Yalnızlığın dayanılmaz güzelliği

Yalnız olmak bağımsız olmaktır, kendine özgü olmaktır, yalın olmaktır, karar verirken düşünmeye zaman bulabilmektir, diğerlerinden çok fazla etkilenmemektir. Her insanın ara sıra yalnız olmaya ihtiyacı olur, bazen kafa dinleyebilmek, bazen de derinlemesine düşünebilmek için…

Peki bir ülkenin yalnızlığı nasıl olur? Ne doğuya ne de batıya yakınsa, ne gelenekten ne de gelecekten vazgeçebiliyorsa, ne kan davasından ne de gurbetten cayıyorsa, ne sanata ne de gençliğine önem veriyorsa, sürekli anı yaşıyor, ülkenin geleceğini hiç düşünmeden, oylarını bir kilogram pirince atıyorsa bu ülke yalnız mıdır?

Nereye gitmek istediğine bir türlü karar veremeyenler, başarılı yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın “Yalnız ve güzel ülkem” sözünü pek bir sevdiler. Orada kastedilen yalnızlığın ne olduğu konusunda bir fikrim yok ama bana göre Türkiye hiç yalnız bırakılmadı. Şimdi bu haldeysek, içişlerimizde bizi bir türlü yalnız bırakmayan hem doğu, hem de batı ülkelerinin payı büyük.

Ceylan’ın bu sözü, bizim Avrupa Birliği’ne girmemize en çok karşı çıkan bir ülkede söylemiş olması bir tesadüf değildir. Onların kendilerine göre ekonomik nedenleri çok, çünkü Fransa bir tarım ülkesi ve Türkiye gibi tüm kaynakları kendisine yetebilen ve genç nüfûsuyla iş sektörlerini ele geçirebilecek bir ülkeden elbetteki korkmaktadır. Binbir bahaneyle Türkiye’nin üyeliğini engellemeye çalışmaktadır.

Ama bakınız bir yandan Türkiye’de neler oluyor. Büyük sanayi hamlesi denilen üçkâğıtla, ülkemiz tarımı ve hayvancılığı neredeyse bitirilme noktasına geldi. Yalnız olsak bu olabilir miydi?

Ülkemizde üç önemli sektör binbir hileyle özelleştirildi; sağlık, eğitim ve kitle iletişim araçları. Peki geriye ne kaldı? Bir devlet, nasıl devletim diyebilir ki bunlar olmadan. Korkunç ve inandırıcı olmayan gerekçelerle biz ülkemizin yönetimini zaten başka ülkelere bıraktık.

Oynanan oyunlardan bihaber hayatlar bizi çağdaşlıktan uzaklaştırıp, örtülere büründürdü. Görüntü hoş değil. Millet bilincinden ümmet bilincine doğru bir akış başladı ve bu ileriye yönelik ülkemin geleceğinden bana korku veriyor.

Umarım ülkemiz birgün gerçekten yalnız kalır ve derinlemesine düşünüp Mustafa Kemal’in verdiği cesur kararları alabilir. Gençlerimize bir kez daha Nutuk’u okumalarını öneriyorum.