YSK'ya yüklen sorumluluktan kurtul!

12 Bağımsız adayın Yüksek Seçim Kurulu tarafından veto edilmesi, Türkiye'yi karıştırdı. BDP ve PKK sempatizanları polisle çatıştı, molotof kokteyli ve havai fişeklerle dükkanlara, araçlara saldırdı. Doğu illeri ve İstanbul bu kargaşa ve kaostan nasibini aldı. 

YSK almış olduğu kararı, hukuk ve yasalara dayanarak almıştır. YSK siyasi bir kuruluş değildir, o nedenle aldığı kararları hukuka, dolayısiyle yasalara dayanır. YSK'yı günah keçisi yapan siyasiler, kendi sorumluluklarından kurtulabilirler mi? 

Sekiz yıldır iktidarda olan AKP seçim barajını %10'un altına düşürmemekle, öncelikle bu kaosun baş mimarı olduğunu unutmuş görülüyor. İleri demokrasiden bahsederken, temsil yetkisini kısıtlıyan %10 barajını değiştirmemek 82 Anayasasının kendi lehine olan maddelerini koruma cabasının bir neticesi olarak karşımıza çıkıyor. Halkın %65, 70'inin iradesini yok sayan bir iktidar ne kadar demokratik olabilir. 

Bugün YSK'yı eleştiren AKP Bakanları 8 yıldır bu yasaları değiştirmek, tadil etmek için ne yaptılar. Bir taraftan açılımdan bahsedeceksiniz öte taraftan, seçilme haklarını ellerinden alacaksınız. 12 Eylül refarandumu, 82 Anayasasını değiştirip daha demokratik yasa yapmak ve siyasi vesayeti kaldırmak adına yapılmamış mıydı. Ne %10 barajı, ne dokunulmazlıklar nede partiler yasasında bir değişiklik yapılmadığı gibi, 12 Eylül'ün koyduğu, milletvekili seçilme hakları yasada olduğu gibi muhafaza edilmesi bügünkü kaos ortamını hazırlamıştır. 

Zihniyet değişmedikçe, ne Demokrasiden ne insan haklarından bahsedebiliriz. Bunun en güzel örneğini Fatih Altay'lının sitesine koyduğu Oray Eğin'in Akşam Gazetesinde yazdığı ''Cemat harekete geçti'' yazısına gelen yorumda bulabiliriz. 

Yorum yapan Osman Karataş 13/Ara/2007 sa;10:36 şöyle diyor; 

''Sayın Altaylı yazınızı okudum, pek memnun olamadım. Nasıl ki bizler sizin gibilere yıllardır katlandıysak bundan sonrada sizler bizlere katlanmak durumundasınız. Çünkü dümen bize geçti. 

Hazmedeceksiniz, sindireceksiniz başka çareniz yok. Bükemediğiniz bileği öpmek durumunda kalacaksınız. 

Hükümet Biziz... Cumhurbaşkanı biziz... Yok olan YÖK'te biziz.. Yargıçta biziz.. Hakimde biziz... 

Çok yakında Genelkurmay'da biziz... (oda biziz oldu sayılır) 

Sizler fazla düşünmeyin, bırakın kendinizi bize... 

Bugünkü kaotik ortam bundan daha güzel anlatılabilir mi?