Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Ürkek bakışlı ceylanlar

Ürkek bakışlı ceylanlar
 

(Hem sadık hem de özgür olamazsınız)

-Bu sadakat bağları gerçek bağ olmalı.Yani kadın kocasına sadık mı, boynunda bir halka, ipin ucu kocanın elinde. Başka türlü anlamıyoruz.

-Sadakat evlilikte kullanılan bir kelime. Kadının kocasına bağlılığını anlatıyor. Kadın kocasına sadık olmak zorunda, peki ya kocası?... Kölelik tek taraflıdır. Biri köle, diğeri sahip. Kadın sadakat üzre evlilik kurumuna monte edildiği için zaten köle pozisyonunda. Erkek de onun sahibi oluyor doğal olarak.

-İtirazlar yükseliyor. "Kocam benim sahibim değil. Ben de onun kölesi değilim. " Tamam. Koca diyor ki "Karım benim sözümden çıkamaz. " Bak, köle Şaziye ablam. Amacım seni rencide etmek değil. Yanlış anlaşılan, yanlış bilinen bir kavramı düzeltmeye çalışmak. "Adam diyor ki insanın sahibi olmaz. Ancak köpeklerin sahibi olur. Bu nedenle koca karısının sahibi değildir. Her ikisinin de sahibi Allah'tır." Şimdi böyle bir suçlamaya muhattap olmak ister misin?

- Türkiye'de "Karım benim sözümden çıkamaz" diyen kaç erkek var? En az evli çiftlerin yarısı; yani on milyon erkek karısı üzerinde mutlak hakim. Tek ve mutlak hakim kimdir? Allah. Siz kime karşı tam olarak sorumlusunuz? Allah'a karşı. Kimin sözünden çıkmamanız gerekiyor? Yaratanın. Kocanız sizin Allahınız mı? Haşa!

-Birisinin sözünden çıkmamak onun kölesi olmak değil mi? Değil. Bildiğim kadarıyla sadece köleler her denileni yaparlar. Kocanızın sözünden çıkamadığınıza göre evde sadece onun sözü, kararı geçerli olacak. Sizin sözünüz, istekleriniz yok mu? Çocuğu kim doğuruyor? Ben tabii ki. Adını kim koyar? Kocam. Sen bağıra bağıra çıkar, adını bile koyama. Abi ya sen niye bunları konuşuyorsun? Aklımız karışıyor.

-Kocamız bizim büyüğümüz. Başımızda. Ekmeğimizi getirir. Bize sahip çıkar. Korur, gözetir. O zaman haşa senin Allah'a ihtiyacın yok. Baksana kocan herşeyi yapıyor.

- Sen kocanla eşit misin? Bilmiyorum; kanun öyle diyor. Eşit ne demek? Yani evde kararları birlikte vereceksiniz. İsteklerinizi sıraya koyacaksınız. Bir senin dediğin, bir onun dediği olacak. İki çocuğun varsa birinin adını sen diğerinin adını o koyacak. Önemli konularda ortak karar vereceksiniz. Tahsiline, çalışmana engel olmayacak. Giyimine karışmayacak. İstediğin zaman yalnız başına dışarı çıkabileceksin. Bunlardan hangisini yapabiliyorsun?.........? O zaman bu kanunlar neye yarıyor?

-Türkiye'de evli kadınların yarısı kocalarının izni olmadan tek başına sinemaya bile gidemez. Biz kadınlar için öyle yerler tehlikeliymiş. Peki, tamam. Dağlara gideceğim, de. Canım çekti, Ayder Yaylası'na gideceğim. Tahsilim var. Yol, bel bilirim. Oralarda zaten benim gibi insanlar var. Çocuğumu da alayım gideyim. Birkaç gün gezip açılırız. Kocam beni götürür. Ya işi çıktı. Ya da hasta mesela. Veya yalnız gitmek istiyorsun. Sahi yalnız olarak nere gidebiliyorsun? Bakkala.

- Sadakatla özgürlük arasında nasıl bir bağ vardır sizce? Sadakatla kocasına bağlı bir kadının hangi özgürlükleri olabilir? Nefes almak mesela. Adam ağzını da bağlayacak değil ya. Sonra pencereden dışarıya bakıp etrafı seyretmek. Öyle her tarafı değil ama. Karşı evin balkonuna falan bakamazsın. Komşu çocuğu çıkabilir. Evlerin balkonları oturmak içindir. Çocuk çoluk hep beraber çay içer sohbet edersiniz. Ama sadakatla kurulan yuvalarda balkonlarda kadınlar değil oturup çay içmek çamaşır bile asamazlar. Assalar ne olur? Komşu çocuğu görür. Görürse ne olur?......?

-Sadakat niye erkekler için sözkonusu değil? Onlar eşlerine sadık olmak zorunda değiller mi? Giderler, Nataşa ile yatıp gelirler. Onların bu yaptıkları namussuzluk olmuyor mu? Eşlerine karşı sadakatsizlik etmiş olmuyorlar mı? Siz ulema, aşiret reisi bilmem kim, erkekler yaptığı zaman günah demiyorsunuz; hesap sormuyorsunuz. Erkekler Nataşa'ya gidiyor; kadınlar balkonda çamaşır asamıyorlar. Kadınlar cennetin farklı bir yerine mi gidecekler? Hiç kimse kusura bakmasın. Yok böyle birşey! Erkekler şeyinin keyfine kafalarından kurallar koymuşlar. Allah, kadına sen namuslu olacaksın; erkeğe de sen bildiğini yap demiş olamaz.

-Eşlerine vermedikleri özgürlüklerin tamamı erkekler için var. Sadakat nedir, nereden gelmiştir, kim icat etmiştir? Kadınların hayatını yok eden, erkeklere de sonsuz özgürlük veren bu düzen desteğini nereden almaktadır? Erkekler feriştah olsalar sadakat düzenini yürütemezler. Din-devlet- töre üçlüsü bu cehalet düzenini destekliyor ama asıl suçlu siz kadınlarımız. Kabul edip razı olduğunuz için bu düzen devam ediyor. Ne demek bu ya? Ben yaylaya bile kendim gidemiyorum. Böyle şey olur mu, demiyorsunuz.

-Hem sadık hem de özgür olamazsınız. Evine kocasına sadakatla bağlı olduğunu söyleyen ve bununla övünen kadınlar, sizin hayatınız eşinizin izin verdiği kadardır. Elbette evinize, eşiniz ve çocuklarınıza karşı sorumluluklarınız var. Ama bu, sizin yaşamak istediğiniz şeylerden feragat etmenizi gerektirmez. Siz okumak istiyorsunuz; eşiniz okuyamazsın diyor. İşe girmek istiyorsunuz; çalışamazsınız diyor. Ayder Yaylası'na gitmek istiyorum diyorsun; gidemezsin diyor. Aslında o diyemez. Erkekler sandığınız kadar cesur değildirler. Bir yerlerden destek görüyorlar. Kutsallarını da, törelerini de, devletlerini de kafalarına geçirin! İnanın bana kocalarınıza sadakat göstererek cennete falan gidemezsiniz. Yalan bunlar. Kocanız sizi zorlarsa karşı gelin onlara. Hiç korkmayın. Göreceksiniz kuzuya dönecekler.

-Özgürlük çok önemlidir. Dilediğini yapmak, hayatı istediği gibi yaşamak çok önemlidir. Kocaya itaat Allah kanunu değildir. Cehalettir, geri görüştür, pısırıklıktır. Sen izin almadan tuvalete bile gidemiyorsun;o niye senden izin almıyor? Sanmayın okumuşlar farklı. Onlar da sizin gibiler. İçlerinden çok azı özgür. Türkiye'de gerçek özgür kadın oranı %5'tir.

-Özgürlük ahlaksızlık değildir. Özgür olursun inancını yine yaşarsın. İnsanların içinde dolaşmakla, insanlarla konuşmakla, gezmekle eğlenmekle kadının namusu kirlenmez. Kapalı da olsan sen özgür bir bireysin. Hayatı sana yasaklayanlara karşı savaş açmalısın. İnekler bile yaylaya gidiyor da sen gidemiyorsun. Neymiş? Kocan götürecek. Adam gitmiyor. İşi var. Hasta. Onsuz gidemezmişsin. Şu aşağılık düzene bak! İnek kadar özgürlüğün yok. Tanrın seni esir olarak mı yarattı?

-Cinsellik kişiye aittir. Onu kiminle nasıl isterse öyle yaşar. Ayıbı da günahı da kendine aittir. Kişilerin gerçekten toplumu rahatsız edecek ölçüde sınırları aşan davranışlarına yönetim müdahale eder. Burası çıplaklar kampı değil. Bazı cinsel yönelişlerinizi alenen yapamazsınız. Kadın cinselliğinin para karşılığı kullanılmasına ise devlet asla izin vermez. Ülkede bu tür tezgahları sahiplerinin kafasına geçirir. İşte toplumumuzda kadının özgürlüğü ile cinsellik arasında bağ kurulmaktadır. Güya kadın serbest olursa yoldan çıkar. Oysa serbest olmayan kadınların da yoldan çıktığı bilinmektedir. Umumhaneler kadınları Taksim'den toplayıp götürmüyorlar herhalde. Bir yobaz görüş, bir paranoya yüzünden hem kadınlarımız kendilerine hem de biz onlara hayatı boşu boşuna yasak ediyoruz. Bugün kadınların daha çok depresyona yakalandıkları bilinmektedir. Bu çok normal. Herkes dışarıda yaşıyor; o evde hapis.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..