Yoğurtlu çorba...

Candan arkadaşlarımı yemeğe çağırdığım zaman amacım onlara yöresel yemekler yapmaktı. Mantı işi kolay, nasıl olsa Kayseri'den getirttiğim minicik mantılardan vardı. Kayseri'de çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım geçtiği için, yöresel yemeklerin hepsini de bilmiyorum. Çorba olarak aklıma bizim tarhana çorbası geldi. Belki siz bu çorbayı biliyorsunuz, adı da başka. Ama bu benim annemden öğrendiğim nadir yemeklerden biridir.

Bizim yörede yoğurtlu çorbaya tarhana çorbası denirdi. O kadar uzun zamandır memleketten uzağım ki, şimdi ne diyorlar bilmiyorum. Ben de Bursa'ya gelene kadar öyle dedim. Bursa'da evde yapılan kurutulmuş tarhanadan yapılan çorbayı görünce, bizim tarhana çorbasına artık tarhana diyemedim. Ama o muhteşem çorba, benim çocukluğumun tarhanasıdır.

Yemeğe ve damak zevkine düşkün rahmetli babam "tarhana tartar, karnımı yırtar, baklava börek gel beni kurtar" tekerlemesini söylemeden yemezdi. Ailedeki bütün küçük çocuklar bayıllırdı bu çorbaya. Benim oğlum da çok sever. Yapımı biraz zaman aldığından çok sık yapmıyorum. Yaptığım zaman aldığım öpücüklerden anlıyorum ki özlenmiş. Oğlum salçalı yaptığım için daha küçükken "kırmızı çorba" derdi. Bu çorbanın bir özelliği de ertesi güne kaldığında koyulaşır. Biraz sıcak su ilave ederek, bir gün daha idare edebilirsiniz. Annem ne zaman su katsa, babam hemen anlardı. Annemin hayırı, babamın eveti yemeğin tadını kaçırırdı doğrusu. Eşiniz yemekten anlıyorsa su kattığınızı en başta söylemekte yarar var:)

Gelelim bizim tarhana çorbası nasıl yapılır. Aslında süzme yoğurt ve yarma ile yapılır. Ama evde bulunan diğer yoğurt ve pirinçle de oluyor. Lezzet tam tutmasa da idare ediyor işte. Şimdi en büyük sorun benim için ölçü vermek. Ölçülü yemek yapmayı bilmediğim için, şimdi yaklaşık bir şeylerle tarif edeyim.

4 kişilik bir çorba için bir su bardağı yoğurt, 1 yumurta, bir yemek kaşığı un sulandırılarak mikserle iyice çırpılır. Çırpma işi iyi olmazsa, yumurta beyazları pişip, çorbada yüzebilir. Hazır satılan ayran kıvamını alana kadar su eklenir. Çorbayı ateşe koymadan önce diğer hazırlıklar bitmiş olmalı, başka bir işiniz de olmamalı. Çünkü çorbayı bırakıp bir yere gitmek yok. O nedenle 1 çay bardağı kadar pirinci yıkayıp süzülmeye bırakın. Çorbayı kaynayana kadar hiç durmaksınız karıştırmak gerekiyor. Aksi halde yoğurt ile su birbirinden ayrılıyor ve kesik bir görüntü oluşuyor. Kaynamaya başlayınca tuzu ve pirinci atıp, ağzı açık olarak pirinçler pişene kadar, altı kısık vaziyette kaynatıyorsunuz. Annem küçük patatesleri yıkayıp kabuğu ile içine atardı. Çorbanın yanında haşlanmış patates çok iyi gidiyor.

Çorbamız piştikten sonra, bir kaşık tereyağ, bir kaşık salça ve kuru naneden oluşan sos hazırlayıp, çorba ile sulandırıp, çorbamızın tamamına katıyoruz.
Hepinize afiyet olsun...Sevgilerimle...