Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '09

 
Kategori
İzmir
 

Yeniden

Yeniden
 

İkinci uzun bir aranın ardından yeniden merhaba diyorum. " Nerede Kalmıştık" başlıklı son yazımda yaşadığım sağlık problemlerinden söz etmiştim. Yine aynı yazımda, operasyonla alınması gereken ikinci yirmilik dişimi ve tıp fakültesinde yaptırmam gereken tahlilleri, iyileştiğimden dolayı ihmal ettiğimi ve yaptırmadığımı yazmıştım.

Gelgelelim o yazımdan kısa bir süre sonra sol kulakaltı yine şişti. Ağrılar da başladı. Ben de tekrar dişçimin yolunu tuttum.

Bu sefer pek de kolay olmayan bir operasyon geçirmek zorunda kaldım. Damağımın altında olan ve hiç bir şekilde bir santimi bile dışarı çıkmamış bir diş, operasyonla bir saati aşan bir sürede çene kemiğinden sökülüp alındı.

Bu zor operasyonu sabırla ve mükemmel bir şekilde gerçekleştiren sayın Dr. Zeynep İLHAN'a ve değerli eşi sayın Dr. Ömer Faruk İLHAN'a buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Bu operasyonun nekahat dönemini geçirdikten hemen sonra bu sefer eşimin rahatsızlığından dolayı İstanbul'a gitmek zorunda kaldık.

Oradan da yeni döndük.

İşte bu nedenler beni, bir kez daha uzun bir süre yazı yazmaktan alıkoydu.

Özellikle İstanbul'da geçirdiğim süre, Türk sağlık sisteminin acıklı durumunu bir kez daha görmeme neden oldu. Sağlık Bakanlığı'nı başarılarından dolayı tebrik etmek isterim!!!

Sevgili dostlar, İstanbul'da geçirdiğim günler, bana, doğruluğundan zaten emin olduğum bir düşüncemde ne kadar haklı olduğumu bir kez daha ispat etti.

O düşüncem " İzmir'in Türkiye'nin yaşanabilir en mükemmel şehri olduğu " idi.

Şehri yıllardır yöneten zihniyetinin İstanbul'u ne hale getirdiğini iyice görme şansım oldu.

Sosyal belediyecilik sıfır. Bir yerden başka bir yere gitmek için üç, bazen dört araç değiştiriyorsunuz. Çünkü direkt hatlar yok. İzmir'de F.Altay'dan Karşıyaka'ya direkt otobüs var. Düşünün artık aradaki farkı.

Hep kısa kısa mesafelerde otobüs veya minibüs değiştirip yolunuza öyle devam ediyorsunuz.

Üstelik her binişinizde Akbilinizden para kesiliyor. Tabii, ikinci binişler indirimli.

Ben, İzmir'de 90 dakika içerisindeki binişlerin sınır tanımadan ücretsiz olduğunu söyledikçe insanlar şaşırmış bir halde bana bakıyorlardı.

Güvenlik sorunu had safhada. Arkanıza bakmadan yürüyemiyorsunuz. Zaten bu sıkıntıları çözsün diye de yine İzmir'deki emniyet ekibini İstanbul'a getirmediler mi?

Çağdaşlık ve hoşgörü konusunda da İzmir uzak ara başı çekiyor.

İstanbul günleri bana, İzmir'deki ufak tefek aksaklıkları fazla büyütmememiz gerektiğini öğretti.

Döndüğümüzün hemen bir gün sonrasında başlayan dört günlük su kesintisine bile çok fazla kızamadım.

Düşünün artık iki şehir arasındaki farkların beni hangi boyutta etkilediğini.

Amaaa, yiğidi öldür hakkını ver demişler. İstanbul'daki bazı yerleri de ayırmam gerekiyor. Öncelikle İstanbul'da kaldığım süre içerisinde sekiz gün ikamet ettiğim Kadıköy'ü ayırıyorum. Gerçekten de Kadıköy Belediye Başkanı Sayın Selami Öztürk, çok güzel işler yapmış. Kadıköy, yaşanabilecek bir yer.

Şişli, dikkatimi çeken başka bir ilçe oldu. Sayın Mustafa Sarıgül'ün emeği neredeyse her yere yansımış.

Beşiktaş da İstanbul'un güzel ilçeleri arasında yer alıyor bence.

Bir de göremediğim Bakırköy'ü çok övdüler. Ama görmek nasip olmadı.

Dikkatinizi çektiyse bu belediyelerin hiç biri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne sahip olan partiden değil.

Fark çok açık ve net belli oluyor. İstanbul'un kendi içinde de fark var, İzmir'le arasında da fark var.

Ha bu arada, Eskişehirliler sakın kızmasınlar. Ben Eskişehir'i zaten bu tartışmaların içine bile dahil etmiyorum. Orası artık Türkiye'den çıkmış, bir Avrupa şehri olmuş. Keşke her şehire bir Yılmaz Büyükerşen verilebilse. Eskişehirliler, şehrinizle ve başkanınızla ne kadar övünseniz azdır. Hepimiz sizleri hayranlıkla izliyoruz.

Evet, tekrar merhaba dediğimiz bu yazımızda birilerini kızdırdıysak affola. Niyetimiz kimseye saldırmak değil. Sadece siyahla beyazı ayırmak. Doğru işi ve de yanlış işi göstermek.

İzmir, seni çok seviyorum...
 
Toplam blog
: 1042
: 299
Kayıt tarihi
: 02.03.08
 
 

Yazmak benim için bir tutku, bir yaşam kaynağı. Sadece basit bir hobi olarak açıklanamaz yani. Be..