Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Yeni Eğlence Merkezleri: Eylem Alanları

Yeni Eğlence Merkezleri: Eylem Alanları
 

Yeni Eğlence Merkezleri: Eylem Alanları/Soner KAYA


İhtiyaçların icatları doğurduğu söylenir. Hakikâten son teknoloji icatların hepsi varlıklarını ilkel bir ihtiyaca borçludurlar. Hepsi ilk icatların modern yüzüdür.

Eskiden, çok eskiden... Eylem alanlarının "dutluk" olduğu zamanlarda "tweetter", "facebook" gibi sosyal paylaşım siteleri yoktu. Hele hele cumhuriyetmiş, demokrasiymiş, temsilmiş... Hak getire! . O zamanlar sosyal paylaşım sitelerinin yerini dolduruan şeyler yoktu. Ama cumhuriyet ve demokrasi gibi kavramların yerini çağında popüler olan sistemler dolduruyordu. Ve eylemlerin yeriniyse bildiğiniz savaşlar alıyordu... İnsanlar hemen her istediğini savaşlarla elde ediyor ya da elindekini yine savaşlarla kaybediyordu.

Her ne kadar ortalama bir insanın dünyayı değiştirebileceğine inansam da hayatımda hiçbir eyleme katılmadım. Çünkü demokrasi kavramı sandıkla taçlanması gereken bir sistemdir. Ve bu sistem devam ettiği müddetçe eylemler bir iki sus payının dışında bir kazanım sağlamaz. Dahası eylemler boş vakit değerlendirmesiden daha büyük bir anlam taşımaz. Nitekim eylemlerin hafta sonları artması hatta yaz mevsimine denk gelmesi tesadüf değildir.

Bakmayınz siz "ben de çapulcuyum" diyenlere. Bunların çoğu sözde çapulcu. İşlerini yoluna koymadan asla alana inmezler. Gerçekten yüreğinin sesini dinleyerek eylemlere katılanları ve şiddetten her daim uzak duranları tenzih ediyorum. Ancak birçoğunun yeşille, demokrasiyle alakaları olduğunu düşünmüyorum. Hele bazılarının yalnızca birtakım çıkarlardan ötürü orada yer alarak, gerçekten yeşili düşünenlerden rol çaldığına inanıyorum...

Samimi olanlardan ve çıkar peşinde olanlardan ayrı ve çok büyük bir kitleyse çok ilginç bir amaçtan ötürü eylemlere katıldı bence. Aslında ilginç diyorum ama sosyolojik araştırmalar yapılmalı bunun üstüne. Ah bir zengin olsaydım var ya... Talimat verir, araştırmayı yaptırırdım ya, neyse! :) Eyleme katılanların çoğu boş zaman değerlendirmek için eyleme katıldı. Bir nevi sosyal aktivite yani... Eylemlerde öne çıkan "orantısız zekâ ürünü" muhteşem dövizler de sosyal aktivite tezimi destekliyor bence.

Hakikaten tanıdıklarımdan hiçbiri, özel sektörde ya da kamuda çalışan, iş zamanında eyleme katılmadı. Çocuğu okula bırakma veya okuldan alma saatinde, eve misafir geldiğinde hatta sevdiği dizi yayındayken hiçbiri eyleme katılmadı. Hatta halı saha maçına öncelik veren, çay sohbetini kutsayan sözde eylemci tanıdıklarım var.

İnsanlarımıza yeterince sosyal ortam sunmadığımız için onlar da türümüzün binlerce yıl yaptığını yaparak ihtiyaçlarını giderecek bir icat, icraat desek daha doğru olur, buldular. Bol adrenalinli epey de eğlenceli... Üstelik yeri geldiğinde eşitlik, özgürlük, kardeşlik gibi kimsenin itiraz edemeyeceği değerlerin arkasına da sığınma imkânı mevcut! Hiçbir erkek halı saha maçında ya da okey masasında olmasını bu kavramlarla açıklayamaz. Yahut hiçbir kadın dedikodularını ya da alışveriş merakını bu kavramlarla savunamaz. Ama eylemlerde bütün enerjimizi harcayabilir, bütün ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz.

Özellikle suç oranının yüksek olduğu semtlerdeki gençlerin topluma kazandırılması için öteden beri savunageldiğim bazı şeyler var. Kaldı ki her tür sosyal ortam, yeşil alan, nezih mekân hepimiz için elzem! O bakımdan hayatın modern şartlarda seyretmesi için bir kere Avrupa standartlarında okullaşma şart. Ailelere ve gençlere rehberlik çok önemli. Bunların yanı sıra her mahalleye her sokağa yeterince yeşil alanlar kazandırmalı, spor komleksleri açmalı, her yere gençlerin enerjilerini harcayabilecekleri alanlar kurmalıyız. Bunları yapmalıyız ki insanca bir yaşamımız olsun. Sosyal ortamı kendi imkânlarımızla yaratmak zorunda kalmayalım. Bunları yapmalıyız ki gençler enerjilerini harcarken sağlıklı bedenlere ulaşarak sağlıklı düşünebilsinler. Bunları yaparsak modern şehirlerde, modern ortamlarda yaşarız. Çalışan, üreten, eğlenen ve dinlenen insanlar oluruz... Haklarımızı şiddete bulaşmadan, meşru yoldan şaşmadan, hukuk zemininde arayan insanlar oluruz.

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..