Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '13

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Yasak da mı goymıyak? :)

Yasak da mı goymıyak? :)
 

Yasak Da Mı Goymıyak? :)/ Soner KAYA


“Yasak” kelimesini duyunca birçoğumuzun tüyleri diken diken oluyor. Çünkü “yasak” engellenmek demektir. Ve kimse engellenmek istemez. Ancak “yasak”ların amacının engelsiz bir yaşam olduğunu fark edince, “yasa(k)”ları içselleştirmemiz daha kolay oluyor. Tabii bunun olabilmesi için “yasa(k)”ların gerçekten gerekli olması dahası engelleri kaldırmayı amaçlaması önemlidir.

Bilindiği üzere öteden beri anayasamız gençlerin alkol bağımlığından korunmasını öngörmektedir. Eylül ayından itibaren uygulamaya konulacak olan düzenlemeler gücünü genel olarak anayasamızdan ve dünyadaki emsallerinden alıyor. Ancak bu düzenlemeler kimilerine göre son derce mantıklı, içselleştirmesi gayet kolay düzenlemeler iken kimilerine göreyse IV. Murat’a rahmet okutacak düzenlemeler...

Şahsen içki içmiyorum. Yaşım tutmadığı ya da içki içmeyi sağlıklı bulmadığım için değil. Ben birçoklarının gerici bulacağı bir nedenden içki içmiyorum… Yani dinen içki içmek caiz olmadığı için… Üstelik içmemekte de fayda görüyorum! Gençlerimizi korumak için ekranları birçok şeye yasak ettiğimizi düşünürsek televizyonlarda alkolü teşvik edici, özendirici her türlü promosyon etkinliklerine engel olmak çok da mantıksız değil! Dahası çok işe yaradığını düşünmesem de sigara paketlerinin üzerinde yer alan uyarılara benzer uyarı ve mesajların alkol ambalajlarında olması da kötü bir fikir değil.

Gençlerin barındığı yahut eğitim gördüğü her tür ortam ile alkollü içki satışı yapılan yerler arasındaki mesafenin en az 100 metre olmasına da pek itiraz olacağını düşünmüyorum. Gece 22.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında alkollü içkilerin parekende satış yasağı ile 18 yaşın altındakilere satış yasağı da dünyadaki emsaller kıyaslanınca kabul edilebilir. Birçoğu kızacak ama alkollü içkiye ulaşmayı zorlaştıracak uygulamaları da yerinde bulduğumu belirtmeliyim. Çünkü alkole sadece aklı başında insanlarımız ulaşmıyor. Ergenlikten henüz çıkan gençlerimiz hatta çocuklarımız da alkollü içkilere zorlanmadan ulaşabilmektedir.

Laik olduğumuz müddetçe hiç kimse dilinden, dininden, inancından ötürü vatandaşlık haklarından mahrum bırakılamaz. Türbanın, özgürlük adı altında kamuya bile girmesini (Bence yanlış değil! Yeter ki ahlak ve edebe aykırı olmayan başka şeylere de özgürlük tanıyabilme hoş görümüz olsun.) tartışırken içkiye nerdeyse kendi mekânında bile üvey evlât muamelesinin reva görülmesi pek tutarlı değil… Her ne kadar düğünümde istememe rağmen içki içilmiş ve kavga çıkmışsa da davetlerde içkinin yasaklanması özgürlükleri zorluyor gibi... Öte yandan 100 metre kuralının turizm mekânlarında ihlâl edilmesi, kendimize yasak ettiğimizi sırf para için başkalarına serbest etmemiz, canımı sıkıyor. Biraz kapitalist bir yaklaşım gibi geliyor.

Son olarak da cezalara değinmek istiyorum. Millet olarak ceza işini bir türlü öğrenemedik. Tecavüzcüler katiller yasalardaki açıklıklardan yararlanıp yırtarken hukuk önünde henüz ispatlanamayan şike davaları nedeniyle koca koca adamlara hapis yattırdık. Bu açıdan baktığımızda özellikle alkollü bir şekilde trafiğe çıkanlar için cezanın yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çünkü trafikte söz konusu olan sadece kendimizin değil başkalarının da hayatı! Cezaları verirken nelere engel olmaya çalıştığımızı düşünürsek daha uygun cezalar verebiliriz sanırım.

Cezalara ilişkin bir diğer husussa, uygulama. Hakikaten başta sigara yasağı olmak üzere birçok yasağa uyulmuyor. Şahsen haftada birkaç kere dolmuşçularla yolcu varken sigara içtikleri için tartışıyor, kavga ediyorum. Cezalardan payını alanlar sadece büyük şehirlerin küçük işletmecileri olacaksa bu iş olmaz. Cezaları Türkiye'nin dört bir yanında büyük küçük ayırt etmeden bütün işletmeler, işletmeciler, kişiler için uygulamayacaksak bu iş güç mücadelesinden öteye geçmez...

Hepimiz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde olduğumuzu, bütün bunlardan ve mensubu olduğumuz yüce kültürden ötürü birbirimizi hoş görmek zorunda olduğumuzu kavrarsak birçok yasağa gerek bile kalmayacak. Ancak planlar yapıp uygulamayacak, uygulayıp denetlemeyeceksek dahası "dostlar alış verişte görsün" diye yasak koyacaksak bu kadar yaygaraya gerek yok doğrusu!

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..