Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '16

 
Kategori
Dünya
 

Ya "güvenli bölge" ya da "Suriyeli mülteciler"...

Ya "güvenli bölge" ya da "Suriyeli mülteciler"...
 

ABD, Rusya,Suriye ve PYD'nin isteği, bu 90 Km cepheli ve derinliği 15-20 Km. olan bölgeyi, Fırat'ın doğusundaki Kürt koridoru ile birleştirmektir.


TÜRKİYE, "GÜVENLİ BÖLGE" İSTEĞİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN "SURİYELİ SIĞINMACILARI" bir "KOZ", bir "CAYDIRICI UNSUR" OLARAK KULLANABİLİR Mİ?

Türkiye'nin bu hareket tarzı, bana göre, BM, Suriye, Amerika ve Rusya'yı "hop oturtur, hop kaldırır" mı, bilemiyorum

Ama, sanırım ki, bu hareket tarzı, Türkiye'nin, sınırı güvenliği için "olmazsa olmaz şartı" olan "güvenli bölge" oluşturulmasında Cerablus bölgesine "kara harekatı" yapmasına da gerek bırakmaz.

Bu hareket tarzının esası, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların, onları incitmeden, zarar uğratmadan ve can güvenliğini de sağlayarak, sınırdan itibaren planlı bir şekilde Fırat nehri ve Afrin arasındaki bölgeye sevk etmektir...Ya da, Türkiye'nin böyle bir hareketi yapabileceğini dünyaya duyurmaktır...

Şimdi, bu konunun ya da bu planın ayrıntılarına geçmeden önce, Türkiye'nin,  "güvenli bölge" isteğini önce kabul eden ve sonra da "yan çizen" ABD'nin Türkiye'yi nasıl oyuna getirdiğini hatırlatmak isterim...

x

TÜRKİYE VE AMERİKA ARASINDAKİ "GÜVENLİ BÖLGE" PROTOKOLÜ...

Türkiye ile Amerika arasında, Rusya'nın bölgeye müdahil olmasından önce, PYD'nin Fırat'ın batısına geçmemesi konusunda, Ağustos 2015'te bir protokol imzalanmıştı...

Bu protokol, aslında gelecekte bu bölgede --Afrin ve Fırat arasındaki Cerablus bölgesi-- Türkiye'nin başlangıçtan beri düşündüğü "güvenli bölge" oluşturulmasına da olanak verebilecek bir düşünceyi da kapsıyordu...

Ancak, Rusya'nın, "IŞİD'la savaşacağım" diyerek, taraf olarak bölgeye müdahil olması, Azez-Cerablus hattının 10-15 kilometre derinliğindeki bölgeye IŞİD'in girmesini önlemeye çalışan Türkmenler ve diğer muhalifleri vurmaya başlamasıyla işin rengi değişti...

Rusya'nın, IŞİD yerine Türkmenleri ve diğer muhalif grupları vurmaya başlaması, sözüm ona IŞİD'la savaştığını söyleyen PYD'nin işine geldi...

PYD, Rusya'nın yardımı ve Amerika'nın da göz yumması ile  Fırat'ın doğusundaki eksik kalmış ve ABD'nin de isteği olan "Kürt koridoru"nu tamamlamak için Cerablus bölgesine olan saldırılarını artırdı...

PYD'nin silahlı gücü YPG, ilk denemesini botlara bindirilmiş teröristlerini Fırat'ın batısına geçirmek istedi. Ancak, Türk topçularının yoğun ve isabetli atışları ile Fırat'ın sularına gömüldüler... Bu sefer aynı işi, Hatay sınırına bitişik PYD kantonundan, Suriye rejim kuvvetleri ve Rusya'nın hava desteğinde  doğuya doğru bir saldırı başlattılar... Şu anda bu saldırıları da, sınırlarımızın güvenliği için, angajman kuralları doğrultusunda silahlı güçlerimiz tarafından bombalanarak önlenmeye çalışılmaktadır....

x

ABD, TÜRKİYE'NİN "AZEZ-CARABLUS" HATTININ 10-15 KM. DERİNLİĞİNDEKİ "GÜVENLİ BÖLGE" OLUŞTURULMASI İSTEĞİNE HALA  İSTEKSİZ...

Amerika, PYD'nin bir terör örgütü olmadığını, onun silahlı gücü olan YPG'nin, hala IŞİD'la savaşan bir güç olduğunu iddia etmektedir...

Oysaki, IŞID ile PKK'nın Suriye kolu olan YPG arasında 18 kasım 2014'te, bir "işbirliği ve ateşkes antlaşması" imzalanmıştır... 7 maddelik ve 6 ayda bir yenilenecek bu antlaşmaya göre; "Esir değişimi olacak. Araç geçişlerine kolaylık sağlanacak. İkili uzlaşma olmadan askeri nokta kurulmayacak. Nabi ve El Zehraa'da abluka pekiştirilecek. YPG bölgesindeki sakinlerin yaşamı kolaylaştırılacak(1).

Diğer yandan, Suriye Devlet Başkanı Esad'ın siyasi danışmanı (Buseyne Şaban) da, "Rejim ordusu ile PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin askeri operasyonlarda iş birliği yaptığını" söylemiş ve Rusya'nın RT kanalında yaptığı konuşmada, "PYD militanlarının, Suriye ordusu, Rus uçakları ve ulusal savunma gücünün işbirliği ile ülke topraklarını özgürleştirdiğini" ifade etmiştir(2).

Yani, önceden beri bilen çok taraflı bir "uzlaşma" ortaya çıkmıştır...Bir yanda,"IŞİD ile YPG"nin uzlaşması; diğer yanda da  "Suriye, Rusya ve PYD" uzlaşması...Neticede, "Suriye+Rusya+PYD(YPG)+IŞİD" genel uzlaşması...

ABD'nin bunlardan haberi olmadığı söylenebilir mi?...Elbette vardır...Vardır ama, ABD, Fırat'ın doğusunda oluşan "Kürt koridoruna", Cerablus bölgesinin de bir kanton olarak, katılmasıyla, eksik kalan "Kürt koridoru"nun tamamlanmasını istediği için bu gelişmelere göz yumdu ve hala da yummaktadır... Dolayısı ile ABD'yi de, "Suriye, Rusya, PYD(YPG), IŞİD" dörtlü uzlaşmaya dahil etmek yanlış olmaz...

x

ŞİMDİ TÜRKİYE NE YAPACAK?...BU İŞİN ÜSTESİNDEN NASIL GELECEK?... SINIRLARININ GÜVENLİĞİ İÇİN "GÜVENLİ" VE "UÇUŞA YASAK" BÖLGEYİ NASIL OLUŞTURACAK?

Bunun için, ülkemizde misafir ettiğimiz, suyumuzu ve ekmeğimizi paylaştığımız "Suriyeli sığınmacıları" da  ikna ederek, gerektiğinde Suriye sınırından güneye göndermek  de  bir çözüm  yolu olarak akla (en azından benim)  gelebilir diye düşünüyorum... 

Ya da, bloğumun ikinci alt başlığında vurguladığım gibi, Suriyeli sığınmacılarını, BM, NATO, ABD, RUSYA ve SURİYE'ye karşı bir "koz" ya da "caydırıcı bir unsur" olarak kullanacağımız algısını onlara vermektir...

Bloğumun başındaki haritada görüldüğü gibi, Hatay'a sınırdaş olan Afrin Kürt kantonu ile Fırat'ın doğusundaki Kobani Kürt kantonu arasındaki mesafe 90 Km.'dir... Türkiye'deki, "Suriye sığınmacıların" sayısı ise, 2.5-3 milyon arasındadır... Bu sığınmacıların 1 milyonunu bu 90 Km.'ye yaysak metre başına 10 Suriyeli düşer...

Bu sığınmacıları, bir insan seli halinde Suriye'ye göndersek acaba ne olur?... BM, NATO, ABD, RUSYA bu durum karşısında ne yapar?

Esad, kendi rejim güçleri ve Rusya ile birlikte, kendi halkı olan bu insanları bombalar mı? 

Bu hareket tarzı, Türkiye'nin istediği "Güvenli Bölge" oluşumuna yararı olur mu?

x

Daha önce, "Türkiye'ye gelen sığınmacıların, Suriye'ye geri gönderilmesi" konusunda yazdığım bir bloğumun sonunu, çözüm için,"Suriye'deki şart düzelmesini" ya da "Esad'ın ölmesini bekleyeceğiz" diye bağlamıştım...

Ama, bakıyoruz ki, "ne şartlar düzeldi" ne de "Esad öldü"...

Daha ne kadar bekleyeceğiz?... Bir çözüm bulmak gerekir artık...

Benim önerim, bu 5'li çeteyi-(BM+NATO+ABD+RUSYA+SURİYE) dize getirmek için bir hal tarzı olabilir mi, bilmiyorum...

Ama, umarım ki, Türkiye'nin, böyle bir hal tarzını uygulamaya geçirmesine gerek kalmaz...

cdenizkent

---------------------- :

(1) TIMETURK, 21 Şubat 2016(İnternetten)

(2) Türkish News, 21 Şubat 2016(İnternetten)

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..