Vuvuzela ve Jabulani

2010 Dünya Kupası Türkiye için buruk başladı. Orada olsaydık belki Vuvuzela ve Jabulani için daha sempatik yaklaşabilirdik ama durum öyle görünmüyor.

Vuvuzela'yı sanırım artık bilmeyen yok. Kalıcı duyma problemlerine yol açabilecek kadar şiddetli ses üreten uzunca bir alet. Tüm dünyada Vuvuzela'nın yasaklanması için kampanyalar devam ediyor.

Futbolun en önemli unsurudur tribünler ve tribünlerin oyuna etkileri. Seyirci sayısı ne kadar fazlaysa futbol maçı o kadar önemlidir anlamı bile çıkartılabilir. Oyunun akışına bağlı olarak seyircilerin yaptıkları tribün gösterileri, tezahüratlar oyunun akışı ile ahenk oluşturup güzel bir tablo ortaya çıkartır.

2010 Dünya Kupası'nda tribünlerden algıladığımız şiddetli Vuvuzela sesi veya daha şiddetli Vuvuzela sesi. Türkiye'deki tribünleri, tezahüratları düşünün, İngiltere'deki seyircinin oyuna katkısını hatırlayın, İspanya'da karekteristik duygu ifade gösterilerini gözünüzün önüne getirin ve sevin bakalım Vuvuzela'yı sevebilecekseniz. İmkansız görünüyor. Meksika 86'da ortaya çıkan Meksika Dalgası adındaki tribün davranışı ne kadar güzelse Afrika 2010'da ortaya çıkan Vuvuzela üfleme bir o kadar kötü olarak değerlendiriliyor. İmzamı atarım bu düşüncenin altına.

İkinci konu Adidas'ın Jabulani adını taşıyan 2010 Dünya Kupası Topu. Okuduğum yorumların neredeyse tamamı bu topun alışılagelen futbol toplarından daha hafif olduğu ve havada çok fazla yön değiştirdiği yönünde. Belki bu yorumların etkisinde kalarak değerlendiriyorum ama bu kadar isabetsiz şutlar hatırlamıyorum önceki dünya kupalarında. Kalecilerin yediği hatalı gollerde de bu topun etkisi olduğunu düşünüyorum.

Vuvuzela ve Jabulani gibi iki kötü aktörle başladı 2010 Dünya Kupası. Umarım izlediğimiz vasat maçların ardından bu ikiliyi gölgede bırakacak heyecanlar yaşatır Afrika.

Saygılarımla