Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '11

 
Kategori
İstanbul
 

Yeni hemşerimize alışmak hoş ama zor

Yeni hemşerimize alışmak hoş ama zor
 

Çocukluğumuzun ıssız ada öykülerinden gelen muzip bir hayvandı papağan. Şimdi yakın komşumuz oldu.

Hepimiz biryerlerden geldik

İstanbul'a hepimiz bir yerlerden geldik. Asırlardır her ırk ve kültürden izler kaldı ve yerleşti bu şehirde. Gün geldi nereden geldiğimizin önemi kalmadı ve hepimiz İstanbul'lu olduk. Siyah, sarı, çekik gözlü, mavi gözlü hemşerilerimiz (aslı "hemşehri" ama kısa kullanıyoruz.) oldu; çok değişik şiveler ve hatta dillerimiz oldu; geldiğimiz köklere yakın kümeler oluşturup semtlerde toplaştık; ailelerimiz büyüdü gençler başka semtlere taşınıp dağıldılar. 

En son papağanlar geldiler

Biz İstanbul'a geldiğimizde İstanbul, "martılar ve güvencinler" şehriydi. Oturduğumuz apartmanların arka balkonları güvercinlere yuva olurdu. Parklar, cami avluları hep güvercin doluydu. Martılar ise Boğaz'ın ve Adalar'ın kuşlarıydı. Şimdiki gibi sokak aralarında çöp kovalamazlardı. Bir de güzelim, uysal kumrularımız vardı, ekmek kırıklarıyla beslediğimiz. 

Bir süredir, kargaların şehri oldu İstanbul. Güvercin ve kumruları neredeyse yok ettiler. Vahşi ve üstün yaşama gücü olan sevimsiz bir canlı ama yapacak bir şey yok. Güçlü olan yaşıyor. Martılar dahi başa çıkamıyor kargalarla ve son on yıldır, kargalar da İstanbul'lu oldular.

Bundan on, onbeş yıl önce-bildiğimiz kadarı ile- kaçak olarak getirilirken yakalanan evcil hayvan kamyonundaki kuşların kafesleri açıldı ve doğaya salındılar. Çünkü yüzlerce hayvana bakacak olanağımız yoktu. Zaten varolan kediye köpeğe bakacak ne STK var, ne benzeri bir organizasyonumuz, yüzlerce kuşa nasıl bakarız? 

İşte, Psittacula krameri yani Yeşil Papağan. Wikipedia kaynağına göre; bu göç etmeyen tür, başarılı bir şekilde 'karışık habitatlar"içinde yaşamaya adapte olmuş ve şehirleştirme ve ağaç kesiminin korkunç saldırısına dayanan az papağan türünün biridir. 

Eyüp, Gülhane Parkı, Topkapı Sarayı bahçesi, Yıldız parkı gibi son kalan yeşilliklere sığındılar önceleri. Sonra Boğaz'ı geçtiler. Aynı bizler gibi kümelerinden koptu İstanbul'da doğan büyüyen genç nesilleri. Fenerbahçe parkı, Çamlıca parkı, Özgürlük parkına sığındılar. Şimdi artık nerede bir yeşillik varsa oradalar. Küçük semt arası parklar, Kadıköy meydanı, her yer onların çığlıkları ile inliyor. Evinizin yanındaki bir ağaca tüneyip de bağırmaya başladığında, kargaları aratır bir sesi olduğunu anlıyorsunuz. Çocukluğumuzun ıssız ada öykülerinden fırlayan bu kuş, artık kargalarla başa çıkıyor ve şehirdeki yerini sağlamlaştırıyor. 

Önceleri kimseleri inandıramamıştık şehirde papağan olduğuna, papağanı ayıretmeyi hoş bir ayrıcalık görmüştük. Şimdi bazen keyifle izliyorum bazen de "ne olur biraz sussalar" diyorum yeni hemşerilerime. Ve dilerim ki; bir gün maymun veya yılan taşıyan bir kamyon yakalanıp da kafesleri açılmasın! 

 
Toplam blog
: 62
: 548
Kayıt tarihi
: 08.09.10
 
 

Ceyhan 1966 doğumluyum. Üniversite mezunuyum. Şiir ve öykü seviyorum. Atatürk ve Uğur Mumcu yol g..