Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '07

 
Kategori
Haber
 

Yedi yıl üç ay...

Yedi yıl üç ay...
 

Vedalar hep hüzün verir insana. Bugün de öyle bir veda günü, ama sonsuz veda değil, yine aramızda, Ankara'ya çok yakın bir yerde yaşayacak. Bizden biriydi zaten, şimdi iyice bizden biri olacak. Başkaları gibi yurtdışını, sahil kenarını ya da İstanbul'u tercih etmedi Ahmet Necdet Sezer. Belki ihtiyaç hissedildiğinde yine başvurabileceğimiz
bir isim, bir umut olacak. Herşeye rağmen bu son yedi yıl, kritik zamanlar içimize sinen bir dönem oldu.

Aklımın yettiğinden beri tüm cumhurbaşkanlarını şöyle bir gözden geçirdim. İlk Cevdet Sunay...küçüktüm hiçbir şeyin farkında değildim, yorum yapamıyorum hakkında. Tek aklımda kalan o günlerden üç gencin idamıydı. Aklım ermiyordu, çevreden duyduklarımız ise: "Aranşitler asıldı!" (Halk deyimiyle) Bugünkü sözlerle teröristler diye ifade edilirdi ancak, hiç teröre neden olmasalar da. Onların isyanları ne kadar masummuş, buradan 35 yıl sonradan bakılınca.

Daha sonra Fahri Korutürk, etliye sütlüye karışmayan bir cumhurbaşkanıydı, cumhur birbirini yese de o günlerde. Sahnede Demirel, Ecevit ve Türkeş oynarken tragedyaları, arkada Erbakan senaryo çalışmaları yaparmış. Şimdi çıktı meydana. Biraz biraz farkında idik olayların, gençlik bizdik artık derken, Kenan Paşa geldi netekim arenaya erken. Çok çekmiştik tüm cumhur, medet umduk paşadan. "Evet" dedik milletçe hep bir ağızdan. Sürgüne gitti siyasetin tüm oyuncuları, dedik artık dönmezler. Neredeeee? Ama yedi yıl sonra yine hepsi birden sahnede, hiçbir şey olmamış gibi, sadece kostümler biraz değişmiş. Bazıları maske takmış, bazıları fistanları değiştirmiş. Bu karmaşa anında bir yıldız gibi parladı, sekizinci renk rengarenk bir Cumbaba Turgut ve Semra Özal. Tüm sülalesi faydalandı cumhurun nimetlerinden. Torunlar, gelinler hatta davulcu Asım bile evlerimize konuk oldu TV.den. Sarı sarı papatyalar sıra sıra dizildiler her yerde. Saraylara, otellere konuk olduk, yurt gezilerine katıldık onların sayesinde. daha da olacaktı Allah işi çıkmasaydı rahmetlinin önüne. Rahmetlinin sayesinde cumhur yaşamayı , yemeyi, içmeyi, eğlenmeyi ve şarkı söylemeyi öğrendi. Ama kısa sürdü "Lale devri".

Sonra kaç kez gitti, kaç kez geldi sayamadım, hiç gitmemişti ki zaten Sayın Süleyman Demirel. Hep vardı, baştaydı, başbakandı, babamızdı. Anası onu devleti için doğurmuştu. Yaşlandıkça dinçleşti, olgunlaştı, sevdi ve sevildi. Cumbaba olarak takdir edildi. Ama süre baştan belli, sayılı gün çabuk geçti. Nazmiye Hanım'ı pek göremedik, çünkü sağlığı elvermedi.

Yine ufak bir krizle cumhura "başkan" seçilemedi ve ortak bir karar alındı, dışardan cumhurdan biri olsun başkan, denildi. En büyük etki Ecevit'ten, belki Rahşan'dan geldi. Ve çoğunluğun ortak görüşü ile Anayasa Başkanı olan Sayın Sezer Çankaya'ya yerleşti. 13 Eylül 1941 Afyonkarahisar doğumlu. Üç çocuğu varmış ve torunları, tabii ki gelinleri de. Ben hiç resimlerini görmedim. Gören varsa yorum yazsın. Eşi emekli öğretmen ve sivil toplum örgütlerinin çalışmalarında görünüyor arasıra bir de resepsiyonlarda zarif ve yerini dolduran bir görünümle.

Sayılı gün çoktan geçti, hatta hesapta olmayan sayılmayan günler bile ve bugün sona gelindi. Veda ziyaretleri buruk bir gülümseyişle izlendi. Çok teşekkürler millet adına, Atatürkçülük adına, doğruluk ve dürüstlük adına Sayın Ahmet Necdet Sezer! Yerin dolar mı bilmem? İnşallah aramayız, aratmazlar o günleri...

Gelelim 101 pare top ile karşılayacağımız yeni gülü burnunda Cumhurbaşkanımıza. Ben mayıs ayında bir yazımda demiştim. "Halk her zaman sol gösterir sağ vurur", diye. Hatta "gelinciklere güvenmeyin, gül katmer katmer açabilir seçimden sonra", bile dedim. Mutlaka o makama gelebilecek özellikleri vardır, yadsınamaz. Cumhuru kucaklar mı bilmeyiz? Bizleri kucaklayamayacağı kesin, çünkü günah! Tarafsız olabileceği ihtimali zayıf fikrimce. Parti tabanına verilmiş sözler var, uğruna yıllardır verilmiş bir uğraş var. Eşinin türbanı var, demiyorum. Evin içinde zaten açıyormuş başını , bir çözüm yolu bulur kendince. Önemli olan Çankaya'daki gelenekler. Orada çalışan 450 personel. Köşkteki tarihsel değeri olan eşyalar, anıların sindiği fotoğraflar...Onların sonu ne olacak? Ben onu merak ediyorum. Birlikte göreceğiz. Sayın Gül ve eşrafına hayırlı olsun demek isterdim içimden gelerek, ama gelmiyor neyleyim. Sadece başarılar diliyorum, cumhur her zaman lazım, unutmayın, diyorum.

Son sözüm de sizlere sayın cumhurlar:
Sağlıcakla kalın, mutlu kalın, ama sevgisiz kalmayın !

Resim alıntıdır:

www.kesfetmekicinbak.com/gundem/00555/

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..