Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaşa da öyle gir toprağa

Yaşa da öyle gir toprağa
 

Tüm koşturmacasında kendimizi boğduğumuz bu hayatta, birbirimizden ne kadar habersiz yaşıyoruz. Yoldaşım, canım arkadaşım dediğimiz, aynı derslikte ders dinleyip, aynı sıralarda oturduğumuz insanlar, dönem bitince ne kadar yabancılaşır bizlere. Telefonla sınırlı kalan iletişim bir kaç yıl sonra adeta can çekişir. Bundan sonra da sen sağ ben selamet zaten.

Ben de bu hayat telaşesinden nasibime düşeni alanlardanım. Bu yüzden liseden ortaokuldan yada daha geri yıllardan arkadaşlarım aradığında nedense aklıma pek iyi haberler gelmez. Nitekim öyle oluyor zaten. Yazık ki bize arta kalan artık yalnızca vefat haberleridir sanki. Çünkü bugün de eski arkadaşlarımla konuştum, ortaokuldan arkadaşımızın vefat haberini aldım. Senelerce bihaber kaldığım o gencecik fidanın zayıflamış, iyiden iyiye gücünü yitirmiş son halini tahmin ederken, içimde büyük bir acı duydum, kendime kızdım, lanet okudum gözü dönmüş boşluklarda dolanışımıza, bağırdım, çağırdım sokakları karşımda düşünerek, ‘bugün bir yürek sustu ve siz hiç umursamıyorsunuz’ diye diye bir başıma ağladım.. Ama Fikret’i geri getiremedim.

Ölüm çok soğuk bir kavram. Ayrılıkların en büyüğü, yolculukların en uzunu, en bilinmeyeni. Sözü geçtiğinde insanı en ürküten ve kimsenin kendisi için böyle bir olguyu tahayyül edemediği gerçek. Kişinin küçük kıyameti.

Ama biz geride kalanlar üç kelimeye sığdırıveririz bunu. ‘Allah rahmet eylesin.’ O kadar kolay mı peki? Yürüyen, konuşan, şakalaşan, bazen haşarılıklarıyla en yakınındaki insanları bile çileden çıkaran neşeli bir insanın, tüm şeylere nokta koyup bir anda herşeyi bırakması kolay mı? Bu kadar basit midir yaşamımız yani? Hiç önemi yok mu yaşanılan zamanların, yaşanmışlıkların?

İnsanları derbeder, biçare, durağan gördükçe, çekip gitmek istiyorum uzaklara. Sonbaharın kışı haber veren son yaprakları gibi ordan oraya amaçsızca savrulan bu insancıklar! Sizleri gördükçe, ben Fikret’e karşı utanıyorum. Arkalarında bir yığın boşluktan ibaret bir dünya bırakanları gördükçe, ben Fikret’e karşı utanıyorum.

İnsanlar, canım insanlar,

Işıklar, güneşler hep sizin için

Sizinle anlamlı, yıldızlar, deniz

Sabahlar sizinle aydınlık..

Dibine kadar yaşayalım , dolu dolu yaşayalım. Zamanını öldürenlerden olmayalım, yaşatan, zenginleştiren, ölümsüzleştirenlerden olalım! Hatalarımızla, günahlarımızla, tüm inandıklarımızla sahip çıkalım bu ömre. Geride kalanlara söyleyecek bir çift söz, bizleri anımsatacak, Fatihalara mazhar edecek bir çift kelam edelim. Çünkü önemliyiz, topyekün her birimiz.

‘’Yaşa be, yaşa da öyle git gireceksen toprağa.‘’
  

 
Toplam blog
: 10
: 510
Kayıt tarihi
: 24.02.14
 
 

1993 doğumlu, Kocaeli Üniversitesi tıp fakültesi mezunu, kitapsever, sinemasever, seyahatsever, y..