Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

UEFA Avrupa ligine adımız ecel terleri ile birlikte yazıldı

UEFA Avrupa ligine adımız ecel terleri ile birlikte yazıldı
 

UEFA Avrupa Ligine adımızı yazdırdık ama ecel terleri dökerek yazılan bir ad oldu.

Geçen yıldan beri ısrarla yazdığımız ve dikkat çekmeye çalıştığımız bir nokta vardı. Fenerbahçe’de futbol oynayan kimi futbolcuların, normal şartlarda değil Fenerbahçe’nin kadrosundan bulunması, 1.Lig’de orta kademe bir takımda dahi direkt olarak oynayabilecekleri tartışmalıdır. Bu futbolcuların geçen yıldan kalanları Selçuk, Uğur, Önder, Vederson’u. aynı anda sahaya sürerseniz, ortaya, geçen yıldan farklı bir tablo çıkmazdı. Nitekim aynen öyle oldu. Geçen yıldan belki iki futbolcuyu bu takım tolore ediyordu. Ama aynı anda dört futbolcu nasıl tolore edilecek? Nitekim edilemedi ve dün akşamki gibi ortaya keyfsiz, zevksiz ve riskli bir maç çıktı. Bu maç sonrasında Daum, geçen yılın neden kayıp bir yıl olduğunu ve bu işin sadece Dede’nin performansından kaynaklanmadığını daha iyi anlamıştır.

Geçen yılın kaybolmasında rol oynayan bu futbolcular ve yine kulübede bekleyen kimi isimler takım içerisindeki kaliteli futbolcularında üretkenliklerini sekteye uğratıyor. Pas vermede yetersiz oluşları, yaratıcılık yönlerinin zayıflığı, kimisinin savruk oynaması, kimisinin ne yaptığını bilmemesi takım içerisinde kaliteleri tartışılmaz olan Baroni, Santos, Kâzım, Gökhan, Semih gibi isimlerinde sahada kaybolmalarına neden oldu. Öyle sanıyorumki Daum, bu hataya tekrar düşmeyecek ve aynı anda yaratıcılık ve beceri konusunda yetersiz dört futbolcuyu sahaya sürmeyecktir.

Maçın hemen başında atılan golde şüphesizki Santos’un takipçiliği, akıl dolu vuruşu ve yeteneği tartışılmazdı. Erken gelen bu gol maçın farklı biteceği tahminin yapılmasına neden oldu ama daha kadrolar açıklandığında benim ağzımdan bir “eyvah” çıkmıştı. Çünkü böyle bir kadrodan fark değil, ancak ve ancak mağlup olmama savaşı ortaya çıkabilirdi.

Nitekim ilk yarım saat sonrasında Fenerbahçe kalesinde iki adet gol görmeyi başarmıştı. Hem de deplasmanda 2 farklı galibiyet elde ettiği Sion karşısında. Neyseki ilk yarının son iki dakikasına girildiğinde penaltı olduğu bile tartışılacak bir pozisyonda gecenin düdük çalma yıldızı olan hakem yine penaltı noktasını göstermiş, Fenerbahçe’yi muhtemel bir ipten almıştı.

İkinci yarının ilk on beş dakikasından sonra rakip Sion tümü ile oyundan düştü. Kondüsyonu yetersizdi Sion’un ve bu durum Fenerbahçe’nin arayıpta bulamayacağı bir durumdu. Altmışıncı dakikada Fenerbahçe saha kenarında bekleyen Emre, Özer gibi isimleri takviye ile devam etseydi skorda Fenerbahçe lehine bir değişiklik olurdu. Lakin Daum değişikliklerini son on dakikaya kadar sakladı. Bu duruma doğrusu anlam veremedik. Oysa rahatlıkla bu maçtan galip ayrılabilirdi Fenerbahçe.

Guiza yine benim sayfamın süsü olmayı başardı. Önüne gelen basit bir topu dahi kaleye göndermekten aciz olduğunu bir kez daha teyit etti. Lakin önüne gelen ilk topu kaleye gönderdiğinde tesadüf olsa gerek, az kalsın gol olacaktı.

Dün akşam Daum Fenerbahçe taraftarına ceza verdi. Oysa o taraftar stada gol görmek için gitmişti. Bizler gol izlemek için televizyon ekranlarının başına geçmiştik. Ama gördüki geçen yılın tekahütlerinin performansı bu kadarmış.
Ne sağdan düzgün bir atak izleyebildik, ne soldan düzgün bir atak görebildik. Geçen yılın kopyası maçlardan birisiydi.

Aziz Yıldırım üç yıl şampiyonluk sözü verdi ama yedek kulübesinde halen ciddi anlamda revizyon ihtiyacı var. Aksi halde üç yıl şampiyonluk parolası hayal olur.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..