Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '09

 
Kategori
Felsefe
 

Yaşam kesitleri... I. Bölüm

Yaşam kesitleri... I. Bölüm
 

Kim neyi bildi ki ben bileyim... Kim buna çare buldu ki ben bulayım..


Yaşam Kesitleri... I. Bölüm

Daldan yükselen can suyundan bir yudum çekti içine..
Önce kabardı sonra tomurcuklandı ve açılmaya başlayarak kurtuldu şişkinliğinden….
Kana kana içmeye başladı daldan gelen can suyunu.

İçtikçe daha da gelişti...
Önceleri parlak çimen yeşilinin tüm tazeliğini sergiledi rengi, sonra giderek koyulaştı.
Çok alımlı ve güçlüydü...
Öyle ki belki de ağacın en sağlam, en iri, en gösterişli yaprağıydı.
Bu yüzdendi güneşten kaçmak, saklanmak isteyen kuşların altına sığınması.

Giderek gelişiyor, serpiliyor ve gelişerek güneşin ışıklarını doya doya çekiyordu içine.
Bahar yağmurları ilk önce onu yıkardı.
Sabahın çiği en çok onun üzerinde yoğunlaşırdı.
Üzerinden süzülen damlalar, ucuna gelip damlamadan önce kalp şeklini alır sonra sevinç gözyaşları gibi dökülürlerdi yere ve diğerler yaprakların üzerine…

Bahar günleri hızlı geçti…
Sıcak yaz erken geldi…
Bağlı olduğu dal gereğince besliyordu onu…
O da güneşin en güzel ışıklarını sindirerek ikram ediyordu dalına...

Öylesine serpilmiş, öylesine güçlenmişti ki gölgesine sığınan çok olurdu.
Güneşten kaçana da, yağmurdan saklanana da, düşmanından gizlenene de sığınak olur, onları sevgi ile gizler gereğince saklardı…

Son baharın habercisi rüzgârlar umurunda olmamıştı başlangıçta...
Dalıyla birlikte bir oyana bir buyana sallanırken ritim tutardı rüzgara, hafiften inleme sesi çıkarsın diye...
Bu sesle uyuyan mutlu çocukların ve çocukluğunu yaşamak isteyenlerin olduğunu bilirdi.
Tutunduğu dal güvencesiydi onun…

Önce havalar soğudu…
Dalından gelen can suyu azalmaya başladı…
Yeterince beslenemediğinden olacak rengi sararmaya başladı…
Ama bütün gücüyle tutunuyordu kendini var eden dala..

Diğer yapraklar döküldüler bir bir…
Esen rüzgar önüne katıp götürdü onları bilinmeyen bir yöne doğru…
Artık dalda kalan tek yaprağıydı ağacın.
Dalından kendini besleyecek su gelmediği gibi kendisinde olanı da emmeye başlamıştı…

İstenmiyordu artık kendini var eden dalın üzerinde...
Gücü kırıldı… direnci tükendi…
Bıraktı kendini hem de en zayıf rüzgara…
Önce havada şöyle bir sallandı, sonra uçar gibi kaydı…
Çok geçmeden de sürtünerek yere çarptı…
Artık oyuncağıydı, en basit esintilerin bile…
Kaderini onlar çizer oldu...

Üstünde eşinir oldu vaktiyle altına sığınanlar…
Kırılmamaya ezilmemeye çalışarak bir oyana bir buyana savruldu durdu bir süre…
Bazen bir taşın kuytusunda huzur bulduğunu zannetti...
Ancak ters esen ilk rüzgarla savruldu hiç ummadığı yerlere…

Kaderi artık kendi sapına bağlı değildi…
Her savrulma, bir parça daha ufaladı onu…
Sürtüne sürtüne küçüldü… sadece sap kaldı…
Yalvarırcasına baktı, vaktiyle altına sığınan kuşlara, alsınlar da kendini koysunlar diye yuvalarına…
Kimse oralı olmadı… üstüne basıldı… ezildi… kırıldı…

Ağaç, can suyunu çekebildiğince çekti köklerine…
Vaz geçerek dallarından… yapraklarından…
Yaptığı hazırlığıydı, baharın ilk güneşiyle çıkartacağı yeni yapraklara…

Ağacın yaprakları gibiyiz…
Kimimiz güçlü, kimimiz akıllı…
Kimimiz sevecen… kimimiz öfkeli..
Hiç dökülmeyecek gibiyiz
Ufalanmak kimin aklına gelir ki...

Hiç akla gelir mi beylerin de öleceği… güzellerin çirkinleşeceği…
Yere dimdik basan heybetli ayağın büküleceği.. .
Aşkların kirleneceği… sevgilerin bıkkınlık vereceği…
Canın can olmaktan çıkacağı… cicimin tu kaka olacağı…
Suyun da artık susuzluğa derman olmayacağı…

Can, alınca cansızlığın kokusunu…
Düşünce akla cansızlığın sancısı…
Başladı mı herkesin kendi canının kaygısını yaşaması…
En değerli canlar bile değersiz kalır, ölümün mehengine vurulduğunda…
Ne fark eder ki can alıcı için…
Hiç gören olmuş mu kuzusuna göz yaşı döktüğünü kasabın

Usta
sensiz olmaz...

"Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler."

Çaresizlik son olmuyor.... devamı var....

NOT: İkinci bölüm Hayyamla muhabbet şeklinde gelişecek... ona göre..



 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..