Vatandaş Tayyip'in ağlaması vatandaşı neden güldürdü?

Başbakan Erdoğan'ın ÜLKE TV'nin canlı yayınında Mısır"da katledilen Esma için ağlaması TC ülkesinin kimi vatandaşlarını bayağı bir güldürdü!...

İnce ve derin bir ihtihza ile, Başbakan Erdoğan'ın "Vatandaş Tayyip olarak..." şehit Esma için gözyaşı dökmesi ve bunu biraz da kendi çocuklarıyla olan baba-kız ilişkisi bağlamında izah etmesi neden bizim anti-Tayyipçi'lere bu kadar komik geldi acaba?...

Şanlı Cumhuriyetimizin "Başbakanlar ağlamaz" ilkesi var da Tayyip Erdoğan bunu çiğnediği için mi bu alay; yoksa "Niye elin Arabı'nın kızına ağlıyorsun" "Türklüğü"nün bir sonucu mudur bu!

Her ikiside olabilir... Başka gerekçelerde bulunabilir... Ama zaten anti-Tayyip zihniyeti, Başbakan ne yaparsa yapsın haz etmiyor; ağlasa da gülse de...

Fakat işin özünde bir vicdan muhasarası ve idrak kilitlenmesi var ki, asıl korkutucu olan budur. Esma, Mısırlı değil de Hollandalı olsaydı ve başı örtülü dindar bir kız olmasa da başı açık sekülerist bir kız olsaydı; babası İhvan'ın önde gelenlerinden bir Müslüman Arap olmasaydı da,Danımarkalı bir laik Hristiyan olsaydı...

Ve Başbakan Erdoğan da böyle bir kızın öldürülmesine ağlasaydı bu ihtihzai tepkiyi alır mıydı?

Türkiyedeki anti-Tayyipçi zihniyet diyor ki, Tayyip Erdoğan niye Uludere'de öldürülenlere ağlamadı; niye Gezi Parkında gazdan genzi yananlara ağlamadı; niye Eskişehirde ketledilen gence ağlamadı da şehit Esma'ya ağladı!!!

Şimdi bakınız... Bu durum geçmişte yaşadığımız ve belkide daha önce anlattığım bir anektedu yeniden hatırlattı:

Geçtiğimiz yıllarda İzmirde bir deprem fırtınası yaşanmıştı. Büyüklüğü 3-5 arası olan depremler yaşıyorduk. Öyleki giderek deprem bir eğlence halini almıştı. Okulda öğrenciler, ufak bir sallantı olsa da dışarı çıksak diye dua eder olmuştu; çünkü her sarsıntıda dersi bırakıp öğrencileri dışarı çıkarıyorduk.

Bu deprem fırtınası bir ay kadar sürdü ve çok şükür hiç bir hasar ve ölüm olmadı... Aynı zaman diliminde yanılmıyorsam Pakistanda da büyük bir deprem olmuş binlerce kişi ölmüştü. Başbakan Erdoğan ve Türkiye hükumeti de Pakistan için seferber olmuştu.

Bir gün konuyu okulda konuşurken birisi gayet pişkin bir edayla Başbakan Erdoğan'ın Pakistanlılara gösterdiği ilgiyi İzmirlilere göstermediğini söyledi... Kıyaslama o kadar abesti ki, "İzmirlilere ne olmuş ki" diye sormak zorunda kaldım... Meğer hanımefendi'nin moralı bozulmuş da Başbakan gelip kendisini teselli etmemiş!.. Oysa, Pakistan'da çoluk çocuk binlercesi toprak evlerin altında can vermişti...

Bu bakış açısı hala sürüyor. Hala bazı kafalar, Gezi Parkı ile Rabia meydanının yanyana getiriyor.Binlerce ölümlerle, bir kaç cop darbesini aynı tutuyorlar...

Hayır, hiç bir insan bu kadar aymaz, bu kadar insafsız olamaz... Bugün yazılı ve görsel medyada ismi ünvanı ne olursa olsun, yazıp konuşanlar belli bir merkeze hizmet ediyor olmalılar.Bu yaklaşımların iyi niyetle, saflıkla bir alakası olamaz, diye düşünmekten kendini alamıyor insan.

Bugün bu ülkede Suriyede yapılanları, Mısırda olanları Türkiyede de görmek isteyenler olduğu kesin... Geçmiş zamanların imtiyazlı azınlıkları, o günlerin  geri gelmesi, kendi "Mübarek"lerini hapisten çıkarıp seçilmiş Başbakanı hapse koyacak bir darbenin gerçekleşmesi için bütün varını yoğunu harcamaya hazır bu ülkede...

Bu olmayınca da, ne diyeceklerini şaşırıyor, iyice agresifleşip saçmalamaya başlıyorlar... Ya da belli merkezlere hizmet etmek adına böyle yapıyorlar.

Eğer öyle değilse,nasıl oluyorda, "Ben de Müslümanım" diyenler bu kadar Müslüman düşmanı olabiliyor??...

Bu ülkede kaç türlü Müslümanlık ve kaç çeşit Müslüman var?... Artık Kuran'ın "Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize" ayetini; "Sizin Müslümanlığınız size, bizimki bize" diye mi anlayacağız bu ülkede...

Ya Peygamber?... Arap Müslümanları "kardeş" saymayanlar nasıl olur da Arap bir Peygambere tabi oluyorlar; yoksa onlarında bir Türk Muhammedi ve Türk Ali'leri mi var?

Yoksa "Cumhuriyet"in İslama alternatif "yeni bir din projesi" bu muydu??