Taraf olmak

Efsane grup Pink Floyd’un kurucusu Roger Waters, aktrist Scarlett Johansson’u yerden yere vurdu. Johansson yakın zamanda İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında üretim yapan bir fabrikanın reklam filminde oynamıştı.

 

Efsanevi rock müzisyeni ve aktivist Gazze Şeridi’nin İsrail işgali altındaki Batı Yakası’nda üretim yapan Soda Stream isimli markanın reklam filminde oynayan Hollywood gözdesine ağır eleştirilerde bulundu. Şirket Filistin toprağı olan bölgede yerlerinden edilmiş insanların evlerinin üstüne kurulmuş olan İsrail kolonisinde faaliyet gösteriyor.

 

Waters daha önceden tanıştığı Johansson hakkında bu olay öncesinde övgü dolu açıklamalarda bulunmuştu.

 

Waters Oxfam isimli yardım kuruluşundaki görevini Soda Stream reklamında oynamak için bırakan Johansson’ı eleştiri yağmuruna tuttu.

 

Waters Israil'in uyguladığı tecrit ve müeyyidelere karşı boykotu savunuyor. Konuya dair açıklamasında :

 

"Geçtiğimiz günlerde Neil’a ( Young) ve Scarlett’e (Johansson) özel mektuplar yazdım. Neil’e bir, Scarlett’e birkaç mektup yazdım. Mektupların içeriği aramızda özel olarak kalacak. Ancak kaygılarım yaklaşık şunlardır:

 

Üzücü yani ikisinden de hiçbir yanıt alamadım. Cevap gelmeyince şaşkınlık içinde ancak facebook sayfama bununla ilgili paylaşımda bulundum.

 

Neil? Bu konu üzerinde uzunca ve çok derin düşünmeliyim. Birbirimizi çok tanımıyoruz. Ancak seni her zaman kahramanım olarak gördüm. Gerçekten kafam karıştı. Nasıl olur da böyle birşey yaparsın?..

 

Ah Scarlett, kendisiyle geçen sene tanıştım. Hatırladığım kadarıyla şiddetli bir Anti-Neocon’cu idi. Blackwaters’dan midesi bulanmıştı. ( Dick Cheney’in Irak’taki özel ordusunun ismi) Gerçeğe ulaşmada işbirliğinin gücüne inanan, insan haklarının, kanunların ve sevginin ardındaki genç bir kadın olduğunu hatırlayarak affedilebilirdin. Ancak nasıl olduysa sana tutulduğumu itiraf etmeliyim. Yaşı ilerlemesine rağmen halen birşeyler öğrenemeyen aptal ihtiyar olmak kadar kötü bir durum yok. "Entellektüel, politik ve sivil itaatsızlık kararı almış olan bizler; mazlum, hakları çiğnenen, işgale uğramış, ikinci sınıf insanların yanındakiler olarak senin bu kararını rasyonalize etmekte zorlanıyoruz"

 

Genç Scarlett’e bir iki soru sormak istiyorum. Yakın zamanda İsrail bir Bedevi köyünü yerle bir etti. Üstelik bunu ilk defa yapmıyorlar. 63. Defadır aynı köyü silahlarıyla yerle bir ettiler. Son seferinde saldırdıklarında takvimler 26 Aralık 2013 tarihini gösteriyordu. (Binlerce yıldır Bedeviler’e ait olduğu herkesçe bilinen bir köy) Bedeviler şüphesiz ki İsrail vatandaşlarının haklarının tamamına sahipler. Aslında hakların tamamına sahip demek imkansız. Çünkü "Demokratik" İsrail Devleti’nin Yahudi olmayan vatandaşları ayrımcılığa mahkum eden en az elli tane kanunu var.

 

Yukarıda sözettiğim kanunların hepsini burada sayacak değilim. İsrail’in iç veya dış politikasından kaynaklanan insan hakları ihlallerinin tamamında var.

 

Scarlett senin yanıtlarını çeşitli mecralarda görüyorum. Anlaşılan o ki fabrikadaki Filistinlilerin İsraillilerle aynı ücrete, aynı kazanımlara ve hatta aynı haklara sahip olduğunu iddia ediyorsun.

 

Gerçekten eşit haklar mı? Oy verme hakları var mı? Ulaşım özgürlükleri var mı? İşyerlerine saatlerce beklemeden ve işgal edilmiş kontrol noktaları olmadan ulaşabiliyorlar mı? Temiz içme suları var mı? Sahip oldukları çevre temizliği yeterli mi? Vatandaşların sahip olması gereken haklara sahipler mi? Rastgele ve suçlama olmadan seçilerek hapse atılmaya karşı herhangi bir hakları var mı? 1948 sonrası zorla ellerinden alınan topraklara dönme hakları var mı? Sıradan insanların sahip olduğu haklara sahipler mi? Bir ulus olarak kendi kaderlerini tayin etme hakları var mı? Tarihten gelen yaşam şekillerini rahatça devam ettirip geliştirebiliyorlar mı? Ben sana cevabı kısaca vereyim: "HAYIR" Filistinliler bu hakların hiçbirine sahip değiller.

 

Soda Stream Fabrikasının Filistinli çalışanlarının hiçbiri bu haklara sahip değil. Hangi eşit haklardan bahsediyorsun?

 

Scarlett inkar edilemeyecek kadar tatlısın. Eğer anlaşma yaptığın şirketin halen barış köprüleri yaptığını düşünüyorsan demek ki mevcut duruma yeterince dikkat etmiyorsun.

 

Sevgiyle

 

Roger Waters geçen yıl Konser için ülkemize de geldi. Gezi direnişi sırasında polis şiddetiyle can veren gençlerin de fotoğraflarını ünlü "The Wall" üzerine yansıtmış ve saygısını göstermişti.

 

Sosyal medya üzerinde alay konusu olan durumlar da ortaya çıktı. Nihat Doğan ve İsmail Türüt hükümetin tarafındayken bize destek verenler Pink Floyd ve Joan Baez şeklinde mesajlar yayınlandı.

 

Haksızlığa karşı gelmek veya onun tarafında olmak bir seçim meselesi. Waters ve benzeri insanlar ömür boyu saf tutuyorlar. Herkesin safının doğru olmasını beklemek imkansız. Ömür boyu seçimleri için didinenler de var, çıkarlarını gördüğü yere yanaşan da. Hangi tarafta olmayı tercih edersiniz?