Yaşam ve insan

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kişiler oldukça yorgun düşer. Niçin derseniz cevabı oldukça basittir. Çünkü insanların kafası ekonomik olarak rahat değildır. Ay sonu gelir elinde beş kuruşu kalmaz. Bu nedenle yorgun düşer.
Pazar sabahı kalktığında haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini alır okumaya çalışır. Ama kafası başka yerde olur. Bir tatil yapmak istediğinde yapamaz. Sebeb oldukça basittır. Çocuk para ister ama baba ve anne çocuğuna yalan söyler.

Ve küçük çocuklarımıza yalan öğretmiş oluruz. Okullarda öğretmenler oğlum, kızım yalan söylemek yanlış olduğunu söyler. Oysa çocuklar doğuşta yalanı, dolanı ve kötülüğü bilmez. İşte Türkiye'nın acı gerçekleri bunlardır. Ülkenin ekonomisinı yönetenler memuru ve işçileri ezmeye çalıştıkları ortadadır.
Kaptalizmi ve emperyalist ülkeler ülkemizin gelişmesini dayma engellemişler. Bunun açık örnekleri ortadadır. Ülkeyı yönetenler bu uşaklara hizmet etmek için seçilirler. Ülkenın kaynaklarını saltanatları için harcarlar. Ülkeyı dış güçlere teslim etmek için çalışırlar. Oysa insanlarımız işsız ve yoksulluk içeriside yaşarlar.

Seçimlerde bir çok yalan söylemeye çalışarak insanları kandımaya çalışırlar. İnsanlarımıza kaderciliğı aşılarlar. Böylece toplumda kadercilik anlayışı sürüp gider. İnsanların düşünmesine engel olurlar. Bunun için toplum olarak hergün geriye gitmek için addeta çaba harcarız. Buda yetmıyor mış gibi bizleri kamplara bölerek yönetmeye çalışırlar. Atatürk'ün bizlere bıraktığı mirasa sahip çıkamıyoruz. Çünkü beyin hücrelerimizi yıkamışlar. Gençleri ve gelecek nesillere karanlık günleri bırakmak için birbirleriyle yarışıyorlar.
Çağdaş , aydın insanlarımız bunu halkımıza anlatmaya gayret ve çaba harcaması gerekir. Geleceğımızı karartan yönetimlere karşı durmalıyız.

Cafer AKIN 29/02/2008 SAYGILARIMLA