Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '12

 
Kategori
TV Programları
 

Yalan Dünya

Yalan Dünya
 

Eminim yazımın başlığı çoğunuza son haftaların çok beğenilen dizisini çağrıştırdı. Bizim de ailece keyifle izlediğimiz ve birçok izleyici gibi Orçun karakterinin hayata karşı duruşuna çok güldüğümüz bu diziden değil de gerçek yalan dünyadan yazasım var bugün.

Oyuncu Baykal Kent’in ölümünden sonra kendisiyle ilgili röportajları televizyon ve gazetelerden takip ettiniz belki. Tanıyanlar, parasını biriktirmediğini, Ferhan Şensoy’un zamanında Orta Oyuncular'ın sergilediği bir oyunun hasılatını kendisine verdiğini, o zamanlar bu para ile küçük bir daire almak yerine borçlarını ödeyip geri kalan parayı aynı gün Çiçek Pasajı’nda eş dostla yediğini anlatıyordu. Baykal Kent son zamanlarında Bursa’ya yerleşmiş ve huzurevinde kalıyormuş.

Bu sabahsa televizyonda yılların oyuncusu Tomris Oğuzalp’in kiralık, tek odalı bir apartman dairesinde sürdürdüğü yaşam mücadelesini izledim.Perihan Savaş’ın verdiği destekle iyileşmeye çalışan oyuncu “zamaninda birikim yapmadim, hep böyle devam edecek sandim” diyordu.

Öğle yemeği için yaptığım çorbayı içtikten sonra yakındaki markete gitmek için çıktım evden.Geçen gün evin balkonundan da gördüğüm yaşlı mı yaşlı teyze oradaydı yine.Marketin giriş kapısının yanında, bir poşetin içine doldurduğu el emeği göz nuru banyo liflerini market müşterilerine göstermeye çalışıyordu.Satmaya çalışıyordu demiyorum çünkü kaderine razı, başını eline dayamış öylece gelip geçene mahzun bakıyordu, gök rengi gözleriyle.Havanın griliğine, hayatının karanlığına inat rengarenk çiçek motifli bir sürü lif örmüş.İçlerinden gözleri gibi mavi bir tanesini seçtim.

-Kaça satıyorsun teyzem bunları?

-3-3,5. Kimse almadı daha. Ahan şu kızlara gösterdim onlarda almadı, bakmadan gitti diyerek durakta otobüs bekleyen genç kızları gösterdi.

- Bunu aldım, buyur paranı, tamam mı teyze?

- İyi günlerde kullan kızım. Tüp yok evde, ev kira, veremedim parasını. Soğukta burada oturulur mu,tüp olmayınca oturuyorum işte.

Sıcak eve döndüm ama yüreğim sıkışık.Sıcak çorbadan bir büyük kaseye koydum,yanına da biraz ekmek, tekrar çıktım evden.Cevabını tahmin ederek sordum.

- Teyze yemek yiyebildin mi burada?

- Yemedim kızım.

- Taze çorba getirdim sana, yeni yaptım daha, içer misin?

- Allah razı olsun senden,içerim. Senin evin nerede ben boşu bırakayım.

- Hemen şu köşe apartman.Sen apartman girişine bırakırsan ben alırım. Hadi afiyet olsun.

- Allah razı olsun, sağol.

“Umarım razı olur Yüce Yaradan. Bir şey yapmadım ki, bize verdiklerini seninle paylaştım sadece teyze” dedim içimden. Az önce aşağı inip baktım, poşetin ağzını bir güzel bağlayıp girişe bırakmış dediği gibi.Bugünkü mesaisini de tamamlayıp marketin önünden ayrılmış.

Tomris Oğuzalp , son oynadığı film olan Beyaz Melek’te huzurevinde kalan bir yaşlıyı canlandırıyor ve şöyle diyordu. “Analar babalar küçücük evlerine, küçücük yüreklerine onlarca torun , çocuk sığdırırken evlatlar koca koca apartman dairelerine, villalarının bir köşelerine yaşlı ana-babalarını sığdıramadılar! “

Ah teyzecim yok mu seni evinin bir köşesine sığdıracak bir evladın? Biz soğukta dışarı burnumuzu uzatmaya bile çekinirken sen bu havada, buz gibi kaldırımda sattığın liflerle mi tutunmaya çalışıyorsun hayata?

Dün okuldan gelen beşinci sınıf öğrencisi kızım gururla; “ben bugün bir iyilik yaptım anne, birinci sınıf öğrencisi bir çocuk çekçekli çantasını merdivenlerden çıkartamıyordu, yardım teklif edip ben taşıdım çantasını” dedi. Tamam bizim kız olmuş artık dedim eşime.Ne mutlu ki vicdanlı, merhamet sahibi bir çocuğun ailesiyiz.

Güneş çıktı şimdi bulutların arasından, hava gri değil artık.Sevgi ve umutla dönüyor şu kocaman, yalan dünya. Bir iyilik yapar mısınız bu yazıyı okuduktan sonra? Ne bileyim , camın önüne ekmek ufalayın örneğin.Karda kışta kuşların da boğazından bir lokma geçsin. Akşam eve gidince bir tencere makarna haşlayıp sokak hayvanlari için bırakın bir köşeye.Metroda, otobüste bir yaşlıya yer verin, kapıdan sizden önce geçmesine müsaade edin. Ya da kırmızı ışık yandığında yaya geçidinin ortasında kalan telaşlı yaya geçmeden gaz vermeyin arabanıza.

Eminim hepimizin karşısına hemen hergün diğerlerine faydamızın dokunabileceği bir fırsat çıkıyor. Haydi bir iyilik yapın siz de, görün bakın yüreğiniz nasıl hafifleyecek!

 


 

 
Toplam blog
: 47
: 607
Kayıt tarihi
: 11.01.12
 
 

Dünyayı güzellik kurtaracak... ..