Yalancı tanıklar kahvesi

Kitap adı: Yalancı tanıklar kahvesi Yazarı: Vedat Türkali Türü : Roman cep boy 527 sayfa Basım yılı. 1999 

Kitabı okuduktan sonra ismi neden 'Yalancı Tanıklar Kahvesi' diye düşündüm. Romanın yarısını geçtikten sonra birisinin anlattığına göre, bir adliyenin karşısında bir kahvehane varmış, dava görülürken tanık lazım olunca bu kahvehaneden bedeli karşılığında tanık kiralanıyormuş. Tüm romanda başlıkla ilgili ibare bu kadar. 

Konusu, güneyli zengin ağa oğlu okumak için Ankara' ya gidiyor, oğlan solcu devrimci. Okulu Ankara Dil Tarih, bölümü felsefe, ancak roman kahramanımız hiç okuluna gitmiyor, tek başına bir ev tutuyor. Devir 12 Eylül öncesi kan gövdeyi götürüyor, sağ sol çatışmaları had safhaya gelmiş. Roman kahramanı Muhsin'in fazla arkadaşı yok, örgütle bir ilgisi yok, yemek sohbetlerinde kominist bir kız ideolojik konuşmak istiyor, Muhsin ilgilenmiyor, sıkılıyor. Silahı bile yok, Ankara'da gününü gün ediyor. Kadın yönünden de şanslı, ya eczacı ya ressam. En son da avukat. Muhsin'in nasıl seviştiğini öğrenemedik, yazar iki karşıt cinsi akşam yatırıyor sabah kaldırıyor, aslında bu sahneler önemli, detaylı anlatım olmalıydı. 

Devrimci Muhsin'in yaptığı en hayırlı iş, memleketine gittiğinde süt üretici köylüler süt fiyatının artırılması için eylem yapıyorlar, görevlilere talimat vererek süt fiyatını yükseltiyor. Kasabasında da solcu bir arkadaşı olmuyor. Muhsin bana biraz tatlısu solcusu gibi geliyor. Babasıyla diyaloğu iyi olmadığından para ihtiyacını annesi kanalıyla sağlıyor. Kitapta ideolojik söylemi kitapçı Nedim Hoca'da görüyoruz, o da kısa ve pek anlaşılır değil. Ankara' da yapacağı bir iş bulamayınca kasabasına dönüyor, babası trafik kazasında ölüyor, işin başına devrimci solcu Muhsin geçecek. 

Kitap sol öğreti açısından yüzeysel, o dönemin olayları, öldürmeleri de bir cümle şeklinde veriliyor. Roman olarak okunması keyifli, az da olsa heyecanlı, bir süre sonra 12 Eylül darbesi oluyor. En son hamile bıraktığı avukat da yanına geliyor.