Yaza damgasını vuracak diziler

Ece Er, ‘’söyle bakalım sezon finalleri yapıldı, şimdi biz ne seyredeceğiz? ‘’dediğinizi duyar gibiyim.  Sıkıntı yok! Sıkıntı hali hazırda ‘’Gezi Parkı’’ ile dünya gündemine oturan direnişin çözümlenememiş olması ve gittikçe de ötekileştirilen Türkiye’dir. Yoksa diziler son sürat devam…

2013 yaz ekranına baktığımızda karşımıza çıkan diziler aslında şimdiden göz dolduracağa benziyor. Sizler için diziler başlamadan bir ajanda oluşturmak istedim. Bakalım ekranlarda neler varmış?

KANAL D

GÜZEL-ÇİRKİN:  Naz Elmas, Ali Sunal, Mehmet Çevik, Cahit Gök’ün başrollerinde oynadığı bir yapımla ekrana geliyor. Aslında dizinin isi çokta hoşuma gitti diyemeyeceğim. Tezatlığa dikkat çekmek için konulmuş bir ad olduğunu sanıyorum. Çünkü evet dizide bir güzel var da çirkini aradım bulamadım. Şimdi konu olarak bir polisiyenin içine girerken bir aşk masalının da kapılarının açılışını göreceğiz. Konusu iki farklı ekol, iki farklı kişilik, iki farklı bakış açısı, tek bir olay üzerine kurulmuş. Murat ve Nazlı beraber çalışmaya başlarlar. Çözmeye çalıştıkları ilk olayda, kişiliklerinden meslek anlayışlarına, olaylara yaklaşımlarından ürettikleri çözümlere, eğitimlerinden hayata bakışlarına kadar her konuda aralarında derin bir uçurum olduğu anlaşılır. Zıtlıklardan yola çıkan ve bu yönü ile dikkat çeken dizide kaba-saba tavırlı, sürekli şarkı türkü söyleyen, espri yaptığını zanneden, dağınık, disiplinsiz adam olarak karşımıza gelecek olan Ali Sunal( Murat)  aslında Nazlı’yı( Naz Elmas) hiç şaşırtmamıştır. ‘’Değil halkın güvenliği, bir evcil hayvanın bile güvenliği bu beceriksiz adama emanet edilemez’’ diye düşünen Nazlı, Murat gibi polisler yüzünden adalet sistemi işlememekte, insan hakları ihlal edilmekte olduğunu savunan bir karakteri canlandırıyor. Murat gibiler yüzünden Emniyet Teşkilatı’nın imajı zedelenmektedir.  Murat açısından ise durum kabustan farksızdır. Karşısında burnu büyük, uzlaşmaz, herkesi küçük gören okullu bir kızla çalışmak vardır. Nazlı gelir gelmez göz boyamak için dosyalara gömülmüş, sağa sola emirler yağdırmaya başlamıştır. Murat’a göre dünyadan haberi yoktur aslında. ‘’Emniyet teşkilatının imajını, özel korumalı sitelerde büyümüş bu kız çocuğu mu kurtaracaktır?’’ Nazlı’ya her baktığında için için gülmektedir. Onun İstanbul’un bu en civcivli bölgesinde birkaç günden fazla dayanamayacağını düşünmektedir. Tek yapması gereken sabretmektedir. Nasıl olsa Nazlı kısa süre sonra ağlayarak bir masa başı görevine geçmek isteyecektir. Neredeyse her konuda zıtlaşan Nazlı ve Murat’ın uzlaşabildikleri tek nokta var. Kendilerine gelen her cinayeti çözmek, katilleri yakalamak ve dosyayı kapatmak… Bunun için de bir şekilde beraber çalışmayı öğrenmek zorundalar.  Bu olayların etrafında dönecek olanda bilindiği gibi önce birbirlerine yakınlaşa duygusu olacaktır. Keyifli zaman geçirmek için iyi bir proje olduğunu düşünüyorum

GÜNEŞİ BEKLERKEN (gençlik dizisi):  Hande Doğandemir, Kerem Bursin, İsmail Ege Şaşmaz, Ebru Aykan, Emre Kınay, Gökçe Yanardağ, Yağmur Tanrıversin yepyeni yüzler ile dolu yepyeni bir gençlik dizisi karşımıza geliyor. Demet ve Zeynep, Bursa’nın Gölyazı ilçesinde mütevazi bir hayat süren anne-kızdır. Demet’in terzi dükkanında işler umduğu gibi gitmez ve elinde avucunda ne varsa kaybeder. Bu sırada İstanbul’dan Demet’e bir dost eli uzanır. Bu çocukluk arkadaşı Jale’dir. Jale, İstanbul’un en prestijli kolejlerinden Sayer Koleji'nin müdürüdür. Hem Zeynep’in iyi bir eğitim alması hem de yeni bir başlangıç yapmak için anne-kız, Zeynep’in tüm itirazlarına rağmen tası tarağı toplayıp İstanbul’a taşınırlar. İşte konu asıl buradan sonra başlıyor Aslında Jale’nin onlar için başka planları vardır. Hem Demet’in hem de Zeynep’in hayatını kökünden değiştirecek bir sırrı saklamaktadır Jale... Kimseye eyvallahı olmayan , son derece inatçı , deli dolu bir genç kız olan Zeynep, okuldaki ilk gününde, okulun sahibinin oğlu ve herkes tarafından tam bir baş belası olarak bilinen Kerem’le karşı karşıya gelir. Bugüne kadar ne istediyse sorgusuz sualsiz yapılmış olan, şımarık ve okuldaki herkes üzerinde soyadının getirdiği gücü kullanan Kerem, onun egemenliğini tanımayan Zeynep’i düşmanı beller ve onunla acımasızca uğraşmaya başlar. Kerem’in Zeynep’e yaptığı eziyetlerden sonra Zeynep’e yardım elini uzatan tek kişi ise Kerem’in kardeş gibi birlikte büyüdüğü Barış’tır. Zeynep, Barış’ın kendisine gösterdiği yakınlıktan etkilenmeye başlayacaktır ama bilmediği bir şey vardır; o da Barış’ın okulun en popüler kızı Melis’e aşık olduğudur. Melis, okulda beden öğretmenliği yapan Cihan’ın da kızıdır aynı zamanda ve o da ne yazık ki Kerem’e aşıktır. Zeynep yeni hayatına ve okuluna uyum sağlamaya çalışırken, annesi Demet Jale’nin kardeşi Melda’nın modaevinde çalışmaya başlar. Onu da tıpkı kızı gibi zor günler ve kötü sürprizler beklemektedir. Demet, hayatının ilk ve tek aşkı Cihan’la yıllar sonra karşı karşıya gelecektir. Cihan’ın hayatına yeniden girmesiyle, yıllarca kızına söylediği yalanın ortaya çıkmasının korkusunu yaşayacaktır. Jale, geçmişte yaptığı hatayı telafi etmek için İstanbul’a getirdiği Zeynep ve Demet’in hayatında yeni ama zorlu bir sayfa açmıştır. Gençler tarafında dörtlü bir aşk ekseninde ilerleyen hikayede, büyükler tarafında ise geçmişin sırları zamanla gün yüzüne çıkacak ve herkesin hayatını alt üst edecektir. Kavak yelleri dizisinin unutulmaz lezzetine benzer bir tat ile akıllara yerleşeceğini düşündüğüm dizilerden biri olarak görüyorum.

STAR TV

BENİM HALA UMUDUM VAR: 1 Temmuz pazartesi gecesi saat 20:00 ekranda yer alacak dizi de başrolleri Gizem Karaca, Berk Oktay, Şükrü Özyıldız paylaşıyor. Star’ın yeni dizisi “Benim Hala Umudum Var”da İstanbul'un gösterişsiz semtlerinden birinde annesi, kız kardeşi, üvey babası ve üvey babasının çocuklarıyla birlikte yaşayan, 23 yaşındaki Umut’un (Gizem Karaca) hikayesi konu ediliyor.  Ozan (Şükrü Özyıldız) ve Hakan (Berk Oktay) ile yolları kesişen Umut’un hayatı o güne kadar sadece tiyatro sahnesinde tanıdığı, filmlerde gördüğü bir duyguyla, aşkla tanışınca baştan ayağa değişecektir. Beğenerek seyredeceğimiz bir aşk hikayesi ile buluşacağız gibi görünüyor, konu her zaman olduğu gibi aklımıza aşina olasına rağmen beğenilerek seyredileceğini düşünüyorum.

ATV

DOKSANLAR: Yayın günü 26 Haziran saat 20:00 de yani bu gece.  ‘’Seksenler’’in nostaljisini keyifle ekranlarda izlerken birden karşımıza ‘’Doksanlar’’ dizisi de çıkıverdi. 1990'lar ilk özel televizyonların yayına başladığı, her yerde özel radyoların dinlendiği, neredeyse her mahallede pop yıldızı olmak isteyen gençlerin bulunduğu, cep telefonuyla, bilgisayarla tanıştığımız yıllardı. Şu anda da bu dönemde çocuk ve bebek olanların söz sahibi olduklarının farkındayız. Doksanlar; moda, giyim - kuşam, müzik vs. neredeyse bütün sosyal, ekonomik ve kültürel hayatın büyük bir dönüşüm yaşadığı dönemi iki aile ve onların çocukları üzerinden anlatacak. Hikaye, 1990 yılının yaz aylarında başlar. İşini bilmeyen memur Bekir ve müteahhit Nuri Tuncay kardeşler, babalarına ait bir arsa yüzünden bir kaç yıl önce birbirlerine küsmüşlerdir. İki ailenin reisleri ve eşleri bu küslükten dolayı birbirleriyle konuşmamaktadırlar. Bekir'in liseye giden Özlem ve ilkokul öğrencisi Zeynep, Nuri'nin ise biri nişanlanmak üzere olan Mustafa, lise öğrencisi Emre ve ilkokula giden Gökhan adında üç oğlu vardır. İmkansız aşklar, ilk gençlik heyecanları, üniversite hayalleri, yırtma mücadeleleri, gelin kaynana çatışmaları, aileler, çocuklar...Hikayemiz tanıdık ama gülümseyerek geçmişe bakışımız olacak. Dizinin asıl sürpriziyse Derya Baykal ve Ferhan Şensoy’un kızları Derya Şensoy’un ekranda karşımıza çıkışı olacak.

Diziler start verdikten sonra bir araya gelip biraz daha derinden inceleriz diye düşünüyorum. Ama fark ettiğim o ki her tarz ve yaş izleyicinin kendi için bir dizi bulabileceği bir yaz ekranı ile buluşacağız. Keyifli seyirler!

Hayatta buluşmaların en keyfini çıkartmak dileği ile..

www.televizyongazetesi.com