirilmez, lacivert kadifeden kısa pantolon, üzerine aynı kumaştan yelek, içine beyaz gömlek, yakasına da yelek kumaşından artan parçadan uydurulmuş yular taktırılırdı. Törene katılmama gibi bir hürriyetimiz yoktu. Boynumuzdaki kordon hafiçe yamulsa, gevşese, kaysa uyarı alırdık. O bayram, boğazlarına yağlı ip geçirilerek darağacında sallandırılanların kutlamasıydı. Ülkeyi kaynama noktasına getirmiş, anayasayı ihlâl etmiş iktidar, bir askeri darbe ile devrilmiş yeni bir anayasa yazılmıştı; kutlanan oydu.

Belki yaşım, belki kafamdaki darbe nedeniyle; 1960’da yapılmış bu darbe pek umurumda değildi. Ders kitaplarında bunların bu cezayı hak ettikleri yazıyordu; öyle okuyor, öyle öğreniyor, bu bilgiden sınav oluyor, not alıyorduk.

Bununla ilgili asıl “darbe”yi yıllar yıllar sonra yedim ben. Darağacında canı alınanlar için “anıt mezar” yapılıp kemikleri oraya taşındığında…

Kitaplar, öğretmenler her zaman doğru yazmıyor, söylemiyorlardı. Demek ki onlara da körü körüne güvenmemek gerekiyordu. Her fırsatta eğitim şart deniyordu ama “doğruların” ve “gerçeklerin” öğretimi ıskalanabiliyor, devlet okullarında verilen eğitime “dahi” kuşkuyla bakmak gerekebiliyordu. “Kitap insanın en iyi arkadaşıdır”, diyorlardı da, “her kitap doğruları yazmaz, hepsi iyi arkadaş olmaz” diyen pek çıkmıyordu..

Nitekim -bu konuda- bana öğretilenler yanlış/mış/tı ve ben bu yanlış bilgileri çocuğuma aktaracak, onu bu yanlış bilgilerimle yetiştirecektim. Hangisi eğri, hangisi doğru, anlatmakta zorlanacaktım.

Darbeder bir ömürdü benimki.

...ve bir zamanlar yarın bayramdı.

Mumcu'ların paramparça edilişi, Gezmiş'lerin, Dink'lerin, Emeç'lerin, İpekçi'lerin... daha nicelerinin... katledilişleri kadar yanlış.

İnsan insanın kurduydu; insan, insanın canını aldı.

Ne yazık, hâlâ almaya devam ediyor; deliriyorum.

O nedenle "bana her gün bayram" diyorum.

Anladın onu sen, biliyorum.

 
Toplam blog
: 8
: 373
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İşletme Müh. ve İktisat öğrenimleri aldım. Kısa bir süre yabancı sermayeli bir işletmede çalıştık..