Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Ve Lucifer, "cİncell çarpmışa dönersiniz." dedi !

Ve Lucifer, "cİncell çarpmışa dönersiniz." dedi !
 

 

Son birkaç aydır yine çoğunuza komik gelecek bir şeye taktım kafamı! Önce kısa bir şey anlatayım, sonra da asıl konuya gireyim.

Yurt dışına gidenler bilir. Uçaktan iner inmez telefonunuzu açarsınız ve birbiri ardına bip’ler duyulur. Yolculuğunuzun nasıl geçtiğini merak eden yakınlarınızdan geldiğini sanırsınız o mesajların. Oysa hakikatli olan, kullandığınız cep telefonu şebekesidir! Önce, bulunduğunuz ülkeye hoş geldiniz denir. Ardından bulunduğunuz şehirdeki elçilik numaraları verilir. Üçüncü mesajda da bulunduğunuz ülkedeki roaming ücretlendirmesi konusunda bilgilendirilirsiniz. Ne hoş bir hizmet değil mi? Aferin benim ülkeme dedirtecek bir hizmet de bu işte. Ama aynı ülkeye ayda 5 kez gidip, aynı konuda 15 mesaj alınca, ama yeter, hoş bulduk, elçilik numaralarını geçen sefer kaydetmiştim ve ücretlendirmeyi de biliyorum deyiverirsiniz içinizden. Sonraları düşünmeye başladım. Acaba yurt dışında olduğum için bu mesajlara ben para ödüyor muydum! Döner dönmez operatörümü aradım ve Bon Voyage denilen bu sms’lerin ücretsiz olduğunu öğrendim, rahatladım.

Neyse, kafamı taktığım asıl konu başka ve takılmayacak gibi de değil. Yine birçoğunuz bilir. Size cep telefonunuzdan ulaşılamadığında akabinde 2 sms gelir. Bu bilgilendirme mesajları ücretsizdir. Biri, sizi arayan numarayı belirtir. Diğeri ise, “Sizi arayan numaranın kime ait olduğunu öğrenmek çok kolay. O DA KIM yazın, boşluk bırakıp numarayı yazın ve XXXX’e gönderin.” demektedir.

“Ee, ne var bunda! Bak ne güzel, seni arayanı bildiriyor. Numarayı tanımıyorsan, kime ait olduğunu da öğrenebileceğini söylüyor.” diyeceksiniz. Suyun yüzü gerçekten de öyle; ama ya altı?

Ben şimdiye dek bu hizmeti belki 20 kez kullanmışımdır ve beni arayan numaranın kime ait olduğunu öğrendiğim de maksimum ikidir! Neden mi? Cevabı basit. Hangimiz cep telefonu numarası alırken adımızın rehbere kayıt olmasını istiyoruz ki. Doldurduğumuz formda öyle bir madde var ve ilk işimiz HAYIR’ı tıklamak oluyor ve bu hizmet de işte o fakir rehbere göre yapılıyor. Siz, O DA KIM diye sorguladığınızda gelen cevap çoğunlukla şu oluyor.

“Şu no’lu hattın rehbere kayıtlı olmaması nedeniyle hat sahibi bilgisi verilememektedir.”

Önceleri adam sendeci davrandım; ama sonra, “Dur şunu operatörüme sorayım, bu mesajlaşmaya bir para ödüyor muyum?” dedim. Hemen operatörüme bir mail attım. Her soruma ertesi gün cevap gelirken, bu mail’ime cevap gelmedi! Genellikle cevapsızlıkların nedeni gocunacak bir şey olduğu anlamı taşırdı ve ülkesini seven bilinçli bir insan olarak bu konunun takipçisi olmalıydım.

Öğrendiklerim inanılmazdı! O DA KIM dediğiniz anda faturanıza 2 kısa mesaj karşılığı bir bedel yansıyordu. Öyle sahip olduğunuz mesaj paketlerinden de yapılmıyordu bu ücretlendirme. Normal mesaj ücreti ödüyordunuz. Hâlâ, “E ne var bunda?” diyenleriniz çıkabilir. Baştan alayım! Operatör bir sms gönderiyor bize ve diyor ki, “Sizi arayan numaranın kim olduğunu öğrenmek için şu numaraya mesaj atın.” Yani, bir hizmet taahhüdü veriyor. Falan-Fakat-Lakin'li bir belirsizlik yok! Biz de atıyoruz. Arayan numaranın sahibini öğrensek sorun yok; ama büyük çoğunlukla bu kişi öğrenilemiyor, çünkü rehbere kayıtlı değil. Ee, n’oldu bizim paraya? Hizmet almadım ki! Gidip su içiyoruz!

Mail’ime cevap gelmedi ya açtım ben de telefonu ve şatafatlı biçimde özel müşteri temsilcime bağlandım. “Almadığım bir hizmet için neden size bir bedel ödüyorum?” dedim. Alışkın değiller ki böyle sorulara! Afalladı kızcağız. “Efendim, biz kişi rehberde kayıtlıysa bilgi verebiliyoruz; ama tüm bunlar size bir hizmet anlamı taşıyor ve o bedeli de işte bu hizmete ödüyorsunuz.” dedi. Ne denilebilir, haklı kızcağız. Ne güzel iş valla. Günde bir-iki milyon kişi, O DA KIM dese, milyonlarca lira eder!

Düşünün ki telefonunuza bir reklam mesajı geliyor. Bilmem ne restoranı size olağanüstü bir akşam ve tadını unutamayacağınız yemekler sunacağını vadediyor. Kalkıp gidiyorsunuz. Gerçekten ihtişamlı bir yer. Yemekleri ısmarlıyorsunuz. Çorbanız geliyor, nefis. Heyecanlanıyorsunuz. Ana yemek olarak ise önünüze boş bir tabak konuyor! Kızıp hesabı istiyorsunuz. O da ne, boş tabağı da sanki yemek gibi adisyona yazmışlar!! Garsona itiraz ediyorsunuz ve cevabı hazır !

“Tabağı masanıza servis ettim ya. İçi dolu ya da boş, ne fark eder ?”

İtiraf etmeliyim ki, telefon operatörümle uzun yıllardır birlikteyiz. On hizmetinden sekizini ayakta alkışlıyorum ve takdir ettiğim yanlarını da yine onlarla paylaşıyorum. Çok seviniyorlar; ama gelin görün ki negatif yönde eleştiriye sağırlar! Bakın yukarıdaki kandırılmışlık duygusunu ya da gizli tuzağı nasıl sevimli hale getirebiliriz. Bunu onlara da yazdım; ama tık yok!!

1.) Bir telefon operatörü kaç abonesi olduğunu bilir mi? Bilir.

2.) Bir telefon operatörü bu abonelerinden kaçının rehbere kayıtlı olduğunu bilir mi? Bilir.

O zaman, O DA KIM hizmetinin verilebilmesi için, en azından abone sayısının ¾’ünün rehbere kayıtlı olması gerektiğini de bilir. Amaç gerçekten hizmetse, rehberdeki abone sayısı ile gerçek abone sayısı değerlendirilir ve bu hizmeti vermeye ondan sonra soyunulur. Benzin satmayan, deponuza hava basan; ama benzin parası alan bir benzinci olabilir mi?

Yapılacak olan nedir?

1.) Rehberdeki abone sayısı ile gerçek abone sayısı arasında uçurum varsa, bu komik hizmetten vazgeçilmelidir. Çünkü, verilmeyen hizmet için para alınması etik değildir. Kanuni midir? Hukukçular bilir.

2.) Bu hizmete devam edilecekse, ücretlendirme sadece kişi bilgisi verilebildiği durumlarda yapılmalıdır.

3.) Yok, her durumda 2 kısa mesaj karşılığı bir bedel faturamıza yansıyacaksa, operatörümüzün bize tuzak kurup, kandırmadığı düşüncesinden yola çıkarak, telefonumuza gelen bilgilendirme mesajının da daha açık olması gerekmektedir. Şöyle ki;

“Sizi arayan numaranın kime ait olduğunu öğrenmek çok kolay. O DA KIM yazın, boşluk bırakıp numarayı yazın ve XXXX’e gönderin. Bu mesajınız faturanıza 2 kısa mesaj + vergiler olarak yansıyacak ve bu hizmet ancak sorduğunuz numaranın rehberde kayıtlı olması durumunda verilebilecektir.”

İşte bunu yaparlarsa söylenecek bir şey kalmaz. Yaparlar mı? Yapacaklarını umut ediyorum. O bir-iki milyon kişi birkaç bin kişiye de düşecek olsa, haklı kazanç ve etik adına abonelerine daha açık ve aydınlatıcı olacaklardır. Önerdiğim mesajı telefonumda gördüğüm gün de takdir/teşekkür blog'u yazacağım.

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..