Yeni Türkiye'de ölüm kol geziyor!

Soma'da 301 madenciyi kaybedeli altı ay geçmeden, ayni akibetin Ermenek- Karaman kömür madeninde yaşanması;

Ve de, ''Madenciliğin fıtratında var bu kazalar''  diyen yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Türkiye'nin de yol haritasını çizmiş oluyordu o gün!

Maden ocağı sahibi, Saffet Uyar'da kaza için '' Kaza değil,''Doğal Afet'' demekte bir beis görmüyor. İst. Milletvekili ve Anayasa Kom.Bşk. Burhan Kuzu'da bu meyalde twit atmaktan geri kalmıyordu. Enerji Bakanı'nın önüne gelen raporda ise, o yerde maden ocağının açılmasının sakıncalı olduğu göz ardı ediliyor, üç ay kapatılan madene 9000 tl ceza kesiliyor ve yeniden faaliyete geçiyor.

Çalışma Bakan'ı Faruk Çelik, şu beyanatı verirken hiç yüreği sızlamıyor;

''Elli kişi engel oluyor madenin kapatılmasına, elimiz kolumuz bağlı kalıyor'' sanki bu ülkenin çalışma bakanı o değilmiş gibi.

Köle sistemi devam ediyor, kalan sağlar bizimdir!

-Eşi madende mahsur kalan, Nazmiye Çolak isyan ediyor '' Eşim madende çalışıyor, ama yakacak kömürümüz yok'' kış kıyamette!  

-Hamile bir madenci eşi ise  'Üç aylık maaşlarının içeride olduğunu, ancak bir ay daha çalışırsak, içeridekileride verecekler diye, eşinin madene girdiğini  anlatırken, nasıl bir çıkmazın içinde  olduklarını göz  önüne seriyor.       

-Yeni Türkiye'de ölümler kol geziyor!  Isparta'da 18 tarım işcisi vurdum duymaz bir laubaliliğin kurbanı oluyor!

- Şişli'de asansör kazası 10 işçi ölürken, buna kaza demek insanın diline acı geliyor! Düpedüz ihmalkarlığın ve iş emniyetinin alınmaması, denetim noksanlığı işçilerin canını alıyor..

- Yüksekova'da üç er cadde ortasında şehit ediliyor..

- Kadın cinayetleri artık ayyuka çıktı, sokak ortasında delik deşik edilen kadınların sayısı belleklere sığmıyor!

 - Kürd açılımı ise başlıbaşına bir trajediye dönmüş, memleketin kanını emiyor, ülkenin enerjisini tüketiyor!

Dünyada maden kazalarında baş sıralara aday bir ülkede Bakanlar ancak madene  madencinin naaşını çıkarmak için inebiliyorlar, acı ama gerçek apaçık ortada!!...

Ülkesinde ki gözü yaşlı insanları taşarona teslim eden  Cumhurbaşkanı, sırça sarayınının  tadını çıkara dururken, Filistin'e, Irak'ai Suriye'ye, Mısır'a, Bosna'ya, Libya!ya  banane diyemeyiz derken, kendi ülkesinde ki insanlara banane diyebiliyor..

Madenci çile çekerken, Atatürk Orman Çiftliği içine 350 milyon dolar maliyetle bin odalı Cumhurbaşkanlığı sarayı yaptırmak, bu milletin verdiği vergileri, har vurup harman savurmak değil midir?  

Madencinin yüzünde ki kömür karası, bazı siyasetçilerin vicdan karasından evladır..