Yönetim artık tribüne kulak ver! (Fenerbahçe 0-3 Arsenal)

Fenerbahçe; Şampiyonlar Ligi Play-Off ilk maçında, kendi sahasında Arsenal'a 0-3 yenilerek, %10 olan tur umutlarını da tamamen yitirdi.

Fenerbahçe: Volkan, Bekir (Gökhan), Alves, Yobo, Kadlec, Mehmet Topal, Emre, Meireles (Alper), Kuyt, Webo (Emenike), Sow

Arsenal: Szczesny, Sagna, Mertesacker, Koscielny (Jenkinson), Gibbs, Rosicky, Wilshere, Wallcot (Monreal), Ramsey, Cazorla, Giroud (Podolski)

Fenerbahçe Yönetiminin plansız programsız sezon girişleri nedeniyle, sezon başında hedeflenen her kulvar, ütopik bir masala dönüşüyor. Ancak ligde ve Avrupa'da yaşanan bu kötü başlangıç, CAS ve Ersun Yanal'ın performansı ile daha da acı geçeceğe benziyor.

Eylül ayına girmek üzereyiz; yönetim tüm dikkatlerini CAS savunmasına vermiş durumda. Ancak sezon öncesi öyle abes bir plansızlık içinde hazırlanıldı ki; Avrupa'dan men cezası alınsa, ne saha içerisinde ne de kenar yönetimde lig maratonunu kaldırabilecek bir yapı görünmüyor.

CAS davasından ne sonuç çıkarsa çıksın, artık Aziz Yıldırım ve kurmayları çoktan kredilerini tüketmiş vaziyetteler. Ancak, koskoca camiada dik durabilen kongre üyesi fazla olmadığı ve çoğunluğu Azizsilin bağımlısı olduğu için bu aciz günleri yaşamaya son sürat devam ediyoruz.

Özellikle son 5 yıldır, sahada geyik muhabbetlerine konu bir takım izliyoruz. İsimler değişiyor, ancak aciz görüntü bir türlü değişmiyor. Fenerbahçe takımı yıllardır, kolay yeniliyor ancak kolay maç kazanamıyor. Kongre üyeleri susuyor, spor yazarları susuyor, taraftar hep destek tam destek acitasyonu ile susturuluyor.

Hocalar değişiyor, futbolcular değişiyor ancak değişmeyen iki şey var; yönetim ve takımın akıbeti...

Ersun Yanal'ın kafa karşıklıkları ile takım sezona kötü giriş yaptı. Abdullah Avcı'nın Milli Takımda görev yaptığı 2 yıl boyunca, halen nasıl bir takım kurmaya karar veremediği gibi, Ersun Yanal da takıma oynatmak istediği oyuna bir türlü karar veremedi.

Önce takıma uygun yapıya karar verecek ve bu yapının takıma oturması için de en az 2 ay süre isteyecek. Tabi bu arada giden Süper Kupa ve Avrupa macerasından sonra elde kalan son hedeflere umut bağlanacak. Biz de Haziran-Temmuz dönemine "hazırlık dönemi" adını vermeye devam edeceğiz.

Ersun Yanal; Galatasaray ve Konyaspor maçlarında tutturamadığı oyun anlayışını, Arsenal gibi bir takım karşısında tutturmaya çalıştı. Ancak maalesef ki işler onun değil bizim tahmin ettiğimiz şekilde bitti. Son 10 dakikada gelen 3.golden sonra da orta alana takviye yapma düşüncesi işin en trajik yönünü oluşturdu.

Fenerbahçe; üçlü ofans hattı ile geçen sezon tutunduğu gibi henüz tutunamıyor. Çünkü orta üçlü hızlı oynamayı ve kritik ara pasları ile destek vermeyi beceremiyor. Emre ve Meireles gibi ağır oyuncular, oyunun ikinci yarısında tamamen tükeniyor ve rakiplere gün doğuyor. Ersun Yanal ise 3 oyuncu değişikliği hakkını sağ bek ve ofans hattına harcayarak, takım direncine zerre katkı sağlayamıyor.

İleriye top taşıyamadığın zaman ileride 3 değil 5-6 adam tutsan değişen hiçbirşey olmaz. O halde Arsenal gibi orta alanı hızlı paslarla geçebilen bir takıma 4-5-1 gibi bir yapıyla direnmekten başka çaren kalmıyor. Eski performanslarını bir türlü yakalayamayan Kuyt-Webo-Sow üçlüsünden bu akşam vazgeçip, ileride güçlü bir Emenike ve gerisinde kalabalık 5'li orta saha ile en azından haddimizi bilip, hezimet yaşamazdık diye düşünüyorum.

Sayın Ersun Yanal; madem ki Aziz Yıldırım boyunduruğu altında neler yaşayabileceğini az-çok bilerek bu göreve soyundun, en azından ortama ve rakibe göre makul bir kadro belirle. Yoksa birilerinin ağzında şimdiden pelesenk olduğun gibi sezon ortasını göremeden, bir genç hocanın günah keçisi ilan edilip gönderilmesi garabetini izlemek istemeyiz.