Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yaşayarak öğreniyoz

Yaşayarak öğreniyoz
 

‘’Nasihat öpücüğe benzer, maliyeti sıfır vermesi zevklidir’’. Bir arkadaşım bunu bana söylediğinde eğitimcinin eğitimi sertifika programındaydım. Arkadaşım, eğitimlerin nasihat vermeye dayalı bir sistem olduğunu düşünmüş olacak ki, (girdiğim bazı eğitimlerde bende öyle düşünüyorum.) bana, insanların aklı yok mu? da bu eğitimlere katılıp nasihat edilenleri dinliyorlar demişti.

Öğrenme sürecinin en önemlisinin, tecrübe ederek olduğuna inanlardanım. Okullarda öğrendiğimiz formül ve metotlardan hangisini, mesleğimizde kullanmıyorsak, pratik hayata geçirmediysek hatırlıyoruz. Labaratuar bölümünde çalışanlar eminim kimya dersinde öğrendiği tepkimeleri, sürelerini ve ısı miktarlarını hatırlıyordur. Mühendis olanlarımız ise matematik – geometri dersindeki formülleri artık kenara yazmak yerine hatim etmişlerdir.

Sizlere, okullarda öğretilenlerin hayata her zaman geçerliliğinin olmadığı konusunda bir yazı yazmayacağım, hissettirmek istediğim anlatılanları tecrübe etmesek sadece bilgi olarak kalıyor ve zaman içinde yok oluyor. Ancak içselleştirdiklerimiz ile yola devam ediyoruz. Bizlere öğretilenleri, nasihat edileni değil kendi düşüncelerimizi, tecrübe ettiklerimizi onaylıyor beynimiz. Aldığımız kararlar çok edilgen değilsek aslında kendi hayat tecrübelerimiz ile oluşturduklarımız.

Kişisel gelişim kitapları yakın tarihe kadar, yurtdışı kaynakların çevirisi olarak yayınlandı. Son dönemde ülkemizde bu alanda çalışan kişilerde eserlerini sunuyorlar. Bu kitapları takip eden biri olarak ‘’eminin sizlerde fark etmişinizdir’’ konular anlatılır. –malı, -meli, gerek gibi ekler ve kelimeler ile yapılması gerekenler tavsiye niteliğinde sunulur. Hatta bazı kitaplarda tavsiyeleri uyguladığınızda başarılı olmazsanız ücret iadeli garantiler verilir.

Arkadaşım haklı galiba, tavsiyeler aynı zamanda nasihat değil mi? Harekete geçmedikten sonra ne yararı var. Konusunda duayen bir satış teknikleri danışmanı, kitabında yazar, eğitimlerinde anlatır; ‘’Müşterinin önünde beden diline hakim olmasın, avuçlar dışarı bakmalı, kollar bağlanmamalı….’’

Kitabı okur, ya da bu konuda eğitim alırız. Artık bilgimiz vardır. Eğer anlatılanlardan tatmin olup uygulamak istersek, öğrenme sürecimiz tecrübeler ile başlar. Tecrübe eder, bunları kullanır, başarı ve başarısızlık ile süsler ve bir tarz oluştururuz. Olumsuzluktan ders çıkartıp bunu artıya çevirebiliyorsak ve görüşmelerden eğitimde öğrendiklerimi uyguladım mı? Kitaptaki gibi davrandım mı? Acaba diye düşünerek çıkmıyorsak, artık öğrenme sürecine geçmiş ve yol almaya başlamışızdır.

Bir konuda bilgilenmek o konuyu öğrenmek değildir. Yazılar okur eğitimlere katılır bir çok konuda bilgi sahibi olabiliriz. Bu bilgileri de çeşitli platformlarda paylaşabilir, anlatabiliriz. Eğer, onu hayatımıza sokup uygulayabiliyorsak o zaman öğrenmişizdir.

O zaman eğitimler nasıl olmalı ki;

· Eğitimler de kişisel motivasyonda mı olmalı

· Katılımcılar dinleyici değil eğitimin konularını yaşayarak daha orada içselleştirmeye mi başlamalı

· Simülasyonun hayatımızın her alanına girdiği dünyamızda, sınıfta slaytla anlatılan eğitimler uygulamalar ve drama ile desteklenerek yaşatılmaya mı başlanmalı

Amerika’yı tekrar keşfetmeyelim, bu şekilde uygulamalar başladı. Yürürlüğü tabii ki tecrübe edilip yararı- zararı ortaya çıkınca görülecek. Eğitimler nasihat, tavsiye veya uygulamalı olarak yapılsın, kişinin istemeden ve bunu hayatına monte edip tecrübeleri ile pekiştirmeden, kendi tarzını davranışları ile oluşturmadan, başarılı olması beklenemez. Çünkü ; ‘’bilgin ifade edebildiğin kadardır, öğrendiklerin ise artık davranışındır’’.

Özgül ÇAYIRLI 

 
Toplam blog
: 24
: 834
Kayıt tarihi
: 22.05.10
 
 

Bursa’ da doğdum. Uludağ Üniversitesi Radyoloji Bölümünden 1998 yılında mezun olduktan sonra özel..