Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '06

 
Kategori
Blog
 

Ya bir dakika, ne oluyor!

Ya bir dakika, ne oluyor!
 

Bu aralar bir tartışmadır gidiyor. Vay efendim, evli kadınlar ne yazabilir, ne yazamaz; evli olup olmadığını da geçip bir kadın ne yazar ne yazamaz diye bir tartışma. Bunun başlangıç noktasını oluşturmuş olmak da beni oldukça rahatsız etti, onun için bunları yazma ihtiyacı hissettim.

Geçenlerde bir yazı yazdım. Başlığı Sen sakın Bilme. Okuyanlar okudu ama okuyamayanlar bundan sonra da okuyamayacak gibi görünüyor. Çünkü oldukça sinir edici bir duruma sebebiyet verdi yazı, artık yayında değil.

O gece, kızım yanımda değildi. Babasında kalmak istediğini söyledi ve ben de bu durumu sanırım biraz kıskandım, içerledim ve duygu seline kapıldım. Ama bir anne olarak böyle birşey yazmak istemedim. Onun için de yazarlık tarafımı kullanarak bunu bir aşığa özlem şeklinde yayınladım. Yayınlamaz olaydım!

Yazıya hemen bir yorum geldi. Bu oldukça şaşırmama sebep oldu. Çünkü yorumda evli bir kadına benziyorsunuz, bu tip yazılar yazmamalısınız dendi. Ne yapacağımı şaşırdım gerçekten de. Sonuçta burada özel hayatlarımızı açıklamak gibi bir zorunluluğumuz yok ama ben yine de bu durumun bir karışıklığa sebebiyet vermemesi için, yazarlık konusunda profesyonel olmadığım için açıklama yaptım. Halbuki aslında hiç umursamadan geçseydim belki daha iyi olacaktı. Ama dedim ya, ben yazar değilim, gazeteci değilim, bir köşe yazarı hiç değilim. Hep güzel mesajlar almaya alışkınım bunun için de bu olayı maalesef profesyonelce göğüsleyemedim.

Bu yazının üzerine yazdığım yazıyı ve o beyefendinin yorumunu okuyanlar hemen harekete geçti. Sevgili Sema hemen bunun üzerine bir yazı yazdı, onu Lale izledi. Hatta bu furyaya sevgili İlker bile ucundan kıyısından dahil oldu bir cümlesiyle. Ama bugün aldığım bir haber beni yıktı. Cıvıtmak deyimini kullanan bir okuyucum olduğunu öğrendim. Cıvıtmak ve Melda... Bu iki kelime içinde kesinlikle ufacık bir erotik ya da pornografik öğe içermeyen, oldukça masum bir özlem yazısı için söylenmişti. Üç yazı için söylenmişti. Bunlardan ikisi cinsellikle ilgili, diğeri benimki. Asla o arkadaşlarımı eleştirmiyorum, beni sakın yanlış anlamasınlar. Tabii ki cinsellik de hayatımızın bir parçası ve konuşulması gerekiyorsa konuşulmalı da. Ama dedim ya, yazıda en ufak bir erotizm kokusu bile yok.

O zaman dedim ki yok, sahiden de biz henüz birtakım şeyleri aşamamışız. Buradan sesleniyorum. Eğer başarır da kitabımı çıkarırsam okumayın lütfen. Hala bir kadına ambargo koyan bir zihniyete sahipseniz, hala yazarlığın günlük tutmak olduğunu sanıyor ve sadece yaşadığımız için yazdığımızı sanıyorsanız, artık ne benim blog sayfamı ne de kitabımı okuyun. Çünkü ben ömrüm yettikçe, editörlerim izin verdikçe daha çook yazarım aşk hakkında. Bir kere bile cinsel konularda yazı yazmamış biri olarak bu yakıştırmalara üzülmeden edemiyorum. Hatta cinsellik üzerine yazanlara tepki verenlere de... Biran önce aydınlığa kavuşmuş bir toplum olmamızı diliyor, hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyorum. Aman aman, kucak dolusu filan değil, sevgiler gönderiyorum sadece...

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=11889

http://biryardimeli.bz.tc

 
Toplam blog
: 132
: 2482
Kayıt tarihi
: 24.09.06
 
 

Dünyayı, yaşamayı ama adam gibi yaşamayı, arkadaşlığı, dostluğu ve en önemlisi çocuğumu, müziğimi..