Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

Ya sen?

Ya sen?
 

Bu dünya bir garipti alışamamıştı bir türlü etrafın da olup bitene. Gördüğü yüzler gördüğünü sandığı gibiydi en başında ama sonrasın da zaman içinde değişti hepsi birer birer. Dokunduğu tenler kendi teninde hissettiği sıcaklıktaydı ama soğudu zamanla birer birer. Duyduğu sesler ne kadar da yakın gelmişti en başında kendine kendi sesiymiş gibi ama sağır oldu sonunda duyabileceği ses kalmamıştı etrafında. Yalnızdı, yalnızlığını giderecek, kendisine sırdaş olucak birinin doğal beklentisi içerisindeydi her zaman ki gibi. Hep bu bekleyiş içerisinde bir ömrü heba etmeye razıydı. Yeter ki günün birinde bu beklentisine kavuşsun istiyordu.

Birbirinden habersizce birbiri için biçilmiş iki kaftan vardı aslında bu dünya üzerinde. İki yabancı gibi dolanıp dururlar kendi eksenleri etrafında. Görselerde zaman içerisinde birbirlerini farketmezler, ayırt etmekte zorlandıkları diğer yüzler yüzünden. Birbirini bilmeden geçen zaman su misali akıp durur. ''Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok''sözüyle bütünleşir her hayal kırıklığı yaşadığın da yaşamı. Derken, hep umud eder yine de''umut yaşamın bekçisidir''diyerek, yeni doğan günle biraz daha aydınlık geçmesi adına yarınlarına düşler kurar. Dünden vazgeçmeden, yaşanmamış yarının hayaliyle o anı geçirmek, ömrünün son perde aralığında sızan, ışığın etkisiyle, gerçeğin bir yalan olduğunu hatırlatır yazık ki en sonun da. An içinde geçirdiği zamanın farkına varamayanlar büyük bir gaflete düşmüşlerdir kendim gibi benim nazarım da. Değişim için ne zaman vardır ne de yarınına ışık tutmaya muktadir bir ışık hüzmesi. An içinde saklıdır aslında gerçekleştirdiğin ne varsa yarınında kapında seni karşılamayı bekleyen. Ama yapamazsın bir türlü, geçmişin öylesine derin izler bırakmıştır ki yüreğinde vazgeçmek istedikçe(sen) prangalarıyla tutsak etmiştir(seni) kuytu bir köşeye çekilmeyi düşlediğin her anda(o). An için de düşlemişsindir yalnız kalmayı, düşünüp acılarından, hüznünden, hayal kırıklıklarından nasıl da sıyrılıp kurtulacağını. Ve gelen yine an içi de saklı tuttuğun düşüncelerindir bir köşe de sinsice gelip seni yakalamış çalmıştır ansızın hiç beklemediğin bir an da kapını.

Döner durursun böylece. Ne zaman bitecek bu işkence diye. Bu sefer dünde yaşadığın ne varsa unutmayı düşlersin an için de. Kurtulamayı düşlediğin budur aslında yarınlarına yeni bir tuzak olmaması adına.''_Belki, dersin..._belki kurtulabilirsem dünde yaşadıklarımdan, yarınlarım daha güzel olucaktır''. İnanırsın bu sefer başkası söylediğinde inanmak istemediğin bu sözcüğe. Umudun yönü değişmiştir sadece ama girişim hep aynıdır aslında.

Nasıl unutabilir ki insan dünde yaşadığı acı tecrübelerini bir daha yenisi olmaması adına. Bu mümkünmüdür?, bir yolu varmıdır.?? sorgusu başlar bu sefer de.

Gece yatağa uzandığında sabah aldığın karalarınla adım attığın yollarını ve hoş geldin yeni gün umudunu çoktan unutmuş rafa kaldırmışsındır. Çünki gelen yeni gün dünden farklı olmamıştır aslında. Bu farkındalık içerisindeyken ansızın gelmesini hiç istemediğin bir anda kapını çalan yine aynı kişidir. Dünde unutmayı düşlediğin ne varsa yeniden karşına çıkmıştır birer birer. Hoşgeldin demek gelmez içinden gelene. Kovmak için bir sürü hayallere dalarsın yine , unutmaya yada avunmaya çalışırsın hiç olmamış olduğu halde olmasını ümid ettiğin hayallerinle. Yazık ki yaşanmamış yarının da içine edersin farkın da olmadan. Girişimlerinden kısa bir süreliğine vazgeçmek istersin. Öylesine yormuş öylesine bir garip bırakmıştır ki bu hayat seni bu sefer de zamanı durdurmak gücünü bulursun birdenbire kendin de. İşte o an hiç hesapta olmayan bir gerçekle yüzleşirsin bir an da. Yorulmuş bitkin kalmıştın ya hani, vazgeçmek adına herşeyden, ama herşeyden, hatta o anın bile anlamsızlığından, giriştiğin bu zamanı durdurma girişimi, farkında olmadan bir yenilik katmıştır aslında hayat'ına...Bu sefer kapını gelip çalan an için de verdiğin karar'a ne kadar da bağlı olduğunu gösterir türündendir de aslındada bilmem ki sen farkındamısındır o an da tüm olup bitene.

Sorgulamalardan tamamen kurtulmak ve herşeyin son bulması adına giriştiğin bu girişimin (kendin için olmasa da) farkın da olanlar için aslında ne denli büyük bir hazinedir. Evet!! Hayat'ın boyunca değişmesini isteyipte değiştiremediğin kendi şaçma sapan hallerin yüzünden anlık bir karala nasıl da başarılı olabileceğini farkedersin bir an da.

''Bunu yapabiliyorsam bu anda ve buna karar verebiliyorsam tüm kararlılığımla,
o zaman dünden de vazgeçebilirim hatta yaşanmamış yarınımı düşlemekten de.''Anın güzelliğini yaşamalıyım ve değiştiremeceğim gerçeklerin farkına varıp kendimi daha fazla üzmemeliyim. ''An'' bu anın için de saklı kalan belki de binlerce hazine var da ben farkın da değilim. İyide o zaman ne dururyor ve daha neyi bekliyorum. Yaşamalıyım bu anı.

Hüzünlü olsam da dünde kalanlarımla

unuttum çoktan şimdi şarkı söyleme zamanı,

susma, birşey söyle

biraz olsun yardım et

gelemiyorum üstesinden

Yarın mı? bilimiyorum ki yaşamadan

bu son sözler hiç olmadı biliyorum ama yine uzun tuttum sözleri galiba
ve,
içimden esprik yapıp gülümsemek geldi...:))

Sevgilerimle...

 
Toplam blog
: 67
: 606
Kayıt tarihi
: 11.09.07
 
 

1972 İstanbul doğumluyum. 13 yaşında bir kız çocuğum var. Hayatı inişli çıkışlı, her halinde seviyor..