Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '17

 
Kategori
Blog
 

Yazmak, Her Gün Yeniden Doğmaktır

         

            Her fırsatta dile getirdiğim bu deyiş, bugün de yazıma başlık oldu.

            Sorgulama kültürü olmayan toplumumuzda bilgi sahibi olmadan fikir yürütenler her geçen gün artıyor. İşin daha ilginç yanı, bu kişiler çoğu zaman bilgisizliklerinin de farkında değiller. Üstelik de yüksekokul bitiren herkesin aydın sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz.

            Hangi yaşta ya da hangi eğitim düzeyinde olursa olsun herkesin söyleyecek bir sözü vardır. Hatta çok güzel konuşanlar da vardır içlerinde.

            Ama yazmak için iyi konuşmak ya da söyleyecek sözü olmak yeterli olmuyor ne yazık ki! Çok iyi konuştuğu halde, yazma yeteneği olmayanlar olduğu gibi, çok iyi yazan ama konuşma güçlüğü çeken bir dolu yazarın olduğunu da biliyoruz.

            Hem çok iyi konuşan, hem de düşüncelerini yazabilen insanlara saygı duymak gerekiyor. Özellikle de sosyal medya yaşamımızda bu denli yer aldıktan sonra okuyan insanımız azaldı.

            Daha da tehlikelisi ve üzücü olan okumadan yazmaya kalkanlar.

            Eğer yaşadığımız dünyanın tanığı olmak istiyorsak, dünyada olup bitenleri, çevremizde yaşananları çok iyi gözlemek, sorgulamak, değerlendirmek zorundayız.

            Bu bilgilere ulaşmak için görsel medyayı yeterli görenlerimiz olsa da, okumayan insanın gerçekleri görebilmesi, dünyayı doğru algılaması mümkün değildir.

            O nedenledir ki, yazmak için, okumak gerekiyor.

            Okuyan insanın ufku genişliyor, her öğrendiği yeni bilgiyle hayata daha pozitif bakıp, yaşama sevinci artıyor.

            O yüzden "yazmak, her gün yeniden doğmaktır” diyorum.

            Fiziki olarak yeniden doğmasak da yeni bir güne doğmak, uyanmak mümkün olabiliyor. Yazmak için zorunlu yaptığımız okumalar bizleri besliyor, zenginleştiriyor.

            İşte ben bu yüzden, kendimi bildiğimden beri yazıyorum.

            Yazabilmek, kendimi yenileyebilmek için sürekli okuyorum.

            Kuşkusuz yazdıklarım, kişisel düşüncelerim, bana ait yaşanmışlıklar ve sonuçta benimle ilgili. Yazdıklarımı beğenmeyenler, kendilerinden bir şeyler bulamayanlar, eleştirenler olacaktır.

            Öyle olmasa, bu kadar uzun süre yazmaya devam edemezdik sanırım.

            Yazdıklarımla ilgili yapılan her eleştiri, beni yeniden ve daha çok yazmaya ittiği gibi, her fırsatta kendimi yenileme, değiştirme olanağı veriyor.

            İşte ben bu yüzden, her gün yeniden doğmak, en azından yeni bir güne doğmak, güneşli, güzel bir güne uyanmak için yazıyorum.

            Daha çok da barış için yazıyorum.

            Barış içinde, yaşanası bir dünya, özgürlük ve demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yaşama geçirildiği bir ülke özlemi ve umuduyla yazıyorum.

            Yazmak için okuyor, okudukça yüreğim yanıyor, göğüs kafesine sığmayan yüreğimi ellerime alıp, düşüyorum yollara.

            Hiç kimse aç-açıkta kalmasın, çocuklar öldürülmesin, analar ağlamasın, yokluk ve yoksulluk kader olmasın, yolsuzluklar bitsin, masum insanların üzerine bombalar atılmasın, gencecik çocuklar kirli bir savaşın içinde yok olup gitmesinler diye yazıyorum.

            Statükonun kibirli mensupları, modern elitistler; artık bu güzel ülkede eşit koşullarda, birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu, kendilerinin hiçte öyle sandıkları gibi üstün yaratıklar olmadıklarını, o hep küçümsedikleri, bazen de “yanlarına inmek” lütfunda bulundukları halkın, artık onlar tarafından yönetilmek istemediklerini anlasınlar diye yazıyorum.

            Bu ülkede halk iradesi egemen olsun, demokrasi ve özgürlük alanı genişlesin, savaşsız, sömürüsüz bir toplum içinde eşit yurttaşlar olarak her sabah yeni bir güne, yeni umutlarla, yeniden doğalım diye yazıyorum.

            Sevgi, kardeşlik, barış adına; savaş çığırtkanlığı yapan, şehit cenazelerini istismar eden sağlı-sollu ırkçılara, darbecilere, vesayetçilere inat; yazmaya devam edeceğim.

            Çünkü yazmak, her gün yeniden doğmaktır.

            Yazma serüveninin bu durağında yeni çıkan kitabım “Yüreği Ellerinde Gezen Adam” ın tanıtım ve imza günü için 10 Kasım Cuma günü saat 15-17 arasında İstanbul Tüyap Kitap Fuarında, Cinius Yayınevinin 3. Hol 3605 No.lu standında olacağım.

            O tarihte yolu İstanbul’a düşen ve İstanbul’da yaşayan dostlarımla birlikte olabilmenin keyfini de yaşamış olacağım.

            Sizde okuyun, okuduklarınızla yaşamı yeniden sorgulayıp, mümkünse yazın dostlarım.

            Çünkü; yazmak her gün, yeni bir güne doğmaktır.

 

            AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 07.11.2017/BODRUM

            

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..