Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '08

 
Kategori
Deneme
 

Uykumu geri ver!

Uykumu geri ver!
 

Hiç ummadığım bir günün, ummadığım bir zamanına saklanmıştı nefesin, bilmediğim bir yola çıkmışım, ne adresten bi haberim, ne yoldan.

Tekrar kaybolsam bulamadığım bir yolda iz sürmedeyim ki sen ağır ağır alırken nefesini benden habersiz.

Benim ellerim titrek, bakışlarımsa sana uzanmaktaydı.

Halini halimden sayıp kelimelerinde kayboldum.

*Anlatamadıklarını anlarken* aslında anlaştığımızı fark ettim belki de…

Ondan mıydı yapmazları yapmışlığım ve bir iki satır karalamam sonrasında.

Ondan mıydı hangi adreste olduğunu sormadan, adres verişim.

Öyle böyle derken, ummadıklarımı yapmanın şaşkınlığında savrulurken yüreğim, bakışındaki kirpiklere takılı kaldı kalbim.

Attığın neydi?

Hangi oktan el aldın da dokundu gözlerin?

Küçücük dünyada öyle büyük bir sevda halesine tutundu ki hislerim.

Acıya meydan okudu bazen, bazen gergefe işlenen desen misali yüreğime işlendi acın.

Acı… Neydi ki lügatta?

Yüreğin ağlaması mı, yoksa sıkışması ve acıya dayanamaz oluşu muydu?

Kime sorarsan sor ama bana sorma!

Bende ki lügat ne imladan, ne dilbilgisi kurallarından haberdar, tüm anlamları, manaları farklı kelimelerin…

Bende ki acı “aşk” ey yar…

O dokundu mu yüreğine, acılara yelken açma vaktidir.

Gün doğumunda bazen tebessümün yerini, gözyaşları izlemektedir.

Gün batımı ise tüm bedenimi çarmıha germedir…

Aşk’tır işte bu… Bendeki tanımı Türkçe kurallarından inadına bihaberdir…

Bir anda neredeyim ben, hangi adrese düştü adımlarım derken, yüreğinin yollarında yürüdüğümü gördüm.

Sen bende yürüyordun, ben sende…

Bazen zıt istikamette gidiyor, bir buluşuyor, sonra yine ayrılık dehlizlerini yaşıyorduk.

Senin bende, benim sende yürüyüşümüzde buluşmamız ise aslında öyle zordu ki; ama biz bunu inadına başarıyorduk.

Gönülleri Yaratanın sevgisinde bir nokta oluyorduk.

Sevda böyledir yar.

Aslında bir buluşma değil, ayrı iki insanın buluşamamasıdır…

Ama her şeye rağmen her şeyi seninle tasavvur etmenin hazzını da yaşadım.

Ellerime dokunman değildi beni mest eden.

Sen öyle güzel dokunmuştun ki yüreğime, sendeki o sevimli yerinde hiç durmayan çocuk var ya, sanırım bendeki onun ikiziydi.

Belki de aynı anda nefes almaya başlamışlardır ne dersin?

Kordonlarını biz kestik ve öylece bırakıverdik yürek hanemize.

İstedik ki kirlenmeden o tertemiz sevgi dolu yerde büyüsünler.

Aşk suyundan içip, sevdayı dilimlesinler.

İşte o çocukla uyanıp, akşamın grup vaktine gizlenmiş gecenin renginde, yine o çocukla yol almak…

Bazen yorgun, bazen tüm yaramazlığına rağmen bir o kadar olgun geceye başı eğip, selam vermek sessizce.

Ben bunu da yaşadım.

Olmadığın yollarda senle yürüdüm, ellerimde poşetleri tutmuşken kıyamayıp “onu da ver” deyişini de duydum.

Balkon sevdama, seninki de eklenince büyüdü içimdeki çocuk.

Kulaklarıma hiçbir ses duyurmayan, Hani o evlerine bir türlü gidemeyenlerin seslerindeki müzikte, senin sesinden nağmeler vardı.

Akşam saatlerinde sıcacık çayla, sımsıcak muhabbetimiz yarış etti adeta.

Gülüşme seslerimize hep çatal seslerimiz karışsın(ı) izlerken resimlerimde, hangi renkle boyayacağımı bile bilemedim…

Kalakaldım öylece…

Duygulara renk vermek zor be sevdalım…

Ama tüm duygularıma sesler yükledim.

Yolda yürürken, çimenlere konuk olmuş kopartmaya kıyamadan baktığım papatyaların yapraklarına seni fısıldadım.

Yanındaki ile paylaşmadı ise eğer kimse bilmiyor.

Yok illa bizden bahsetmek istedi ise gözlerinin ucunun değdiği yaprak, cümle alem seni izliyor…

Sende bulduğum neydi bilmiyorum.

Bazen bilmekte istemiyorum.

Belki çok şey bulmaktan korktum, belki de hiçbir şey bulamamaktan.

Sebepsiz sevdalara el verdim, tuttu beni…

Öyle sımsıkı tuttu ki, dedim ya; ne bırakabiliyorum, ne de bırakılıyorum…

Aslında bir bakış deydirdiğim sevda, kelepçelemiş sanki beni, tüm parmakları ile tutuşundan koyvermiyor gönül verdiğimi.

Ey yar…

“Söz uçar yazı kalır” diyor güzel bir insan, söylenenler bugün randevu verdi kaleme kâğıda… Verdi de bu randevu bitmez.

Ay geceme çiçeklerini salmışken, gözlere süzülen ışık süzmeleri uykumu satın almış.

Ona seni versem verir mi ki uykumu geri?...

(*Anlatamadım ama anladınız* isimli yazıma ithafen)

 
Toplam blog
: 7
: 471
Kayıt tarihi
: 26.10.08
 
 

Özel bir eğitim merkezinde Halkla İlişkiler Müdürlüğü yapıyorum. Hayatıma dair bazı cümleleri bir ar..