Yazar olmuş palamutlar

Her yer bembeyaz oldu, bir de yeşil olsun istedim.. Düşlerimde olsun muradıma tutunmak içindi belki..

Hiç unutmam melek ninem derdi ki idealler iyilik kokar tuzu da biberi de iyiliktir ideallerin..

Atın sırtına atlayıp gelmez öyle prensler beyaz düşlü hikmetler, edilen dualardaki iyi niyetli dilekler bulmaz hemen muradı…

Hayaller kurulur kasım, kasım gönüllerde ne hikmetse anlatılır, gönülden gönüle masallar.

Bir varmış bir yokmuşlar yok olmuşlar, evvel zamanın içinde, zaman evvelin içinde kalbur samanla iç içe iken deve diceyken pire kuaförkene diyerekten bade süzerekten anlatıveriyom size..

En sayın çok kıymetli zamane zamanının insanlarına en ileri teknolojili kültürlü okullu BM okuyucularına...

-Duyduk duymadıkın demeyin! ! !
-Arada peynir ekmek simit yerken bağada haber edin…
-MB değerli patroncuğu çok, çok yakın dostum olup
-Burası külliyen harfiyen yalan asla ve daima inanmayınız
-Sus kız güllü, çekemezsin tabi beni, tanırım patronu ve en kocaman müdürlerini deye şarlarsın dimi?
-Kültürlü okullu okuyucularım cancazlarım, bana tüm kalbinizle hep inanırsınız di mi?
-Fal bakacam ama size…
-Yoksa bu güllü mor fistanlı çingeneye mi inanırsınız?
-Göreyim parmakları.
-Oooo bir iki üç dört beş, ooo
-Gördün mü?
-Hepici bana inanır çünkü ben onların yalancısı değil, çingenesiyim..
-Şimcik saadete gelelim canlarım..

Değerli patroncuğum ve sevgili editörlerim bana eloktronik posta yollamıştır adına emal derler, tabi arada beni sevdiğinide söylemişler bunu geçelim ayıp olur öbür yazar çizer arkadaşlara…

Editörümüz com com beyim derkine! ! Bakınız dinleyiniz okuyunuz adam olunuz…

-Sabiha Rana hanımefendiciğim, yazdığınız yazıları anlamadığımız gibi blog adı altında olanlar da zaten çingene saçmasıdır...

-Milliyet ailesi olarak karar aldık siz çingenemizin kalpçini kırmak istemediğimizden sizin yazdığınız kıymetli eserleri, uzay yolundan sağa dönerken tam karşıdaki Mars gezegencimizin en önemli ve büyük medyası olan Milliyet uzay yolundaki tesislerinde çıkan bütün dergi ve gazetelerde yayınlamak istiyoruz...
( Rabbim doğru mudur duyduklarım?)

Bu sebebtendir ki sizi Mars'a yollamaya karar verdiğimizi bilmenizi istiyoruz vs. ra vs. ra saygılarımızla..

-Ba ba ba ayy kalbime bişiler olur huuuuuu saniye anam güllü bacım huuuuu

-Ayy çingene kalbim paralanır güm güm çarpmaktan ayy böyle de heyecan mı olurmuymuş kız?

-Saniye anam su getirdi güllü bacım limon kolanyası
-Anacım seslenir bana uracıktan
-Sabişçim sabişçim çin çin kızım huu kendine gel kara kızım al yazmalım…
-Hani demiştim ya size çok samimiyiz beni pek sever patron efendi..

-Bana Mars'da en üst düzeyde görev verdi, sorumluluk verdi ve de bu haberi verdi… ( Külliyen yalan atarım size, inandınız mı yoksa? :) )

-Bende size eller yukarı kanun namına bu haberi vereyim dedim..
-Doğru süleyin bak?
-Üzüldünüz mü sevindiniz mi?
-Bildirin anacıklarım benim yaaa?

Bak şimcikten size sorarım hepicinizin saygı değer cevaplarınızı emaylimin adresine beklerim..

Eğerkim beni istemezseniz hem okuyanlar hem okumayanlar anacım beni vururlar görevimi sorumlulumu yerime getirmedim diyene beni uzay boşluğuna sınır dışım ettirip star varsa savaş muhabirliğine attırırlar kardaşlarım bacılarım..

Parçalatmayın kendinizi şuraya senden ayrılamayız çin çin hanım diye parmanızı tıklatın canım yaaa…

Biz çin çin hanımı canı gönülden çok çok severiz onu dünya evinde alakoyun marsa yollamayınız lütfen bre diye rica ediverin beyawww...

Sarılın azcık samimi olun tuşlarla. Heyy beni tuş yapmıcanız. Klevyenin tuşlarına basıp cevap atçanız…

Görür müsünüz kendimi yalnızcık hissettim ağlara takılmış balık gibi, yok, yok yakalanmış da balık halindeki satın alınmayı bekleyen etrafımda pisi, pisilerin kol gezdiği süzgeçleri solungaçları solmaya kokmaya yüz tutmuş balıklar gibi annecim..

-Kendimi adeta dün akşamki ortamda hissettim
-Tezgahlara serilmiş sere, serpe yatıyorum.
-Hayal mayal emekli bir memur gelip ayıklatıp atıyor beni naylon torbaya..
-Götürüp eve teslim etti evin hanımına ve mutfaktayım musluğun altında yıkıyor beni Halime teyze..

-Limonlar, domatesler, maydonozlar, içinde yan gelmiş yatıyorum…
-Bir de baktım çilingirin en sofrası.
-Beyaz örtülü bir masa, beyaz peynir, kavun, salata, barbunyalı
-Birde sek rakı bardak Paşabahçeli ( Töbe Bismillah hayal ya )
-Sordum!
-Nerelisin rakıya?
-Dedi abe yaw
-Trakyalı Tekirdağlı
-Aaa ne göreyim
-Benden başka herkezcikler sofrada
-Böyle masa olur mu?
-Benim ne günama?
-Ağladım tabi masayla başımda
-Dediler sen öldün, sus bre ağlayıp zırlama
-Duydum bir ses
-Çok şımardı bu çingene
-Masada balık canlı olur mu?

-Ordan konuştu bir ihtiyar, ah hanım ah nerde o eski balıklar
-Aldık bunu yaptık pilaki amma
-Neerrrrdddeeeee
-O eski çingene palamutlar?

Giderim doğan sentıra yane yane yazarlık boyadı beni kane..

'' Melekler yüreğinden öpsün Milletimin Milliyet'i.'' Milliyet gazetesinin bacasından kapısına kadar biz BM yazarları için, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum..
( Bilerek yazdığım yazım hataları için bir kucak dolusu beyaz güller size )

(Sabiha Rana)