Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '09

 
Kategori
Anılar
 

Üniversite anıları I

Üniversite anıları I
 

Üniversiteyi ilk kazandığınız yılı hatırlar mısınız? Gideceğiniz yer çok küçük olsada bilmediğiniz için çok büyük gelir, herkes sizin gibi yeni gelmiş olsa bile gözünüzde tek yabancı sizmişsiniz gibi gelir.

Ben istemediğim bir bölümü kazanarak istmediğim bir kente gelmiştim. Kayıt işleri, yurt işlemleri o kdar uzun sürmüştü ki bir de üstüne yazın sıcağı, kabus tadında günler geçirmiştim.

İlk önce Trabzon'dan gelen bir kızla çekinerek tanışmıştım. O da yeni geldiği için anlatacak çok şey bulmuştuk. Üstelik akşama da dolaşmaya çıkmaya karar verdik. Tek bildiği yer sahil olduğu için sahilden yürüyerek yaklaşık bir 5 km uzaklaşmışız ki daha sonraları o mesafeyi hep minibüsle gidip geldik. Daha sonra İstanbul'dan Mersin'den İzmir'den ve Malatya'dan gelen diğer arkadaşlarla tanıştık ve kaynaştık.

Üniversiteye yeni gelenlere çömez derler. Peki bu yeni gelenleri nasıl tanırsınız? Hemen söyleyeyim; gidecekleri her yere 6 yada 7 kişilik gruplar halinde giderler, hep yer yön sorarlar, alakasız klüplere üye olurlar. Ve Antalya'da "07 nerenin plakasıydı?" diye sorarlar. İlk tanıştığım arkadaşım şehri Antalya'yı gezerken sormuştu, gülmekten cevap verememiştim, ordan biliyorum.

İlk gece uyumazlar, sabaha kadar lise anılarını, dershane anılarını anlatırlar ve ruhdan cinden bahsedip sonra da korkudan uyuyamazlar. Ranzaları birleştiriler, banyaodan gelen su sesine anlam katarlar. Korkudan beraber yatarlar ve sabah yurt memuru tarafından tuhaf bir şekilde uyarılırlar. Sonradan yurttaki lezbiyen vakalarını öğrenip daha temkinli olurlar.

Karınları gece acıkır ve oda oda yiyecek dilenirler ve bundan da hiç çekinmezler. Yurt kurallarını çiğnemek için fırsat kollarlar. Gitar çalan birini görünce etrafında toplanırlar, özgürlüğün posasını çıkarırlar.

Bu anlattıklarım ilk haftalar ve ilk aylar için geçerli tabi ki. Daha sonraları alttan alınan dersler çoğalarak son seneye birikirler. Harcama konusunda tutarsızlardır. Aile bu kadar para harcandığı için şoktadır. Ve daha bir sürü şey. Kim demiş tam hatırlamıyorum ama "Dünyanın en zengin insanı öğrencidir" demiş. Kim demişse doğru demiş. Cebinde ne kadar az para bulunursa bulunsun, bir şekilde para bulunan tek üretken ceptir öğrenci cebi.

Hatırladınız mı tüm bunları? Gözünüzde canlandı mı okul yıllarınız? Yoksa sizde öğrencilere " Öğrenciliğin kıymetini bilin." diyenlerden misiniz? Üniversite de saçı uzun olan ama işe başladığı için saç sakal kestiren erkeklerden misiniz? Kazandığınız para gözünüze az gelince "Babam o kadar parayla bizi okutup nasıl koskoca aileyi geçindirdi?" diye soranlardan mısınız?

Zaman ters akıyor öğrencilik ve iş hayatı arasında aslında. Biz emekliliğimizi öğrenciyken kutluyoruz, sonra çalıştıklarımızı kutlamalarımıza, emekliliğimize sayıyoruz. Umutsuzluğa kapılmayın, Yüreğinizin bir tarafı her zaman o cesur ve çılgın üniversiteli olarak kalsın ve ruhunuzdaki piercingleri çıkarmayın. :) Anılarımı yazmaya devam edeceğim, şimdilik hoşçakalın.

 
Toplam blog
: 34
: 1022
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Kuşadası ve Antalya arasında geçiriyorum günlerimi. 25 yaşındayım ve Akdeniz üniverstesi mezunuyum. ..