Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '11

 
Kategori
İnsan Kaynakları
 

Yine Kalite Yönetimi ve her zaman

Ne zamandır, kalite yönetimini duyuyorsunuz? 1990’lardan beri mi? Maalesef geçen 20 sene içerisinde çok fazla kalite belgemiz ama çok az kaliteli firmalarımız/ ürünlerimiz oldu! 

Neden? 

Çünkü yararına çok azımız inandı, çoğumuz rekabetin getirdiği zorunluluk olarak aldı! 

Oysa ki, kalite yönetimi bize sadece iş yerlerimizde uygulayacağımız bir sistemi sunmadı, ‘kaliteli hayat’ anlayışını da getirdi. 

PUKO veya Planla, Uygula, Kontrol et ve Önlem al. Sizce de bu sistem döngüsü, hayatlarımızla el yordamı ile yaptığımız/yapamadığımız ama kesinlikle yapılması gereken eylem zinciri değil mi? Örneğin ‘5 yıl içerisinde sektörümde aranan bir mühendis olacağım’ diyerek bir hedef koyuyor ve bunun için plan yapıyorum. Sonra plan kararlarımı uygulamaya sokuyorum: dil öğreniyorum, şantiyelerde zor koşullarda cüzi bir paraya çalışıyorum ve burnumu her deliğe sokuyorum. Her yılbaşı, yılın bilançosunu çıkarıp, halen hedefime doğru yürüyor muyum diyerek iç hesaplaşmamı yapıyorum ve bir fark ediyorum ki, bir kız kalbimi çalıvermiş ve bütün dikkatim onunla geçireceğim zamana odaklanmış!. Bu noktada hedefimi sorguluyorum, gerçekleştirmeli miyim, başka hedefler mi koymalıyım? Yeni hedef elbette konulabilir? Mutlu bir aile reisi olmak. Tamam, yeni planlar yapılır ve uygulamaya konulur, yine yılbaşları gelir, iç hesap verilir ve bir de ne görsün evinde eşiyle mutludur ama işinde tatmin bulamaz veya tersi, ne önemi var. Burada aktarmaya çalıştığım, sürekli rotayı, gelen rüzgâra göre revize ettiğimiz ve hiçbir zaman belirlediğimiz limanlara ulaşamayıp, hep denizin ortasında kalacağımızdır. 

Şirketlerde ne olur? Bunu da örnekleyelim. Şirketinizi, 3 yıl içerisinde bölgenizin en büyüğü haline getirmektir, hedefiniz. Teknolojik yatırım yaparsınız, KOSGEB’in fuar v.b. desteklerinden yararlanırsız, iş yerinize dil bilen eleman alırsınız. Ilk yıl planlarınızı ne kadar başarıyla uyguladığınızı görür, gururlanır ve mutlu olursunuz. İkinci yılbaşı geldiğinde finansal tablolarınızı kontrol ettiğinizde, göstergelerin yukarıyı değil, aşağıyı gösterdiğini fark edersiniz. Hemen, iyileştirme yöntemleri için kolları sıvarsınız, sorunu tespit eder, neşteri oraya vurusunuz. Kıl payı, dönemeci almışsınızdır. Bu durumun, hedefinize ulaşmanızdaki etkisini ölçer, daha iyi neler yapabileceğinizi araştırırsınız. Plan revizyonları ile hedefinizden şaşmadan yolunuza devam edersiniz. 

Peki, bunlar kolaylıkla anlaşılır konular ise neden Kalite Yönetimi sadece prosedürler ve bürokrasi olarak görülüp, başarıyla uygulanmaz? Oysaki Kalite Yönetimi PUKO’dan başka bir şey değildir. 

Çünkü biz, oryantelist zihniyetle, plan yapmayı sevmeyiz 

Yapılmış planları delmeyi severiz 

Kafamıza göre yaşamaktır, yaşam dediğimiz,  

Oysa ki hep denizciyizdir! 

Hiçbir limana ulaşamayan bizler, nasıl olur da büyürüz? Yeni keşifler yapıp, farklı malları farklı diyarlara nasıl taşırız? 

Bütün hayatı boyuca denizde kalan denizci, ‘yaban’ olduğu gibi, dünyanın gidişatını da göremez, o sadece denizin dev dalgaları arasında hayatta kalma mücadelesi vermeyi bilir. 

Bu yılbaşı benim de bir dileğim var; KOBİ’lerimizin limanlara ulaşması… ölçülebilir göstergelerle her seferinde daha büyük limanlara, daha değerli malları ulaştırmaları. Bunun da yolu, kalite yönetiminden geçer adını ister ISO koyun, ister Kaizen, ister sürekli iyileştirme…. her biri limana ulaşabilmek için kaptanın seyir defterine kaydettiği notlardır. 

Bu yazı, Bursa Hakimiyet Gazetesi İnsan Kaynakları için hazırlanmıştır. 

 
Toplam blog
: 68
: 2603
Kayıt tarihi
: 27.05.11
 
 

Çoklu paydaş ortamında çalışma yeteneği, özellikle inovasyon ve kümelenmeyi teşvik etmek için kamu k..