Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Yalan olmuyor

Yalan olmuyor
 

'Yalan oldu aşk',
'Olmaz olmaz, yaşanmışın tek dayanağı yaşanmış olması, unutulmaz'

İçsel bir tartışmanın karşıt iki ana fikri:
yaşadığı bir güzelliğin nasıl olup da unutulabildiğine akıl sır erdiremeyen bir yan, 'yok yok hayatta yalan olmaz böyle şeyler, ne olsa unutulmaz' diyen diğeri...

Yalan olup kaybolan ne aşklarımız, ne dostluklarımız var düşününce:

Hatırlarım ilkokulda can dostum bir arkadaşım vardı. O zamanlar onun can dostum olduğunu bilmezdim. Sadece o benim ben de onun dibinden ayrılmaz, tuhaf tuhaf oyunlar oynardık. Evlerimiz birer oteldi de bizim ortak evimiz okuldaki sıramızdı mesela. Sıranın üstünde sözlükten yaptığımız yatakta uyuttuğumuz bir de minyatür bebeğimiz vardı: kardeşimizmiş...Tenefüslerde yakalamaca, saklambaç falan oynayan topluluklara hiç haz etmez, hayaller kurar, dilekler tutar, yağmur suyu birikintilerinde 'kardeşimize banyo yaptırırdık'.

Bir gün ani bir kararla Ankara'ya taşındık, ya da karar pek ani değildi de benim için ani oldu. Ona 'hoşçakal' bile diyemeden çocukluğumun dağlarında badem çiçekleri açan şehrinden ayrılıverdik...Sonra birbirimize yazdık, yaz aylarında biz o şehre gittiğimizde mutlaka görürdük birbirimizi. Ama dünyanın kuralı hayatlarımız başka başka yönlerde yürüdü gitti, engel olamadık...Hatta yalan oldu can dostluğumuz...Yıllar yılı görmedim onu, görmediğim gibi pek de aklıma gelmedi açıkçası.

Biriki yıl önce, çocukluğumun şehrindeki son kalıntıları toplamaya gittiğim bir zaman, bir sıcak öğle vakti, bir küçük çay bahçesinde, onu gördüm:

Ufacık tefecik bıcırık hali aradan geçen yıllarda değişmemiş, hala kendini eleveriyordu. Saçları röfleli, yanında minik bir kız çocuğuyla salıncaklara gidiyordu, büyümüştü yani. Yanına yaklaştım. 'Merhaba, Duygu, tanıyacak mısın bakalım' dedim! Önce boş boş , tanıyamamış olmanın utançla karışık bunaltısıyla baktı. Bakışlar dolmaya, gözle parlamaya başladı...
Eski içtenliği yakalayıverdim sonunda... Korkusuz, maskesiz tedirginlikten uzak...Baktı ve ağladı. Ben böyle güzel sarılmayalı ne çok olmuş...

Bir yağmur sonrası beliren gökkuşağına bakıp birer dilek tutmuşuz:
O demiş ki: 'Allahım, öyle birgün olsun ki, kar da yağsın, güneş de açsın, bahar da olsun, kış da'
Ben demişim ki: 'Allahım, evimizin inşaatı bir günde bitiversin'

Bu 'evimizin inşaatı' hikayesi çocukluğumun uzun karışık ve bence hüzünlü bir tarafıdır. Ama, birileriyle paylaştığımı, o birilerinde bendekine benzer bir iz bırakacağını hiç düşünmemiştim...

Onda bırakmış!, anlattı ayaküstü.

Koyverdim, hıçkırmaya...

Yalan olmuyor...Yaşanmış hiç bir güzellik yalana karışmıyor...
 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..