Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Utanmayın

Utanmayın
 

Başın öne eğilmesin, daima yukarıya doğru...


Günlerimiz tekdüze hep mutlu geçmiyor  veya her zaman mutsuz olmuyoruz. Genel olarak yaşantımızda haz elemi, elem de hazzı takip ediyor...

Beklenmedik bir zamanda kötü bir sürpriz sonucu yoğun üzüntülerin altında kalırsınız  ve boğulacak gibi olursunuz ya... İşte bu sıkıntılı anda hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyorsa içinizden, saklamayın gözyaşlarınızı ve ağlamaktan utanmayın.  (Kadın erkek farketmez, ağlamak bazen güzeldir.)

Ağlamak faydalıdır, gözyaşlarıyla vücuda zarar veren kötü hormonlar atılır, gevşeme ve rahatlık sağlar varsa tansiyonun düşmesinde bile etkendir.

Yaşamsal ihtiyaçlar için çalışmak şart. Ama ne var ki, işiniz, hayallerinizdeki iş değil. Gençlik yaşlarınızda neler düşlemiştiniz... Ama sonra, işsiz kalmaktansa bulduğunuz işe sahiplendiniz ve uyum sağlayarak işin hakkını vermeye gayret ediyorsunuz. Bu aşamada, işinizi  gözünüzde küçük  görüyorsunuz ve yakın çevrenizden gizlemeye çalışıyorsunuz. (Bloglarda bile işini gizleyeni gördük.)

İş, iştir, küçüğü büyüğü olmaz işin, şereflisi veya şerefsizi vardır. O yüzden, işinizden utanmayın.

Ülkemizin doğu veya Güneydoğu bölgelerinde, farklı etnik guruptan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişsiniz. Bu sizin seçiminiz değil. Kötü bir olaya karışmadıktan sonra etnik kimliğinizi gizlemeyiniz. İnsan gibi insan olmak yeterlidir. Bu yüzden etnik kimliğinizden utanmayın...

Doğuştan veya sonradan olan kazalarla, görünen veya görünmeyen bedensel  bir özrünüz var. Bu özür, bu kusur, sizin kusurunuz değil, kader deyip geçin ama asla özürlü oluşunuzdan utanmayın.

Yaşam, nimetlerini size biraz cimri olarak sunmuş olabilir. Yoksul kalmışsınızdır. Gayret ediyorsunuz, çalışıyorsunuz, bu durumu aşmak için harcamalarda kısıntılar yapıyorsunuz. Gayet normaldir ama sakın ola ki, yoksulluğunuzdan utanmayın...

Öncelikle kendinizce bile kabul görmeyen bir hata işlemişsiniz.... Hatalar insanlar içindir. Başkalarının zararlarına ve kayıplarına sebep olmayan hatalarınız için... Yürekli olun,  itiraf edin ve özür dilemekten utanmayın. Özür dilemek, karşıdaki kabul etsin veya etmesin sizi küçültmez, bilakis yücelen siz olursunuz.

Buraya kadar yazdığım bir kaç örnek, utanılmaması gereken istem dışı olaylardır. Benim aklıma gelmemiş başka örnekler de olabilir.

Utanılması gerekenler ise, toplumca kabul edilmediği bilindiği halde, bilerek ve isteyerek ve hatta kasıtlı olarak yapılan geri dönüşü mümkün olmayan  büyük hatalardır. Ve asla telâfisi mümkün değildir. Ölünceye kadar kişisiyle anılırlar. İşte o hatalar utandırıcıdır... Örnekleri siz de biliyorsunuz.

Demek isterim ki; Yaşantımızda her türlü hareketlerimize, verdiğimiz sözlere, genel ahlak kurallarına, borcumuza, harcımıza, ilişkilerimize, konuşmalarımıza, yazışmalarımıza öz olarak her şeyimize dikkat etmek zorundayız.

Hani derler ya, adam gibi adam olmak... (birazcık gayretle)

Ben de ilave edeyim; kadın gibi kadın olmak... (birazcık itinayla)

İkisinin ortak noktası, "insan gibi insan olmak" buna özen göstermeliyiz. (Kişi isterse kolay)

Selam ve saygılarla...

Yurdagül Alkan.

 

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..