Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '15

 
Kategori
Deneme
 

Yönetenlerde bulunması gereken özellikler

Yönetenlerde bulunması gereken özellikler
 

Görsel alıntı


Toplumda yolsuzlukların, haksızlıkların, kötü gidişatın izleri sabit eser bırakmışken şimdi de yaşamda can güvenliği sorunları zuhur etti.

"Siz ne halde iseniz başınıza o şekilde idareciler gelir. Bir topluluk kendini düzeltmedikçe Allah onlardaki hali düzeltecek değildir."

“Resulüm! Eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever.” (Maide, 5/42).

“Davut! Biz seni ülkede hükümdar yaptık, sen de insanlar arasında adaletle hükmet, keyfine/nefsinin hevesine uyma ki seni Allah yolundan saptırmasın.”(Sad, 38/26).

Öyle görülüyor ki, yöneticilerin en büyük görevi, adaletli olmaktır. Yönetilenlerin en büyük görevi de, bu adaletli hükümlere uymaktır.

Bir yöneticide bulunması gereken özellikler:

Aklıselim sahibi olmak: Aklıselimin alameti, kişinin, Allah’ın razı olacağı ameller yapması, Allah’ın gazap edeceği, gazabını celp edeceği kötülüklerden sakınmasıdır.

Kabiliyet: İdarecilik ve yöneticilik çok üstün bir kabiliyet ister. Kabiliyeti olmayan kişilerin böyle bir işe talip olmaması gerekir.

İlim: Yöneticiler öncelikle yapacağı işi, dini ilimleri, tarihi, toplumun örf ve adetlerini, fert ve toplum psikolojisini, sosyolojiyi, içinde yaşadığı çağın siyasî, iktisadî, sosyal, kültürel yapısını, dünyada meydana gelen olayları çok iyi bilmeli ve değerlendirebilmelidir.

Bir yönetici olarak, kendi durumunu, yönettiği kurum ve kuruluşun iktisadî, hukukî, kültürel yapısını, çok iyi bilmeli, çok iyi değerlendirmeli ve ona göre gecikmeden, tam zamanında etkin tedbirler almalıdır.

Adalet: Adil olmayanlar, yöneticiliğe asla layık değillerdir. Adaletin icrasında ırk, akrabalık, zenginlik, fakirlik gibi hususlar etkili olamaz. Hangi inançtan, hangi ırktan, hangi kesimden olursa olsun haklı olanın hakkı, zalimden alınıp kendisine iade olunmalıdır. İdareci hem adil olacak, hem de adaletin icra edilmesine yardımcı olacak, bu hususta asla taviz kar davranmayacaktır.

Cesaret: Yönetici cesur olacaktır. Gerektiğinde risk altına girmekten asla çekinmeyecektir. Ancak tehevvür, yani aşırılıklar, taşkınlıklar cesaret ile karıştırılmamalıdır.

Basiret-Feraset: Yöneticiler basiret ve feraset sahibi olmalıdır. Bön ve ahmaktan yönetici olmaz. İdareci, muhatabının beden dilini çok iyi anlamalıdır. Kelimelerle ifade edilemeyen, ya da kelimelerin arkasına gizlenen pek çok gerçekler, azaların sergilediği tavırlardan okunur ve anlaşılır.

Dürüstlük: Yalancı, sahtekâr, insanlara karşı dürüst davranmayan, sürekli aldatan kişilerin iş başına gelmesi, o millet için büyük bir felakettir. Doğruluk, dürüstlük; kalpte niyetin, dilde sözün, azalarda amelin aynı olması demektir.

Sabır-Sebat: Yöneticilik çok büyük sabır isteyen bir iştir. Aceleci, istikrarsız kişiler, böyle ağır işlerin, ağır yüklerin altından kalkamazlar. Sabır, bir kararlılık ve dayanıklılıktır. Kararlı ve dayanıklı olmayan kişiler sabredemez, doğrular üzerinde, hak üzerinde sebat gösteremez.

Affetmek: Affetmek çok büyük bir ahlaktır. O bakımdan yöneticiler gerektiği zaman affetmesini bilmelidirler. Özellikle şahıslarına karşı yapılan bir hatayı, hakareti affetmesi, büyük bir fazilet ve meziyettir.

İstişare: Yöneticiler istişareye ne kadar önem verirler ve ehli ile istişare ederlerse, yönetimlerinde, kararlarında, icraatlarında o kadar isabetli olurlar.

Kıssadan hisseler :

1- Hayvanlar âleminde Aslan bir koyunu yanına çağır ve nefesinin kokup kokmadığını sorar. Koyun “ evet, nefesiniz kokuyor ” diye yanıtlayınca Aslan hiddetlenir, şiddetlenir koyunu anında parçalar.

Daha sonra kurda aynı soruyu sorar. Kurt, korkudan “ Hayır nefesiniz kokmuyor “ diye yanıtlayınca Aslan kurdun yağcılık yaptığı gerekçesiyle kurdunda işini bitirir.

Sıra Tilki’ye gelir. Tilki, “ Üzgünüm Sayın Aslan, bu günlerde üşütmüşüm, o yüzden burnum koku almıyor ” diye yanıtlar. 

( Akıllı kişiler tehlikeli durumlarda konuşmazlar)

2- Fareler kendilerine musallat olan bir kedinin saldırısından kurtulmak için toplantı yaparlar. Birden ziyade fikirler ortaya atılır, hiçbir kabul görmez.

En son söz alan genç bir fare kedinin boynuna bir çan asılmasını, böylece kedi kendilerine yaklaşırken çan sesinden farkına varacaklarını ve kaçıp kurtulacaklarını önerir. Bu öneri tüm fareler tarafından alkışlanır ve oy birliği ile kabul edilir.

Bu arada köşede sessiz bekleyen yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice bir öneri olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşku duymadığını ” Fakat “ der kafamı bir soru kurcalıyor.  " Aramızda kim kedinin boynuna çan asacak onu merak ediyorum” der. 

( Plan ayrı bir konu, planı gerçekleştirmek bir başka konu )

Anlamlı sözler:

Şu yalan dünyanın sonu bir hiç imiş, Akşam gelip konan, Sabah göç imiş. ( Pir Sultan Abdal )

Yedi iklim dört köşeyi dolandım, meğer dünya her tarafta bir imiş. ( Dadaloğlu )

Planınız bir yıl içinse pirinç ekin, on yıl için ise ağaç dikin, yüzyıl için ise insanları eğitin. (Huang )

Eleştiricilerin sözlerine aldırmayın, şimdiye kadar hiç birinin heykeli dikilmemiştir.( Sibelius )

Bir öksürük, birde yoksulluk gizli tutulmaz. (Mikszath)

Yoksul dünyanın bazı nimetlerinden, Cimri ise dünyanın bütün nimetlerinden mahrumdur. ( La Bruyere )

Kalp kör olduktan sonra, gözün görmesinde hayır yoktur. ( Hz. Ali )

Dünyaya kiracı gibi yerleşmek ve öyle yaşamak gerek. Dünyaya ev sahibi gibi yerleşilirse gitmek zor olur.

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..