Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yunan adaları Türkiye'ye ilhak olmak istiyor!

Yunan adaları Türkiye'ye ilhak olmak istiyor!
 

AB içinde olsalar bile kalkınma ve büyümede 90 yıl geri kalan Yunan adalarının son ve tek çözümü Türkiye...


Günümüze kadar çalışmadan kazanmanın geliri Turizm ile Avrupanın refahı içinde yaşayan Yunanistan'ın acılı sonu ekonomik çöküntü hız kazanırken ünvanını da değiştirdi. "Avrupanın Şımarık Çocuğu" olarak tanımlanırken birdenbire "Avrupa'nın Haylaz Çocuğu" konumuna düşen Yunanistan halkı artık Türkiyeye ilhak olmak istiyor.

Bu konuda kararlı düşünceleri olan Yunan halkı tarihte "Hatay" örneğini önüne koyuyor. Suriye'nin dikta ve zulmü karşısında meclisini toplayıp Türkiye'ye ilhak kararı alan Hatay'ın Türkiye refahı içindeki yaşamını izleyen özellikle Yunan Adalarında yaşayan halk şu günlerde Atina ile Ankara arasında bir tercih yapmak zorunda kaldı. Kurtuluş Savaşı sonrası Lozan'da sürdürülen görüşmelerde o günün şartlarına göre toprak koparmayı siyasi amaç olarak düşünen Yunanlı diplomatlar gelecekte enerjisi ve ekonomisi olmayan toprakların sadece harita üzerinde bir alan olarak göze hitap edeceklerini düşünemediler. Ada yaşamını bilmeyenler için bu durumu irdeleyelim;

1. ENERJİ VE SU İHTİYACI: Adada yaşayan bir toplum, geçmişteki nüfusuna göre su ihtiyacını yağmur suyuna bağlı olarak sarnıçlarla sağlayabilir. Ancak nüfus artışı ile bu gereksinim yetersiz duruma gelince kaçınılmaz olarak Baraj gündeme gelir. Bu, eğer adanın baraj için çoğrafi durumu varsa çözüm olabilir ama yinede ekonomik mukayeseye tabi tutulur. Baraj yapımı demek toprak kaybı demektir ki, ne kadar özenle bakım yaparsanız yapın ekonomik ömrü sadece 100 senedir. Bu süre sonunda o baraj alanında tarım da yapamazsınız. Artık orası bir dolgu alanıdır ve sadece tuğla, kiremit olarak toprağını kullanırsınız (ki kimin için). Üretim için enerjiyi ve suyu başlangıçta bu barajdan sağlarken birden enerjisiz susuz kalacaksınız. Anakaradan enerji ve su sağlamak için kablo ve boru düşünseniz bile uzaklıklar ilk engel olacaktır ve böyle bir ağ oluşturmanız bile ülkenizin ekonomisini çökertir. Sonuç olarak bu adalar enerji ve su ihtiyaçlarını hemen 3-5 km ötedeki Türkiye'den sağlamak zorundadır.

2. GEREKSİNİMLER: Bunlar, "evde ekmek kalmamış, bir koşu bakkaldan al gel" gibi çözümlü değildir. Bebek bezinden tutunda, kek vanilyasına kadar tekstil, kırtasiye, her türlü hammadde, ilaç, doktor, hastane gibi sonu olmayan gereksinimler elinizin altında değil. İnternetten online temini de olanaksız. Parasını kredi kartı ile ödeyip sipariş verdiğiniz ürünü size getirip teslim edebilecek kargo şirketini hayal bile edemem. Bu şirket Atina'dan verilen bir kargoyu adresine ulaştırmak için kuryesine "Hadi şunu Samos adasına götürüp teslim et" mi diyecek, yoksa orada personel ve iletişim masraflarıyla daima zarar edecek olan bir şube mi açacak? Elbette "Anne papucum çok kötü durumda bayramda ben bunu giyemem" diye Samos'lu kıza annesi "Tamam bu hafta sonu Kuşadası'na alışverişe gideceğiz, ordan alırız" diyecektir. Haklı, feribota binip 8 saat yol gidip, papuç alıp 8 saat yol dönmek, üstelik de 3-5 katı pahalı mala yol parası da ekleyip... Düşünemiyorum bile...

3. ESNAFLIK: Çok farklı bir statü ile işler. Ürünlerin raf ömrü ve sermayenin rafta atıl kalması dikkate alınarak dükkana aylık, 3 aylık, 6 aylık gibi periyotlarla mal getirebilirsiniz. Bu bakımdan adalarda esnaf müşteri ilişkileri çok daha farklıdır. Ön plana çıkan "Veresiye Defteri" değil "Sipariş Defteri" dir. "Evde hiç kahve kalmamış bana 250 gr kahve lütfen" diyen müşterinin büyük olasılıkla alacağı yanıt "Şu anda elimde yok, ama bu ayın sipariş listesine senin için de yazayım" olacaktır ama "Yok yazma, kaynım yarın Marmaris'e gidecek, ona aldırırım" bence en uygun yanıttır.

Bu konuları çeşitlendirmek çok kolay. Her konuda ada yaşamı en yakın anakaraya bağımlıdır. Ama Yunan hükümeti "Türkiye'ye gitmek yasak" derse sonunda Ada Halkının da tepesi atar "Ben Yunanistan olmak istemiyorum, Türkiye olmak istiyorum" der altını da kalınca çizer. Bunun ilk belirtileri bayram tatili için Samos adasının Türkiyeden gelecek olan turistlere cazip fiyat ve olanaklar sunmaya başlamasıdır. Artık Yunan Adaları'nda yaşayanların akıllarında Türkiyeye ilhak olmak var. Ama bu daha dillerinin ucuna gelmedi. Çünkü bu sopayı şimdilik AB'ye göstermeye başladılar. AB'deki panik de bundan, ne yardan vazgeçer ne de serden...

Durum Kıbrıs için de aynı... Kıbrıs, Manavgat suyunu ve Türkiye enerjisini kendisine en uygun çözüm olarak görüyor. Ne kadar çözüm istemez tavır takınırsa takınsın bu, AB desteği ile daha fazla taviz koparmaya yöneliktir. Yoksa o da işin başından beri Türkiye'ye mahkum olduğunu  çok iyi biliyor. 

 
Toplam blog
: 14
: 1561
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

İnşaat sektöründe teknik eleman olarak çalıştı ve havaalanı, karayolu üzerine kesin hesap uzmanı ..