Yeni Köşe Yazıları / İmam Hatiplerde Revizyon, Makaradan Kuantuma..

Okulların açılmasına bir aydan biraz fazla zaman kalmışken, Milli Eğitimin bazı temel sorunlarına şöyle bir değinelim dedik:      

Ta Atatürk zamanında bilgili imam hatipler yetiştirmek için açılan imam hatip okulları; son yıllarda orta öğretimin temel taşı haline getirilmek istenmektedir. Bizzat MEB tarafından yürütülen bu eğitim siyaseti ile bu liseler Anadolu ve Fen Liselerinden ve hatta Galatasaray veya Kabataş Liseleri gibi elit okullardan bile ayrıcalıklı addedilir olmuştur. En güzel binalara bu okullar yerleştirilmiş veya devletçe büyük ve gösterişli yeni binalar yapılmıştır. Ancak MEB’in tüm bu gayretlerine rağmen ortaokul mezunları ve velileri bu okulları pek benimsememiştir. Nitekim bu yıl yüzde 50 boş kalmışlardır. Tercih edenlerin büyük bir kısmı da dışarıda kalmamak için bu okulları seçmek zorunda kalan öğrencilerdir.

        İmam hatiplerin bu “Tercih edilmezliği” mevcut akademik başarısızlıklarından ziyade, isimlerinden ve üniversiteye yönelik olmaktan çok ağırlıklı bir din eğitimi vermekten kaynaklanmaktadır. Elbette ki gençliğimizin “Müstakbel Fetöların” tuzağına düşmemesi için dinlerini doğru bir şekilde öğrenmeleri hayati bir konudur. Ancak bu dayatma kokan bir şekilde imam hatiplere yığarak değil, öğrencinin bilmesi ve istemesi şeklinde gönüllü olmalıdır. Aksi halde kaş yaparken göz çıkarmak ve dinden alabildiğine soğuyan bir gençlikle karşılaşmak olasıdır.

        Bu nedenle benim fikrimce:

        - İlk iş olarak imam hatip liselerinin ismi “İlim Kültür Liseleri “ olarak değiştirilmelidir.

        - Din dersleri imam hatip yetiştirmekten çok temel dini bilgiler ve güzel ahlak eğitimi şeklinde olmalıdır.

        -Buna karşılık başta STEM’e yönelik dersler önemli ölçüde arttırılmaldır.

        - İlim Kültür Liselerine gönderilecek öğretmenler iyi yetişmiş hocalar arasından seçilmelidir.

        - Yeteri kadar İmam Hatip Lisesi aynen korunarak, yüksek düzeyli imam hatip olmaları için ilahiyat fakültelerine yönlendirilmelidir.

        Mevcut karmaşayı yağdan kıl çeker gibi halledecek ve tüm tartışmalara son verecek bu uygulamanın bir an önce başlaması umuduyla.. 

Makaradan Kuantuma: Bilindiği gibi ortaokul ve liselerimizde verilen fizik derslerinde hâlâ 20.Yüzyıl başlarından kalma makaralar, plangalar, bileşke, bileşik kaplar, içbükey-dışbükey aynalar, elektikte paralel bağlama- seri bağlama gibi fizik konuları; sınıflar ilerledikçe gittikçe zorlaşan ve karmaşıklaşan bir şekilde verilmektedir. Halbuki yüzyılımızda bu tür konuların devri çoktan kapanmış, kuantum fiziğine geçilmiştir.Artık gelişmiş ülkelerde temelini kuantum fiziğinin oluşturduğu modern fizik dersleri verilmektedir.Halbuki ülkemizde kuantum fiziğine bir ünite veya kısa bir bölüm ayrılmıştır o kadar..

Elbette ki hareket, basınç, optik, elektrik, manyetizma gibi fiziğin temel konuları hiç öğretilmesin demiyoruz. Ancak 6 yıl boyunca dönüp dönüp bunları işlemek yerine kuantum fiziğinin temelini oluşturduğu modern fiziğe geçilmelidir.

Aksi halde ne Endüstri 4.0, ne de yüksek teknolojiye ulaşmak mümkün olur.