Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '16

 
Kategori
Anılar
 

Yaşanmışlıklarım- 11: "Çorapsız demek, donsuz demektir"

Yaşanmışlıklarım- 11: "Çorapsız demek, donsuz demektir"
 

Bu kişiler kimse, "konu mankeni" olarak seçtiğim için kusura bakmasınlar...


Aman, sakın yanlış anlaşılmasın, kadınlarımızı ayrı tutuyorum... Üstelik bu benzetme de, bana ait değil...

*

Son birkaç yıldır, bazı erkeklerimizi değişik bir kıyafet içinde görüyoruz... Önce, onlardan söz edeyim biraz...

Dar ve sıkı giysiler ve "çorapsız" ayaklara giyilen ve bizim gençliğimizde "rugan" dediğimiz parlak siyah ayakkabılar... Bazıları da, bu "rugan" ayakkabılar yerine, bizim eskiden "ucuz diye giydiğimiz altı lastik olan bez ayakkabıların" modernize edilmiş olanlarını  giyiyorlar...

Şimdilerde, bu giysi şekline "moda" diyorlar... Gençleri için bir şey demiyorum; ama yaşını başını almış; olanların da bu akıma takılmaları, bana hiç hoş gelmediği gibi, yakışmıyor da...

En çok takıldığım da, ayakkabıların "çorapsız" yani "çıplak ayakla" giyilmesi..

*

Babam, şimdi hayatta olsaydı, bunlara hemen "zibidi" derdi... Çünkü bizim çocukluk ile gençlik arası zamanlarımızda da vardı böyle giysi giyenler... Bilmiyorum, belki de çingene (o zamanlar "roman" denmiyordu) mahallesine yakın oturduğumuz için onlarda görmüş olabilirim...

"Dar pantolon" ve "dar ceket"... Ama onların ayakkabılarını çorapsız giydiklerini sanmıyorum; çünkü görmedim...

*

Bu "moda" --ya da "akım" mı diyelim acaba?-- çıktığından beri aklımdaydı bu konuyu yazmak... Bir türlü yazamadım... Ama, bu "moda"nın giderek yaygınlaştığını görünce, içimde kalmasın diye, bir yazayım dedim...

*

Bu "moda" için, "zibidilik" diyebilir miyiz?

Önce, "Türkçe Sözlük"e baktım; "zibidi" tanımı için, babam ne kadar doğru söylemiş... İki anlam yüklenmiş bu tanıma:

- Biri, "Gülünç derecede kısa ve dar giyinmiş olan",

- İkincisi, "Yersiz ve zamansız davranışları olan(kimse)"

Günümüzdeki bu giyiniş şekli, hem "babamım" hem de "sözlüğün" birinci anlamına "tıpa tıp" uyuyor... Hatta, o zamanlar da yapyığımız gibi; şimdilerde de, onlarla "dalga geçmek" anlamında ,"kardeşinin pantolonunu ve ceketini giymiş"  derdik / diyoruz, bazen...

Sözlükte, Mahmut Esendal(x) "zibidi" sözcüğünü bir cümle içinde kullanmış ve şöyle yazmış: "Halk, bir müdürü  böyle zibidi  görmek istemiyor"...

Bu cümle, bana göre, "zibidi" sözcüğünün, daha çok birinci anlamı için kurulmuş... Sözcüğün ikinci anlamını biraz açarsak şöyle diyebiliriz (1): "Davranışları ve takındığı tavırlar yüzünden kendini küçük düşürdüğünü anlamayacak kadar idrak ve görgü yoksunu kimse".

Aramızda, bu modayı abartarak "çirkinleştiren" ve bu arada da "kendini küçülten" görgü yoksunları yok mu?

Olmaz olur mu?

Aklımda bir örnek var ama, "söz hakkı doğar" diye açıklamak istemem...

*

Peki, "Çorapsız demek donsuz demektir"  sözü kime ait?

Liseyi yatılı olarak okuyordum... Okulun çamaşırhanesi var mıydı, yok muydu, pek hatırlamıyorum... Ama, "çorap" ve mendil gibi şeyleri kendimizin yıkadığını ve kuruması için de yattığımız karyolaların önü ve arkasına asarak kuruttuğumuzu anımsıyorum...

Bir sabah, koğuştan çıktık ve yemekhanede kahvaltımızı yaptık; bu arada söylemek zorundayım, sabahları yaptığımız kahvaltının baş kahvaltılığı "Amerikan peyniri" ile toz toprak ile karışmış ve "çekirdeğine bir zar gibi sarılmış siyah zeytin" idi...

Neyse... Sınıfa girdik, yerlerimize oturduk... Defterlerimizi, kitaplarımızı açtık... Sınıf başkanı ya da o gün nöbetçi olan arkadaşımızın "dikkat!" komutu ile ayağa kalktık...

Hocamız da, dosyasını açtı ve oturdu... Hepimizi şöyle bir süzdü... Sonra, "yüksek sesle" demek az gelir; adeta bir "gürleme ile" bir arkadaşımızın ismini söyleyerek "ayağa kalk!" diye bağırdı... Arkasından da, "niye çorabın yok ayağında, neden çorap giymedin!"...

Arkadaşımız biraz kem küm ettikten sonra, yine gürleyerek "otur!" dedi... Sonra sınıfa döndü; "Çorapsız ayakkabıyı ya da terliği kadınlar giyer; bir erkek ayağına çorap geçirmeden ayakkabı giymez" dedi. Sonra da, "bana göre" falan da demden, doğrudan doğruya, "ÇORAPSIZ DEMEK, DONSUZ DEMEKTİR!" diyerek, okulumuzun tarihine "not düştü"...

Teneffüste, arkadaşımıza; "Ne oldu ulan!.. Niye çorap giymedin ?" diye sorduk... "Akşam, yatarken yıkamıştım; sabahleyin de acele ile hazırlanırken giymeyi unuttum ya!" dedi...

Biz de, "iyi halt ettin" dedik. "Bundan sonra, gece yatarken bile çorap giyersin artık..."

İşte böyle..

cdenizkent

----------------------- :

(x) Mahmut Şevket Esendal, Hikayeci, romancı ve siyaset adamı.

(1) İnternet, Düşünce Mektebi,  6 Kasım 2016

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..