Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '11

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

Yine de Günün Kutlu Olsun Öğretmenim

Yine de Günün Kutlu Olsun Öğretmenim
 

Otuz yaşa varan ömrümün çocukluk yıllarına, annem ve babamdan sonra derin izlerini bırakan insanlardan biri de ilk ilkokul öğretmenim Perihan Hanım'dı. Artık meslek yaşamının son demlerine yaklaşan Perihan Hanım, buna karşın hayatlarının daha başında olan bizleri hâlâ ilk öğretmenlik yıllarında duyduğu şevk ve beslediği derin sevgiyle üç buçuk yıl boyunca okuttu. O'nun ardından son bir buçuk yılımız; daha sonra bir trafik kazasında ölüm haberini aldığımız Mahmut Öğretmen'imizle geçti.

Öğretmenler Günü'nü konu alan yazıma,15 yıla varan öğrencilik hayatımın ilk temellerini atan iki öğretmenimi yâd eden ufak bir girizgâhla başlamak istedim. Buradan Mahmut Öğretmen'imi bir kez daha saygıyla anıyor ve yaşıyorsa Perihan Öğretmen'imin ellerinden öpüyorum.

'Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum', diye söylemiş Hz. Ali. Öğretmenler, bir nevi yaşam mühendisi gibidirler. Bir toplumda eğitim düzeyi ne kadar düşükse, o toplumun değerleri yıkılmaya, yok olmaya o derece mahkûmdur. İnsan eğitimine ne kadar önem verir ve kendini ne kadar iyi yetiştirirse; yaşadığı ülkenin yaşam seviyesi de o derece yükselir, toplumun kalitesi artar.

Ülkemizin eğitim seviyesi ve yaşam kalitesinin pek de iyi noktada olmadığını, ne yazık ki her gün gazete sayfaları ve haber bültenlerine düşen cinayet haberleri ile ibret verici toplumsal olaylardan görebilmekteyiz. Özellikle son dönemde artış gösteren aile içi şiddet ve tecavüz olaylarının temelinde; her gün daha da vahim bir hâl alan ekonomik sıkıntıların yanında, eğitim seviyesi düşük bireylerin kâh aile büyüklerinin zorlaması, kâh da kendi aralarında anlaşarak bilinçsizce yaptıkları evlilikler bulunmaktadır. Ve mutsuz geçen her evlilik; ya bir mahkeme salonunda, ya da kara toprağın metrelerce altında sonlanır. Cezaevi koğuşları, güya hayatın şamarını yemiş nice kader mahkûmuyla doludur. Oysa onları demir parmaklıkların ardına düşüren şey kaderleri değil, cehaletleridir.

Hem kendi yaşantımızın, hem de toplumsal yaşamın inşasındaki katkıları bu derece önemli olan öğretmenlerimiz, ne var ki ülkemizin genç nesillerine kazandırdıklarının karşılığını hakkıyla alamamaktadırlar. Geçen yıl yapılan bir araştırmaya göre, Avrupa genelinde en düşük öğretmen maaşı ödenen ülkelerden biri Türkiye'dir. Bu yüzden birçok öğretmenimiz, evinin, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kimi zaman ders saatlerinin dışında ek işler yapmak durumundadır. Ve emekliye ayrılıp, artık kendi köşesine çekilenler bile; günün birinde hayat pahalılığına yenik düşüp, özel bir eğitim kurumunda cehaletle olan savaşını kaldığı yerden sürdürmek zorunda kalır. Bu onurlu ve kutsal savaşı sürdüren nice Perihan ve Mahmut Öğretmen'lerin Öğretmenler Günü'nü kutlar, ellerinizden öperim.  

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..